54
Keskin bakışlarıyla arkasında bir kurt vardı, acımasız ve aç bakışlarını ona adeta kilitlemişti. Kurbanını inceleyip kokusunu alıp topladığı bilgileri zihninde belli sınıflara ayırıp bir sonuç ve saldırı taktiği çıkarmaya çabalıyordu.
Kurt sürüsünün av bulma konusunda keşifçi kurduydu. Gerekli bütün bilgileri toplamıştı ve sürüye haber vermek için oradan sıvıştı. Rabbani ayak sesini duyup başını çevirdi; ama onu göremedi. Sallanan dalları fark etti, oraya iyice yoğunlaştı korkudan. Sonra boş verdi sonuç alamayınca. Kuruntu yaptığını düşündü. Başını kulübeye çevirdi dalların arasından. Kurt sürüsü şimşek gibi ona doğru geliyordu. En önde sürünün iş bitirici elemanı vardı. Bu kurt kurbanın öldürme işlemini başlatan çenesi en güçlü ve bu konularda en deneyimli kurttu. Diğerleri onun çevresinde yarım daire çizmişti. Panikle oku aldı eline, ilk oku fırlattı iş bitiriciye, kurt başını eğince kurtardı kendini, kurtlar ayrı kollara ayrıldılar, Rabbani bir ok daha attı, ıskaladı, sonra bir ok daha. Kurtlar gözden kaybolmuştu. Saklanıyorlardı, Rabbani kan ter içinde yönünü değiştiriyordu, okunu hazır tutuyordu; ama bir hedef yoktu, kurtlar hayalet gibi birden yok olmuşlardı. Elleri titriyordu, oku bıraktı ve mızraklardan birini aldı eline. Arkadan mermi gibi gelen kurt Rabbani'nin sırtına atladı ve onu yere yıktı, ikisi birlikte yerde yuvarlandı, Rabbani mızrağı aldı son hamleyle ve üstüne atılan kurdun boğazına sapladı, mızrağı çekti ve hemen kalktı, diğer kurtlar ortalıkta yoktu, hemen kulübeye doğru fırladı. Arkada sürünün iş bitirici kutru süratle yaklaşıyordu. Rabbani kapıyı bir tekmeyle açıp içeri girdi. Yere düştü. Ayağıyla itip kapıyı kapadı ve sürünüp sırtını dayadı kapıya. Rabbani'nin üstüne son çullanmak isteyen iş bitirici kurt kapıya toslamıştı.
Rabbani kapının ardına koyacak destek bakındı. Masa vardı en uygun. Çuvallar gözüne çarptı. Odun dolu üç çuval. Ocak yanındaydı. Masanın bacağını bir hamlede alıp kapıya dayamak için hareket etti. İş bitirici kurt aralanan kapıdan girecekti. Rabbani bir ayağını uzatıp bastı son anda. Kurdun kafası kapı aralığına sıkışmıştı. Hırlıyor. Başını geri çekip kurtarmak istiyor ve çırpınıyordu öfkeyle.
Rabbani belinden bıçağı çıkardı, kurdun boynunu kesecekti, duraksadı, kurt bıçağı görmüştü ve bütün çırpınışını kesmiş, mahzun mahzun bakıyordu bıçağa, bir an bakışlarını Rabbani'ye çevirdi. "Lütfen beni öldürme" dercesine bakıyordu. Vahşi ve güçlü kurt birden kuzuya dönmüştü ve sanki içine bir insan ruhu girmişti ve o bir şey söylüyordu Rabbani'ye. O bakışların tesiriyle Rabbani olup biteni unuttu bir anda merhamet ederek: "Canını bağışlıyorum, sakın bir daha karşıma çıkma." dedi içinden. Kapıyı araladı ve kurt başını çekti, Rabbani kapıya destekler koydu güzelce. Dışarıda kurtlar kendi aralarında bir kavgaya tutuştu ve sonra kavga uzakta devam etti ve daha sonra sesleri tamamen kesildi, çekip gitmişlerdi. Rabbani kan ter içinde kalmıştı. Bir ses duydu ve başını çevirdi ve orada kıpırdayan bir şey vardı. Yerinden kalkıp odanın diğer ucuna yanaştı. Yaklaşık bir buçuk yaşında bir bebek vardı yerde. Ayı postunun üstünde. Sarışın bebeğin gözleri maviydi. Saçları kısacıktı. Elinde bir şey vardı. Onu ağzına götürdü. Onu ısırmaya çalışıyordu. Bebek Rabbani'yi görünce sevinmiş, gülümsemişti ve garip sesler çıkararak onunla konuşmaya çalıştı. Herhalde bu dünyanın en güzel bebeği olmalıydı. Ona yaklaştı. Diğer tarafta yüzükoyun yatan bir kadın vardı. İrkildi korkuyla. Usulca yaklaştı ve onu yüzüstü çevirdi. Onu bir yerden tanıyordu, birden zınk diye hatırladı: Korkmuştu. Onu çevirdi. Bu bir kadındı. Sakallı hırsızın düşürdüğü kolyedeki kadındı bu. Cebinden kolyeyi çıkardı, kontrol etti. Yanılmıyordu.
"Sakın ölmüş olma! Yoksa bu bebekle ne yaparım ben."
"Bayan iyi misiniz, lütfen uyanın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSA YERYÜZÜNDE
Mistério / SuspenseZengin aile şehirden kaçıp vahşi ormana sığınmak zorunda kalmıştır, bir mağarada yaşamaktadırlar ilkel insanlar gibi, babanın peşinde bir mafya vardır. Aile ormanda hayatta kalmaya çalışırken birçok zorlukla karşı karşıyadır. Evin 14 yaşındaki oğlu...