Kimberly'nin kucağındaki oğlumu son kez öpüp babası için hazırladığım kahvaltı tepsisini aldım.
"Kanka sevişmeyin. Kulaklarımı kapatamam, çocukları tutuyorum."
"Ne olduğunu kendi isteğiyle anlatmazsa cazibeni kullan diyen sen değil miydin?"
"Tamam da sevişme yani."
Ona sevişmeyeceğimiz hakkında söz vermek zorunda kalmıştım, yoksa susmayacaktı. İki gündür bizimle kalıyordu. DNA işini halletmiştik, sonuçları bekliyorduk. Eve göndermemelerini ve internet üzerinden görmek istediğimizi söylemiştik.
Zayn'in hiç keyfi yoktu. Doğal olarak. Odasında hiç çıkmamıştı, vaktinin çoğunu da çocuklarla geçiriyordu. Nadiren konuşuyordu, ben de üzerine gitmiyordum. Eninde sonunda anlatacaktı, kendisiyle baş başa kalmasına izin vermiştim.
Yeterince yalnız kalmıştı ama.
Yavaşça içeri girip ardımdan kapıyı kapattığımda yüz üstü uyuyordu, suratının yarısı yastığa gömülüydü. Sadece baksırı üzerindeydi, yarasının temiz olduğunu görünce gülümsedim.
Sakalı saçıyla beraber iyice uzamıştı. Uykusunda bile huzurlu görünmüyordu. Tepsiyi komodine bırakırken bolca mürekkebin süslediği sırt kaslarını izledim. Bir eli yastığın altında olduğu için kol kasları da görüş açımdaydı, güzelliğine gülümseyip perdeye yöneldim.
Güneş ışığının içeri girmesine izin verip yanındaki boşluğa oturdum. Eğilip dudaklarımı şakağına bastırmıştım.
"Zayn? Uyan sevgilim. Sabah oldu."
Öpücüklerimi elmacık kemiğine indirirken tırnaklarım sırtında gezindi. Anında elimin altındaki kasları gerildiğinde boynunu öptüm, oradan sırtına kaydım. En sonunda kolunu kaldırmıştı, esnediğini sanıyordum ama beni kolunun altına aldı.
Kafamı kendisininkine yaklaştırdığında yataktan destek alıp dudaklarımı onunkilere hafifçe değirdim. Gülümseyerek gözlerini açmıştı, iki gündür ilk kez gülümsüyordu.
"Günaydın." diye fısıldadı.
"Günaydın baba."
"Gerçek bir öpücük alabilir miyim?"
Mutlu olması beni de mutlu ederken dudaklarına uzandım. Sonunda olanları sindirebilmişti. Ve yaklaşmama izin veriyordu. Anlatacaktı, biliyorum. Hangi kısımları anlatmak istediğine karar vermekle geçmişti günleri.
Alt dudağını dudaklarımın arasına alıp karşılık vermesini bekledim ama öylece durmuştu. Dudağında dilimi gezdirdim, karşılık alamayınca dişleyip kendime çekmiştim.
"Karşılık verir misin?"
"Öpüşmeyi bilmiyorum," Dilini çıkarıp beklediğinde gülerek tekrar yaklaştım ve dilini dişlerimin arasında sıkıştırdım. "Ah..."
"Karşılık ver." diye ısrar etmiştim.
"Dilimi verdim, daha ne yapayım?"
"Günaydın öpücüğü yok o zaman."
Tekrar dilini uzattığında omzunu sıkıp dilimi onunkinin üzerinde gezdirdim ve kolunun altından çıktım.
"Sana kahvaltı getirdim," Bacağına dikkat ederek sırt üstü uzandı. "İki gündür sabah hiçbir şey yemiyorsun."
"Uğraşmasaydın. Aşağı gelirdim."
"Hiç inmedin ya... Bir de bacağını zorlamanı istemedim."
Elini kucağıma bırakıp bacağımın iç kısmını okşadı. "Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
exile ¬ malik
Fanfiction"Artık vatanım değilsin..." diye mırıldandı üniformalı genç adam sevdiği kadına bakarken. "O zaman ben şimdi neyi koruyacağım?" - soldier zayn au. ©𝘇𝗮𝗶𝗻𝗳𝘁𝗺𝗲 {26072020} [dedicated to @irwinslotus] - #1 in zayn