-
"Do you remember, the 21st night of September?"
-
Aşağı inmeli ya da çığlık atmalı mıyım? Büyük ihtimalle evet. Ayesha duyar mı? Gece iki ve büyük ihtimalle uyuyorlar.
Burnumdan alıp ağzımdan vermeye özen gösterdiğim nefeslerim bana ağır gelirken bacaklarımı yataktan sarkıttım ve yavaşça ayağa kalktım. Işığı açacaktım. Sakin ol Earth.
Işığı açıp hemen geri yatağa döndüğümde kasıklarımda hissettiğim şey daha acı verici bir hale dönüşmüştü. Biri sırtıma bıçak saplıyor gibi hissetmeye başladığımda aklımda olan tek şey vardı; Zayn.
Bir elimi karnıma yerleştirip derin nefeslerime devam ettim. Doğurmuyorum ki. Daha iki hafta var. Zayn iki hafta sonra izin alacak.
Uyursam geçeceğini düşünüp örtünün altına girmeye çalışmıştım ama hissettiğim ağrı buna daha çok engel oldu. Belimi hareket ettiremezken bacaklarıma da kramp girmişti. Hareket edemiyordum. Beklesem de geçmemişti.
Ayesha'ya seslenecektim. Doğurduğum için değil. Sadece su getirmesini isteyecektim. Bu kadar.
Ona seslenişimden birkaç dakika sonra koşarak gelmişti. Uyku dolu haliyle kapıdan endişeli bir tavırla bana baktı, ardından içeri girdi.
"Kızım? Ne oldu?"
"Şey," Acıyla inledim ve doğrulmaya çalıştım. "Su getirebilir misin? Hareket edemiyorum da."
Su bahaneydi. Bir şey olursa yanımda uyanık birinin olmasını istiyordum. İlk bebeğimi tekken kaybetmiştim.
"Getiririm de... Sen iyi misin?"
"İyiyim-" Tekrar bir sancı hissettiğimde nefesim kesildi.
"Earth?"
Yaklaştığında dolu gözlerimle ona baktım. "Bir şey yok."
"Earth," Gözleri şortumda takıldı. "Doğuruyorsun."
"Hayır-"
"Telefon nerede?" Komodinin üzerindeki telefonumu alıp engel olmaya çalışsam da ambulans çağırmıştı.
Telefonu bıraktıktan sonra gelip kolumu tuttu.
"Aşağı inmemiz lazım, yapabilir misin güzel kızım?"
Yapabilirdim ama kafamı iki yana salladım. "Zayn'i çağır hala."
"Ne zaman döneceğini bilmiyorum Earth. Lütfen aşağı inelim, hadi."
"Matt..." Zorla Matt'in ismini söylediğimde telefonu geri alıp onu da aramıştı. Hemen geleceğini söyleyen Matias'dan sonra Zayn'i de arattım ama telefonu kapalıydı.
Ayesha yardımcı olduğunda ayağa kalkabilmiştim, beni kapıya doğru yürütürken Omar karşımızda belirdi.
"Anne? Earth ablaya ne oluyor?"
"Omar! Bak, karşıdaki odada çanta var. Bebek çantası. Onu aşağıya taşı, hadi bakalım. Earth ablana yardım edeceğiz."
"Doğuruyor mu?"
"Evet. Kuzenlerini görmek istiyorsan söylediklerimi yap, tamam mı?"
Omar'ın uykusu açılmıştı, heyecanla kafasını sallayıp çantayı almaya gitti. Ambulans sesi duyduğumu hatırlıyordum, gerisi pek net değildi. Matias'ın kucağında çok ağlamıştım, ambulansa yetişmiş ve bizimle birlikte binmişti. Annemi özellikle getirmediğini söylediğinde rahatlamıştım. Biraz sonra Kim geldiğinde yine de Zayn'i istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
exile ¬ malik
Фанфик"Artık vatanım değilsin..." diye mırıldandı üniformalı genç adam sevdiği kadına bakarken. "O zaman ben şimdi neyi koruyacağım?" - soldier zayn au. ©𝘇𝗮𝗶𝗻𝗳𝘁𝗺𝗲 {26072020} [dedicated to @irwinslotus] - #1 in zayn