Dün o benim için yemek yapmıştı, bu yüzden uzun süredir yapmadığımız için ona kahvaltı hazırlamak istemiştim. İşim bittiğinde hala uyuduğu yatak odasına çıktım. Tekken bir şekilde çapraz yatmayı başardığı için örtü yine yere düşmek üzereydi. Onu toparlayıp yanına oturdum ve sakalını sevdim.
"Zayn?"
"Hm?"
Kolunu üzerime attığında bileğinde takıldı bakışlarım. Gökkuşağı bileklikleri. İkisini de öğrendiği gün takmış, işe giderken bile çıkarmıyordu.
Elmacık kemiğine bir öpücük bıraktım. "İşe gidecek misin?"
Yüzünü yastığa gömdü. "Gece operasyon var."
"Şimdi mi gideceksin?"
"Gece."
"Uyan hadi, kahvaltı hazırladım."
Esneyerek dönüp kolunun altına beni aldı, saniyeler sonra altındaydım. Gülerek kollarımı boynuna sardığımda başını göğsüme yasladı. "Saat kaç?"
"Dokuz buçuk."
"Sen ne zaman uyandın?"
"Altı."
Kafasını kaldırdı. "Niye?"
"Midem bulanıyordu."
Aşağı kayıp kafasını bu sefer karnıma yerleştirdi ve sıkıca sarıldı. Bir süre sonra tekrar uyuduğunu fark edince kısa saçlarında avcumu gezdirdim.
"Zayn! Uyan. Acıktım."
Oflayarak kendini geriye attı. "Uyandım."
"Hadi."
Söylenerek kalkıp tuvaletin yolunu tuttuğunda onu beklemeden mutfağa indim. Çok geçmeden o da gelmişti, sanki birkaç gün önce boşanmasına ramak kalmış çift biz değildik. Güzel bir kahvaltı geçirmiştik.
O bulaşıkları hallederken sırtına tekrar krem sürdüm. İşim bittiğinde ensesinin hemen altındaki dövmesine dudaklarımı bastırmıştım, vücudu kasıldı.
"Kremden sonra daha iyi misin?"
"Öpücüğünden sonra daha iyiyim."
Elimi yıkadıktan sonra gülerek tekrar ona yanaştım ve sarılıp bu sefer kolunu öptüm.
"Ne oluyor?" Bir kez daha öptüğümde tabağı tezgaha bıraktı. "Beni özlemiş gibisin."
"Mutlu olmayı özledim."
Beni kolunun altına alıp alnıma uzun uzun dudaklarını bastırdı. "Mutlu olacağız."
Hala biraz mesafeli hissediyordum, aramızda sanki okyanuslar vardı ve hangimizin koyduğundan emin değildim. Ama bu hissi yok edecek şeyi de çok iyi biliyordum. Elini kuruladığı an onu kendime çevirip parmak uçlarımda yükselerek dudaklarına uzandım. Heyecanlıydım ama karşılık vermeyince utançla, yavaşça ondan ayrıldım.
Tam duruşumu düzeltecekken elleri bacaklarımı buldu, hemen ardından kucağındaydım. Beni tezgahın kuru tarafına oturturken dudaklarıma yapışmıştı. Bacaklarımı sıkıca beline sarıp ellerimi kafasının arkasına yerleştirdiğimde ayrı geçirdiğimiz ayların özlemiyle öptü beni.
Gittikçe vahşileşen öpücüğümüz sürerken elleri tişörtümden içeri girdi. Dillerimiz dans ederken iki eliyle göğüslerimi aynı anda sıkmıştı. O ana kadar bu kadar hassas olduklarının farkında değildim. Acıyla inleyip bileklerini tuttuğumda umursamadan beni öpmeye devam etti.
Dayanabileceğimi sanıyordum ama göğüs ucumu okşamaya başlayan parmağı beni delirtmeye yetti. Öpüşüne karşılık vermeyi bıraktığımda kafamı geriye atıp kendimden beklemediğim kadar yüksek sesle inlemiştim. Sadece göğsüme dokunarak beni bu hale getirmeyi başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
exile ¬ malik
Fiksi Penggemar"Artık vatanım değilsin..." diye mırıldandı üniformalı genç adam sevdiği kadına bakarken. "O zaman ben şimdi neyi koruyacağım?" - soldier zayn au. ©𝘇𝗮𝗶𝗻𝗳𝘁𝗺𝗲 {26072020} [dedicated to @irwinslotus] - #1 in zayn