46
"Ne bileyim ben; güçlü olan herhalde."
"Yanlış cevap. Erdemi olan galip gelir."
"Sen de boşuna yaşayanlardansın anlaşılan. Onlardansın."
"Zor durumdayım ve bu yüzden doğru cevap veremedim. Bayım, lütfen beni kurtar. Beynim uyuştu."
"Bana zavallı bir kurbağa gibi yalvarmayı kes! Ruhun ve kalbin bu mu? Bu mudur yüreğindeki güç? Bu mudur büyülü sözcüklerin, yürekli sözcüklerin? Bu mudur karakterinin parlaklığı? Yalvarıp duruyorsun bana. Beni böyle ikna edemezsin küçük hanım!"
"En sevmediğim laf! Bana sakın küçük hanım deme bir daha! Seni çok kötü yaparım!" Ayaklarını kurtarmak için çabaladı.
Kızıl sakallı güldü: "Bence sen küçük bir akrepsin. Küçük bir katilsin.
Seni kurtarmamakla çok iyi etmişim. Sen kesin beni öldürürsün. Kibirli, azgın, kaba küçük hanım. Ahlaksız şey!"
"Ustam beni çok iyi yetiştirdi. Her zor durumdan kurtulmayı mutlaka başarırım."
"Sen psikopat küçük bir solucandan başka bir şey değilsin. Hah hah hah!"
"Bana vaaz vermeyi kes ve beni kurtar. Sana dokunmam yemin ederim ki. Sonra gidersin yoluna, tavşan."
"Tavşan sensin! Burada senden başka bir tavşan göremiyorum. Boş boş konuşuyorsun. Boşa yaşamışsın."
"Seni en acı biçimde öldüreceğim."
"Bak sen. Şimdi seni bırakım gideceğim. Son sözlerini söyle."
"Sen ciddi olamazsın. Sen bir çılgın ya da katil olamazsın."
"Bunu da nerden çıkardın? Ben seni öldürmedim ki. Seni öldürecekse tuzak öldürür, donma ya da vahşi hayvanlar." Güldü ve cebinden sigara çıkardı: "Bunu kendim yaptım. Tütüne benzer bir ot bu. Tıpkı sigara gibi.
"Lütfen beni bırak. Emin ol ilahi adalet seni ödüllendirecektir."
"Hadi oradan!" Cebinde çakmak aradı. "Nereye gitti bu çakmak?"
"Bende var."
"Eğer yalan söylüyorsan tokat yersin."
Elini uzattı, çakmağı buldu, sigarasını yaktı ve çakmağı yerine koydu.
Sigarayı tüttürdü. Yaklaştı. "Gidiyorum küçük hanım, sana hayatta başarılar!"
Rabbani'nin gözlerinden yaşlar düştü: "Beni kurtar n'olursun!"
"Var oluşunun ve zamanın kıymetini anlamışsındır herhalde bu durumda."
"Beni kurtarmadan gidemezsin."
İyi avcı olduğunu söylemiştin. Kendini kanıtlama zamanı. Hani ustan sana her zor durumdan kurtulmayı öğretmişti?
"Ya başaramazsam?"
"Sen kendini öldürmüş olacaksın. Beceriksizliğinle."
"Öldürmek mutlu eder mi seni?"
"O tuzak öldürecek seni öldürürsen. Ben değil."
"Saçmalama! Bak bu dediğin tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar demek kadar saçma. Yumurta tavuğun kıçından çıkar işte. Ve sen katil olamazsın. Kurtar beni bayım, lütfen."
İpi tutan kalın daldan çatırdı geldi. İkisi de baktı.
"Anlaşılan şansın yaver gidiyor, vahşi. Bu arada ben süratle gözden kaybolsam iyi ederim." Güldü.
"Kaçma. Pis hırsız! Tavşanın birini bırak; yoksa peşine düşerim!"
"Birazcık olsun yumuşak kalpli ve güzel sözlü biri olsaydın seni hemen indirirdim oradan. Sen tam bir vahşisin! Ama şunu itiraf edeyim. Vahşi laflarınla saygımı kazandın."
"Seni bulup öldüreceğim."
"Elbette. Aptal çocuk. Gebermezsen bu ormanda ve beni bulursan öldür tabi."
Kızıl sakallı gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSA YERYÜZÜNDE
Mistério / SuspenseZengin aile şehirden kaçıp vahşi ormana sığınmak zorunda kalmıştır, bir mağarada yaşamaktadırlar ilkel insanlar gibi, babanın peşinde bir mafya vardır. Aile ormanda hayatta kalmaya çalışırken birçok zorlukla karşı karşıyadır. Evin 14 yaşındaki oğlu...