Besmeleyle başlayıp tövbeyle bitirin
İçeri girdiğim anda odanın büyüklüğüne hayran kalırken duvardaki güzel portreler de ilgimi çekmişti. Bugüne kadar kaldığım en güzel otel odası şimdiden burasıydı.
Zayn valizeleri içeri taşıdığında suratındaki ifade yüzünden onun da benim gibi düşündüğünü anlamam zor olmamıştı. Valizleri dolabın önüne bırakıp kapıyı kapatırken etrafına baktı.
"Beklediğimden daha büyük..." Birkaç saniye bakıştık. "Oda yani."
"Benim de... Oda yani."
"Evet." diye mırıldanıp bu garip konuşmadan ilk sıyrılan o olmuştu.
Perdeleri ve pencereleri açmaya koyuldu. Mutfağa girip dolabı açtığımda yiyecek hiçbir şeyin olmadığını fark ettim, zaten dolap da çalışmıyordu. Biz de getirmemiştik ve bir an önce markete gitmemiz gerekiyordu.
Banyoyu kontrol etmek için o tarafa yürüdüm. Bir tane küçük havalandırma dışında pencere olmadığı için karanlıktı, bu yüzden ışığı açmak için uzandım. Ama açılmamıştı. Lambanın patlamış olmasına karşılık diğer ışıkları açmaya çalıştım ama yanmıyordu.
"Zayn?" diye seslendim banyonun önünden.
"Efendim?"
"Işıklar açılmıyor."
Yanıma geldi. "Ne?"
Düğmeye tekrar bastım. "Açılmıyor."
"Her yer mi?"
"Evet."
"Niye ki?"
Bilmediğimi anlatmak için omuz silktim. Elektriklerin gidip gitmediğini anlamak için kapıyı açıp lobiye baktı, ışıklar normaldi. Sonra şarj aletini alıp elektriği kontrol etmek için kullandı. Prizlerde de elektrik yoktu.
"Ben şunu bir sorup geleyim."
Birden onunla beraber gitmek istemiştim. Bu sıralar yanımdan ayrılmasını hiç istemiyordum. "Ben de geleyim mi?" diye sordum usulca.
Elimi tuttu. "Niye soruyorsun?"
Beraber aşağı inip resepsiyona doğru ilerlerken bu katı da inceleme şansım olmuştu. Duvarları altın rengi boyayla ince ince işlemişlerdi, güzeldi. Ve sessizdi. Resepsiyona vardığımızda Zayn çalışan bir kıza seslendi.
"Buyrun?"
"Oda 426'da elektrik yok. Nasıl halledeceğiz?"
"Üzgünüm beyefendi ama bu konuyla resepsiyon ilgilenmiyor."
"Üzgünüm ama bu konuyla kim ilgileniyor?"
Kız bilmediğini anlatır gibi omuz silktiğinde Zayn'in sinirlendiğini görebilmiştim.
"Elektrik yok," diye olaya karıştım. "Siz bilmiyorsanız kim çözebilir?"
"Hanımefendi burası resepsiyon-"
"Git elektriği getir demiyorum ki," Zayn'in sesi yükselmişti. "Kime gitmeliyim diyorum."
"Yardımcı olamayacağım-"
"Komutanım?!"
İkimizde yan taraftan gelen çığlığa doğru döndüğümüzde hafif kilolu, esmer bir adam gördüm. Heyecandan ölecekmiş gibi duruyor ve gözlerinde büyük bir hayranlıkla Zayn'e bakıyordu. Zayn de ona ne var der gibi baktığında konuşmaya karar verdi.
"Tanımadınız mı komutanım? İki yıl önce, Amerika'dan gönderilen birliği eğitiyordunuz. Onlardan biriyim ben. William Joseph. Hatırladınız mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
exile ¬ malik
Fiksi Penggemar"Artık vatanım değilsin..." diye mırıldandı üniformalı genç adam sevdiği kadına bakarken. "O zaman ben şimdi neyi koruyacağım?" - soldier zayn au. ©𝘇𝗮𝗶𝗻𝗳𝘁𝗺𝗲 {26072020} [dedicated to @irwinslotus] - #1 in zayn