don't wanna keep secrets

2K 152 102
                                    

Exile Zayn hayırlı ramazanlar diliyor

Onların evreninde de yakınmış

-

DNA işi beni geriyordu.

Zayn en son evden çıktığından beri fazlasıyla dikkatliydim. Ailemize zarar gelmesine asla izin vermeyecektim. Ama ayrıca zarar veren kişi olmaya da hiç niyetim yoktu. Bu yüzden eve gelmediği birkaç gün boyunca detaylı düşünüp bir karara varmıştım.

Ya da biraz götüm tutuşmuştu da diyebilirdim. Kim gittiğinden beri kapılar kilitli, pencereleri nadiren açıyordum. Sonra telefonumu kendi telefonuna bağladığı aklıma gelmişti. Sadece konum anlamında mı, tamamen mi bilmediğim için DNA testi sonucunun eve gönderilmesini de istemiştim.

Şimdi aptalca geliyordu.

Anneme duyduğum öfkenin ardından sakinleşince şimdi anlayabiliyordum.

Çocukları emzirip uyuttuktan sonra yine içimdeki büyük huzursuzlukla yatağa geçtim. Özlemle yastığına sarılıp neredeyse yarım saat uykuya dalmaya çalıştım. Tam bilincim kapanırken duyduğum tıkırtıyla ayılıp elimi komodinin üzerinde duran çakıya atmıştım.

"Şş," Işık açıldı. "Benim, güzelim. Bırak bıçağı."

Söylediğini yapıp oturdum ve sırtımı başlığa yaslarken ellerimi ona uzattım. "Korktum."

"Korkma," Yanıma oturup bana sıkıca sarıldı. "Bir şey oldu mu ben yokken?"

"Hayır ama neredeydin?"

"Komutanlık. Uzun saçma sapan belge işleri vardı. Mahkemeyle ilgili."

Hızlıca üzerini değişmeye koyulduğunda bacağına baktım. "Yaran nasıl oldu?"

"Pansuman yaptılar orada da, iyiyim."

Çok gergindim, çok. Korkudan elim ayağım titremeye başlayacaktı birazdan.

Yatağa gelmeden önce beşiklerin önünde durdu ve içeri doğru eğildi. "Ne zaman uyudular?"

"Birkaç saat oldu."

"Oğlum," Fısıldarken elini içeri uzatıp ikisinin de minik suratını sevdi. "İyi geceler babacığım."

Normalde böyle anlar karşısında erirdim ama şimdi gergince örtüyü açtım. "Yanıma gelir misin?"

Bana haklı bir şüpheyle baktıktan sonra çocukları bırakıp yanıma gelmişti. İkimizi de rahatlatmak için kucağına çıkıp uzun süre beni öpmesini sağladıktan sonra eski yerime geçip gövdesine sarıldım. Alnıma dudaklarını bastırdı. Şimdi mi söylemeliyim? Bilmiyordum.

Tanrım yardım et.

"Zayn?"

Derin bir nefes aldığında elimin altındaki göğsü genişledi. Anlamış mıydı?

"Seni dünya üzerinde en iyi tanıyan kişi benim, bunu biliyorsun değil mi?"

Kafam karıştığında göğsünden kalkıp tam karşısında bağdaş kurdum, ellerimiz hala kucağındaydı. Baş parmağı elimin üzerini okşarken beni izledi.

"O ne demek şimdi?"

"Şu demek," Boştaki elini kaldırıp parmak uçlarını yanağımda gezdirdi. "Suratına bir kez bakınca benden habersiz bir boklar yediğini anlayabiliyorum."

Söylemekten vazgeçsem de suratım öyle bir şekle bürünmüştü ki suçumu istemeden kabul etmiştim. Yutkunduğumda yine derin bir nefes aldı. Ağzıma sıçacak mıydı? Ama bu sefer erken dönmüştüm ne yapmaya çalışıyorsam.

exile ¬ malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin