i'm taking my time

3.1K 171 195
                                    

Öğleni çoktan geçmiş olmasına rağmen Zayn dün gece uzun zaman sonra ilk defa çok içtiği için hala uyuyordu. Ben de aniden gelen ilhamla bir şeyler boyama isteğimi bastıramayıp o uyurken markete gitmiştim. Normal boya ararken gördüğüm vücut boyalarıyla neyi boyayacağıma karar verip onları almıştım.

Hala uyuyor olma ihtimaliyle kartla yavaş ve sessiz olmaya özen göstererek içeri girdim. Doğru tahmin etmiştim, uyuyordu. Heyecanlıydım. Boyayı poşetten çıkarıp yanına geçtim ve sırtımı başlığa yaslayarak oturdum. Hareketlenip bir kolunu üzerime atmış ve yüzüstü uyumaya devam etmişti. Bir süre çıplak sırtının ve kaslarının bana sunduğu manzaranın tadını çıkardıktan sonra sakalını okşadım.

"Zayn?" diye seslendim uyanması için.

Ağırlığını vererek tek koluyla belime daha sıkı sarıldı. Sırtını kaşıyıp tekrar seslendim. "Zayn?"

Efendim diyormuş gibi bir şeyler mırıldandı uyku sersemliğiyle.

"Koluna resim çizmeme izin verir misin?"

Boğuk sesiyle "Ne istiyorsan yap." diyip kafasını çevirmiş ve kolu üzerimdeyken uyumaya devam etmişti.

Gülümseyerek boyaları açtım ve nereden başlayacağımı düşündüm. Kaplan dövmesini gözüme kestirdiğimde absürt durmasını istediğim için mavi rengi seçtim. Dikkatle her detayını boyadıktan sonra kolunun her tarafına dağılmış harflerin içlerini de renk renk boyadım. Başlarda çok abartmamak istemiştim ama yapması çok zevkli olduğu için belimin arkasındaki elini de çıkarıp dirseğinin altındaki lotus çiçeğini pembeye, mandalayı da koyu renklere boyadım. Mükemmel görünüyordu, bir an önce renkli dövme yaptırması gerektiğini düşündürtmüştü bana.

Kafasını bu tarafa çevirip omzunun üzerinden koluna baktı, ardından bakışlarını bana kaldırdı. "Bununla uğraştığına inanamıyorum."

"Çok güzel görünüyor."

"Yıkayınca çıkacak mı?" diye sordu endişeyle.

"Merak etme, su değdiği an akar."

Dudağımın kenarına ıslak bir öpücük bıraktı. "Sen yıkarsın."

Gülümsedim. "Neden olmasın?"

"Saat kaç?" Üzerimden kalkıp kollarını havaya kaldırarak esnedi.

"İki."

"Yedin mi bir şeyler?"

"Hayır."

"Kahvaltıya niye uyandırmadın?"

"Uyandıracaktım da, patates yapmışlar. Bütün salon patates kokuyordu."

Yüzünü buruşturdu. "İğrenç."

Boyaları kaldırıp yatağı düzenlemeye başladım. "Kahvaltılık hiçbir şeyimiz yok."

"Duşa gireyim, dışarı çıkarız."

Cevabımı beklemeden duşa girdiğinde düzenlediğim yatağa uzanıp Instagram'da vakit geçirdim, daha sonra Zayn'in telefonundan oyun oynayarak eğlendim.

"Earth? Havlu almamışım." diye seslendiğinde oyunu oynamaya devam ederken dolaptan bir havlu çıkarıp ona götürdüm ve hızla yatağa geri döndüm.

Kasıklarına sardığı havlu ve göğsüyle karın kaslarındaki su damlaları ile birlikte karşımda belirdiğinde oyunda öldürülmüştüm. Havluyu belinden çıkarıp kurulanmaya başladığında oyuna geri dönmek imkansız gibiydi. Son günlerde neden böyle olduğumu bilmiyordum ama onun için her saniye daha da aç hale geliyordum.

exile ¬ malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin