Alışamıyorum.
Olmuyor işte. Üçüncü hafta bitmek üzere. Eğer her şey farklı olsaydı doğuma üç hafta daha yaklaştığım için seviniyor olacaktım. Şimdi yas tutuyorum. Ve sadece ben tutuyormuşum gibi hissediyorum.
Zayn. Diğer problemim.
Ona zorla üzül diyemem ama neden böyle davranıyor? Bildiğim en yumuşak kalp, taşa dönüşmüş gibi. Hüzün ve kayıp onu böyle birine mi çevirdi? O sadece bebeğini kaybetmişken ben neden iki kişiyi kaybetmiştim?
Sadece bir kez olsun bana sarılmasını istemiştim. Bebeğimi geri getirmeyecekti ama bana sarılıp her şeyin iyi olacağını söylemesini istemiştim. Söylemeye dili varmazsa da en azından benimle ağlamasını istemiştim. O ise üç haftadır yüzüme bile bakmıyordu.
Beni mi suçluyordu? Bebeğimize iyi bakamadığımı mı düşünüyor ve o yüzden mi benden böylesine uzaklaşmıştı? Ben de kendimi suçlamaya başlamalı mıydım?
Benim suçum değildi. Yemin ederim ki benim suçum değildi. Ona zarar verecek bir şey yapmazdım. Asla. Canımdan bir parçaydı. Nasıl benim suçum olabilirdi?
Şimdi yine yalnızım ve onu tanıyamıyorum. Evlendiğim adam değil. Benim aşık olduğum adam görev yokken dışarıda sabahlamaz. Çok fazla acı bir insana asla yapmayacağı bir şeyi yaptırır mı?
İhtimal vermek istemiyorum. Zayn öyle bir insan değil. Ama hala nerede sabahladığını bilmiyorum.
Hayatımda hissettiğim tek pozitif şey etrafımdaki insanların bana bakarken gözlerinin içindeki acıma duygusunun azalmış olması. Daha iyi olmam için koşuşturmayı bırakmışlardı çünkü asla olumlu bir geri dönüş alamamışlardı. İyi olmak için Zayn'e ihtiyacım vardı, Zayn'se başka bir yatakta uyandığı sabahların ardındaydı.
Yalnızım.
İlkokulda en arka sırada oturduğum zamanki kadar yalnızım. Babamın doğum günüme gelemeyeceğini söylediği anki kadar. Aşık olduğumu anladığım ya da ilk kez göreve çıktığında hayatımı neyin içine sürüklediğimi fark ettiğimdeki kadar yalnızım.
Yanımda ol diyemem ki. Bebeğimizi kaybettik, sadece birbirimize sahibiz diyemem. O bir yere ait değildi. Peki bana? Sanmıyorum. En azından artık değil.
Rol mü yapıyor? Acısını gizlemek için taktığı maskeyi artık çıkarmasını istiyorum o zaman. Çünkü ben gözlerinin önünde acı çekiyorum, izlemiyor bile. Ortak olmuyor.
Hayatımı birleştirdiğim adam artık ortak olmuyor.
Açılan kapıya ve ardından gece ikiyi gösteren saate baktım. Çenem titredi ama bu sefer ağlamayacaktım. Üç hafta sonra ilk defa, bir kez olsun güçlü görünmek ve haftalardır nerede olduğunu sormak istiyordum. Artık tek başıma acı çekmek istemiyordum.
Sivil gelmişti, yüzüme bile bakmadı. Anahtarlarını kenara fırlatıp doğruca yukarı çıktı. Keşke gerçekten görünmez olsaydım diye düşündüm. O zaman gerçekten beni görmediği için direkt yukarı çıktığını bilirdim.
Yanına çıkacaktım ama kendime verdiğim sözü tutamayıp ağlamaya başladığım için sakinleşene kadar aşağıda beklemek zorunda kaldım. İçimde kelimelerle buluşturamadığım bir his vardı. Aşk ve sevgiden de öte. Zayn'e karşı ilk kez hissettiğim bir duygu vardı iliklerimde. Öfke? Nefret.
Derin bir nefesle yavaşça merdivenleri tırmandığımda yatak odasındaki banyoda olmadığını biliyordum. Evde olduğu zamanlar artık orayı kullanmıyordu. Nedenini tahmin edebiliyordum, her girdiğimde gözlerim ona bebeğimizin haberini verdiğim küvette takılı kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
exile ¬ malik
Fanfiction"Artık vatanım değilsin..." diye mırıldandı üniformalı genç adam sevdiği kadına bakarken. "O zaman ben şimdi neyi koruyacağım?" - soldier zayn au. ©𝘇𝗮𝗶𝗻𝗳𝘁𝗺𝗲 {26072020} [dedicated to @irwinslotus] - #1 in zayn