34-Tom ve Peter

4.4K 320 47
                                    

"Sen ve kardeşin tehlikedesiniz. Hastaneyi hemen terk edin, motelde saklanın. Kimseye güvenmeyin, Kâhin'e bile."

Kâğıtta yazan kelimeleri tekrar tekrar okuduğu halde, zihni gereken tepkiyi vermiyordu. Yazılanları dikkate alıp hızla kardeşini alıp uzaklaşması gerekiyordu ama Peter'in zihni boşalmış, ne yapacağını bilemeden ayakta duruyordu.

Hastaneyi zihniyle taradıktan sonra olağan dışı bir zihin sezinleyememişti. Elindeki kâğıdın nereden geldiği belli değilken, dikkate almak konusunda çok aceleci davranmıyordu.

CIA'in bir oyunu olabilir miydi? Belki kardeşini ve kendisini diğerlerinden ayırmak istiyorlardı. Böl, parçala, yok et. En bilinen stratejilerden biriydi, "neden olmasın" diye düşündü.

El yazısı dikkatini çekti, hiç de aceleyle yazılmış gibi görünmüyordu. Muntazam bir el yazısıyla her bir harfe özenilmişti sanki.

"Belki de bir kadın yazmış olabilir" diye düşünürken telefonunun sesiyle silkindi. Arayan Kâhin'di, kendisi aradığında açmayan adam şimdi konuşmak istiyordu. Kâğıtta yazıldığı gibi Kâhin'e güvenmeyecek miydi?

Açıp açmama konusunda tereddüt ederken telefon sustu. Kâhin her şeyi biliyorsa nottan da haberi vardı, bu durumda kendisine güvenilmemesini yazan kişiyi de biliyor olmalıydı.

Tüm bunları açıklığa kavuşturmak için telefonu açmalı ve sorularını sormalıydı. Kararsızlığından dolayı başına ağrı girmişti, düşünmek çok acı veriyordu. Kardeşine yaptığından sonra ondan yardım isteme düşüncesi daha da acı vericiydi.

Tek güvenebileceği kişi... Aslında güvenebileceği kimsenin olmadığını anladığında ne kadar yalnız olduğunu fark etti.

Timothy'e güvenebilirdi ama kardeşiyle daha samimi olduğundan onu karıştırmak istemiyordu. Mona ise körü körüne Masher'a âşıktı ve onun tarafında olacaktı. "Keşke Tom'a güvenebilseydim" diye düşündü.

"Bana güvenebilirsin" diye bir ses yankılandı zihninde.

Peter ani bir şaşkınlıkla yere düştü, etrafına bakıp zihnine giren kişiyi görmeye çalıştı.

"Korkma Peter, benim Tom. Seninle aynı bedeni paylaşan konuğun."

Peter bir an çıldıracak gibi oldu, Tom'un aktarım sırasında yok olduğunu düşünmüştü. Hem sevinmiş hem de ümitsizliğe kapılmıştı. Şimdi tüm zekâsıyla bedenini paylaşmaktaydı.

"Benim yok olduğumu sandın ama ben sadece dinleniyordum. Bütün o zihin aktarım işleri beni çok yordu. Geriye çekilip kendimi toparlamaya çalıştım. Gördüğün gibi tam kapasite senin yanındayım, pardon içindeyim."

Tom'un bu ukala tavırları Peter'i sinirlendiriyor, Şeytan'la anlaşma yapmış gibi hissetmesini sağlıyordu.

Anlaşmanın kendine düşen kısmını gerçekleştirdiğine göre, Tom'dan tüm bilgileri almasının uygun olacağına karar verdi.

"Sende üstüne düşeni yap ve bana tüm bildiklerini aktar."

Zihninde yaptığı konuşma dışarıdan belli olmuyordu, bakanlar uzun süredir bir şey yapmadan ayakta duran birini görüyorlardı. Dikkat çekmemek için bir yere oturmaya karar verdi.

"Tüm bildiklerimi sana aktarmamı istiyorsun, peki bunu kaldırabilecek misin?"

Peter "evet" diye düşünür düşünmez zihnine çığ gibi görüntüler ve sesler yağmaya başladı. Tonlarca bilginin altında ezilen beyni isyan etme noktasına gelmişti. Tom Peter'ın merak ettiği bilgileri  aktarırken farklı bir metot uygulamıştı.

Zihin Efendileri (SY) (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin