Bu bölüm kitabın yeni bölümlerini heyecanla bekleyen fb1907alpere e ithaf edilmiştir.
Masher geciktikçe, Mona’nın siniri daha fazla bozuluyordu. Şu an da tek dayanağı sevdiği adamdı. Bir saat geçeli çok olmuştu, tam olarak 2 saat 17 dakika geçmişti o bir saatin üzerinden. Mona bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı ve bunun seçimi ile alakası olduğu hissinden kendini kurtaramıyordu.
Masher’i defalarca telefonla aramıştı ama ulaşamamıştı. Bakıcı kadını çağırıp giyinmesine yardım etmesini rica etti.
Henüz gücünü tam kazanamamıştı ama böyle yatarak duramayacağını biliyordu. Kadının tüm itirazlarına rağmen, giyinip yavaş adımlarla evin kapısına doğru yürüdü.
Giyinirken kendisine bir taksi çağırmasını söylediği bakıcı, isteğini yerine getirmişti. Cebini yokladı, taksiye yeteceğini umduğu paraya bakıp taksiye doğru ilerledi. Bakıcı kadının kendisi ile gelme isteğini reddettikten sonra, yapabileceği tek şey olarak Timothy’nin evinin adresini verdi.
*********
Peter yattığı yerde sıkıntıyla kıvranıyordu. Mona’dan haber alamayalı bir günden fazla olmuştu. Masher kızı gizlice kaçırmıştı ve kimse nereye gittiklerini bilmiyordu. İçinde büyüyen aşkı yüreğine sığmıyordu. Bu aşktan ziyade bir bağımlılık gibiydi.
Tek istediği Mona’yı görmek, kokusunu içine çekmek, ipeksi dudaklarını sömürmekti. “Çok şey mi istiyorum” diye düşündü. “O benim, onu benden çaldılar ama geri alacağım”
Zihni ile koridordan geçen bir hemşireyi çağırdı. Kendisine tekerlekli sandalye ve koltuk değnekleri getirmesini sağladı. Üzerini zorlukla giydikten sonra tekerlekli sandalye ile hastaneden ayrılmak üzere yola çıktı.
*********
Timothy Masher’i ikna etmek için sürekli dil döküyor fakat Masher inat ediyordu. Mona’yı hiçbir şekilde tehlikeye atmayacaktı. Masher avcıdan alınan cihazı Mona’ya verecek ve kontrolü kendisine bırakacaktı.
Timothy bu durumda Mona’nın desteğini alacağını söylediği halde, arkadaşı gene de ikna olmuyor ve buna izin vermeyeceğini söylüyordu.
“Yeter artık Masher, burada kardeşimin hayatı söz konusu. Mona’ya olan sevgini anlıyorum ama kardeşimi hiç mi düşünmüyorsun?”
Masher aslında Grace’i fazla tanımıyordu. Birkaç kere görüşmüştü ama aralarında özel bir bağ oluşmamıştı. Bu yüzden Timothy’nin dostluğunu kaybetme pahasına, Mona’yı riske sokmak istemiyordu.
Aralarındaki tartışma sürerken kapı çalındı. Hacker monitörden Peter’i gördüğünde çok şaşırmıştı. Yeni vurulan birine göre çabuk ayağa kalkmıştı. Kapıyı açtığında Peter’in gözlerindeki çılgın ifade gerilemesine yol açtı.
“Merhaba Peter, neden hastaneden erk…” daha sözünü tamamlayamadan susmak zorunda kaldı. Peter gözlerini Masher’a dikmiş zihninden bir şeyleri söküp almaya çalışıyordu. Masher direnemiyor sadece durması için sessiz itirazlarını sergiliyordu.
Peter’in gücünün bu kadar artmış olması her ikisini de şaşırtmıştı. Timothy araya bile giremiyordu. Peter aradığı cevabı bulmuş gibi Masher’i serbest bıraktı.
Masher dermansız bir şekilde yere yığıldı. Timothy yere düşen arkadaşını tutmaya çalışırken, Masher’in gözlerinin beyazı görünecek şekilde yukarı kaydığını fark etti.
Peter arkasına bakmadan evden ayrılırken, Masher kısık bir sesle “Mona’ya ulaşmasına engel ol” dedi ve kendinden geçti.
Timothy arkadaşına yardım etmekle, kendisinden istenileni yapmak arasında tereddütte kaldı. Masher’i yavaşça yere yatırıp, Peter’in arkasından evden çıktı.
***********
Mona hackerin evine vardığında kapıyı açık buldu. Yavaşça kapıyı açarken gözleri ile evin içini tarıyordu. Yerde yatan Masher’i görünce hafif bir çığlık atıp adamın yanına gitti ve başucuna çömeldi. Başını nazikçe kaldırıp, hafif vuruşlarla kendine gelmesini sağlamaya çalıştı.
Bir yandan uyanmasını söylerken bir yandan da neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Timothy nereye kaybolmuştu. Arkadaşını bu durumda bırakıp gitmiş olamazdı. Cebinden telefonunu çıkarıp hackeri aradı. Telefonun zil sesi kapının hemen dışında çalarken, biraz sonra Timothy içeri girdi.
Mona’nın isyan etmesine fırsat bırakmadan, Masher’i kucaklayıp yatağa uzattı.
“Neler oluyor Timothy? Masher neden kendinden geçmiş bir durumda yerde yatıyordu?”
“Peter” dedi hacker sıkıntıyla. “Onu bu hale Peter getirdi. Sanki delirmiş gibiydi. Öylesine güçlüydü ki parmağımızı kımıldatamadan Masher’in zihnine girip alacağını alıp ayrıldı. Peşinden gittim ama beni de durdurdu.”
“Peter’in kardeşinden nefret etmediğini sanıyordum. Ne oldu da bu kadar kötü bir şey yaptı?”
“Sen… senin…” diye konuşmaya çalıştı Masher. “Senin yerini öğrenmek istedi.”
Kız Masher’in kendine gelmesine sevinirken, bir yandan Peter’in kendisine bu kadar umutsuzca ulaşmaya çalışmasından dolayı ürkmüştü.
“Timothy sen Masher ile kal, ben Peter’i bulmaya çalışacağım” dedi Mona.
“Hayır” diye itiraz etti Masher. “O delirmiş. Sakın seni bulmasına izin verme. Kaç, uzaklaş buradan.”
Mona sevgilisinin kendisi için korkmasına anlam veremiyordu. Bahsettikleri kişi Peter’di. Sakin, nazik ve sevecen Peter’di.
Kâhin’in söylediği söz aklına geldi.
“Masher’i seçtiğin için olacakların sorumluluğunu alabilecek misin?” demişti. Bahsettiği şey bu muydu?
Peter bu kadar ileri gitmek zorunda mıydı? Birden delice davranmasının arkasındaki sebep neydi?
Telefon çaldığında herkes kimin telefonunun çaldığına bakıyordu. Mona kendi telefon zilini tanıyamayacak kadar dalmıştı. Arayan bilinmeyen numaranın, kime ait olabileceğini düşünmeden açtı.
“Alo” dedikten sonra telefondaki sesin kime ait olduğunu anlayıp, sesi hoparlöre verdi.
“Televizyonu açsanız iyi olur. Birileri ortalığı fena karıştırıyor” dedikten sonra Kâhin telefonu kapatmıştı.
Timothy hemen televizyonun kumandasını bulup bir haber kanalı açtı.
“…insanlar delirmiş gibi hareket ediyor. Yoldaki araçlarını kenara çekip, araçlarını terk ediyorlar. Sebepsiz yere birbirleri ile kavga ediyorlar…” diyen spikerin sesi odayı doldurdu.
Görüntülerde anlatıldığı gibi bir karmaşa vardı. Helikopterden alınan görüntülerde, sadece bir araç dümdüz ilerliyordu. Önündeki araçlar sanki ambulans geliyormuşçasına sağa sola yanaşıp ona yol veriyorlardı. Yol veren araçlardaki sürücüler, araçlarından inip birbirlerine saldırıyorlardı.
“Aman Allah’ım! Bu Peter olmalı. İnsanların zihinleri ile oynayıp kendi deliliğini onlara aşılıyor olmalı” dedi Timothy.
Mona inanamayan bakışlarla ekrana kilitlenmiş, kendisinin geldiği yolun tersinde ilerleyen araca bakıyordu. “Beni arıyor, beni almaya geliyor” diye dehşete düştü.
*************
Peter aracı kullanırken bacağındaki acıya aldırmıyor, önündeki insanlara zihniyle yoldan çekilmelerini, cehenneme gitmeleri söylüyordu. Tek amacı Mona’ya ulaşmaktı. Yolundaki böcekleri ezmemek için kendisini zor tutuyordu. Böcekler yoldan çekilip, birbirlerini yesinler diye düşünüyordu.
Hedefine vardığında bacağını yarı sürükleyerek, yarı değnekten destek alarak ilerledi. Eve girdiğinde bakıcı kadın ile karşılaştı. Zihninden Mona’nın nerede olduğunu öğrenip öfkeyle arabasına doğru ilerlerken, kadının pencereye kafa atıp kanlar içinde camdan sarkmasına ilgi göstermedi.
“Bir böcek daha ortadan kalktı” dedi kendi kendine. Pişmanlığın ne olduğunu unutmuş, hatta yaptıklarından zevk alıyor gibiydi.
“Mona, bekle beni. Seni almaya geliyorum sevgilim” diye bağırdı.
-DEVAM EDECEK-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Efendileri (SY) (Düzenleniyor)
Science Fiction70 bölüm olarak final yapan kitap yeni bir kurgu ile baştan yazılıyor. Duyurudan sonraki yeni eklenen bölümler # işareti ile belirtilecektir. İki kardeş, bir hacker ve harika bir kız. Tümünün ortak özelliği zihinlere hükmedebiliyor olmaları. Kendi...