"Şehirlere bombalar yağardı her gece,
Biz durmadan sevişirdik."-
Zorla kalkmış olsam da hangi gün olduğunu fark ettiğim anda enerjiyle dolmuştum.
Büyük bebeğimin günüydü, hazırlıkları yapmam gerekiyordu. Son üç portremden biriktirdiğim para ile bir restoran ayarlamıştım. Bu akşam eğlenecektik. Albay'ı bile davet etmiştim, gelip gelmeyeceğini bilmiyordum. Sonuçta... Albaydı?
Kimlerin gelmeyeceği pek umrumda değildi açıkçası, dördümüz berabersek gerisini pek sallamıyordum. Bunu yapmayı bebeklerim doğduğu gün bırakmıştım.
Onu uyandırmadan önce yapmam gereken şeyler vardı. Tuvalette işim bittiğinde çocukların sabah sıkıntılarıyla uğraştım. Sünnet korktuğum kadar kötü bir şey değildi, biraz geç anlamış olsam da. Çabuk iyileşmişlerdi. Sadece canları acıdıkları zaman bunu ağlayarak belli ediyorlardı. Ben de onlarla ağlıyordum.
Karınlarını doyurduktan sonra sıra Zayn'i uyandırmaya gelmişti. Dün işten gelmiş ve yorgun olduğunu biliyor olsam da bugünü erkenden, dolu dolu yaşamak istiyordum.
Sırt üstü uyuyan Zayn'in göğsüne bıraktım ikisini de. Gözleri saniyesinde hareket etmişti, çocukları bıraktığımı anladığı anda sırtlarını tutarak destekledi. Göğsünü okşayıp dudaklarına uzandım.
Islak dudaklarımı alt dudağına bastırdığımda dudaklarında bir hareketlenme olmuştu. "İyi ki doğdun baba."
Bana doğru dönen suratına karşılık yamukça yukarı kıvrılan dudağının kenarına bir öpücük daha bıraktım. Gözlerini kısık açabildiğinde tek eliyle çocukları sağlamda tutup boştakiyle kafamı kendine yaklaştırdı.
İçten bir gülümsemenin ardından bana kasıklarımı sızlatacak kadar iyi bir öpücük vermişti. Kendimi geri çekip alnını okşadım ve güzel suratını yakından inceledim.
"İyi ki varsın sevgilim."
Tekrar gülümseyip bebeklerin kafalarına birer öpücük bıraktı. "Siz de iyi ki varsınız," Khaan'ın kafasını okşarken büzerek bana uzattığı dudaklarını öptüm. "Teşekkür ederim."
Gülümserken burnumu onunkine sürttüm. "Günaydın."
"Uyandığım en güzel gün olabilir."
Çenesini okşadım. "Hak ediyorsun baba."
Esnedikten sonra kendini birden geri bırakıp oflamıştı. "Otuz iki miyim şimdi?"
Gülerken aynı zamanda onu süzmeyi ihmal etmemiştim. "Otuz ikisin." Ve çok iyisin.
Tekrar iç çektiğinde çoğu zaman sessiz olan Khalid'in sesi doldurdu odayı. Daha erken uyanmıştı, daha erken uyuması gerekiyordu. Neden ağladığı hakkında bir sürü neden sayabilirdim.
Zayn onun ağlamasını endişeyle karşılayıp çözüm arasa da daha sonra Khalid'e eşlik eden Khaan'ın dertlerini biliyordum.
Sabahları yürüyüşe çıkmadan önce kısa süreliğine çıplak kalmayı seviyorlardı. Özellikle sünnet olduktan sonra. Banyo yaptırdıktan sonra kıyafetlerini giydirmeye çalışırken her seferinde kıyamet kopuyordu.
Tabii her şeyin dışında çoğu zaman uyandıklarında Zayn'le vakit geçirmek için deliriyorlardı. Bir aylık bebekleri kolayca kendine alıştırmıştı, rutinleri bile vardı. Her sabah - eğer Zayn evdeyse - balkonda güneşleniyorlardı, ardından yaşanan yaramazlık saatlerini keyifle izliyordum. Ağlayışları Zayn'e bunu istediklerini anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
exile ¬ malik
Fanfiction"Artık vatanım değilsin..." diye mırıldandı üniformalı genç adam sevdiği kadına bakarken. "O zaman ben şimdi neyi koruyacağım?" - soldier zayn au. ©𝘇𝗮𝗶𝗻𝗳𝘁𝗺𝗲 {26072020} [dedicated to @irwinslotus] - #1 in zayn