20-Olaylar çözülüyor

5.9K 327 20
                                    

Geç gelen bölüm için özür dilerim. İyi okumalar.

Mona yaptığı işle gurur duymuyordu ama Kâhin’in dalga geçer gibi attığı, aferin mesajı ile doğru yolda olduğunu anladı.

Peter’in yanında kaldığı sürece sorun çıkmayacağına güveniyordu. Timothy’e verdiği söz yüzünden, CIA’in elindeki Grace’i kurtarmak zorundaydı.

Masher’dan yardım isteyemeyeceğinin farkındaydı. Bu yüzden hackeri arayıp bir plan yapmak üzere buluşmak istedi.

Peter mutluluk sarhoşu olmuş, yüzünde geniş bir gülümseme ile telefonda konuşan kızı izliyordu. Konuşması biten Mona kendisine döndüğünde, içini sevinç kapladı.

“Peter, biliyorsun Grace’i kurtarmak zorundayız. Bunu sadece ikimiz başarabiliriz. Seninleyken kendimi güvende hissediyorum. Bunu ancak seninle başarabilirim.”

Peter duyduğu övgü dolu sözleri dinlerken, kafasını sürekli aşağı yukarı sallayıp onaylıyordu.

“Sen iste yeter aşkım. Senin için dünyayı yakarım.”

Mona bu sözlerdeki gerçekliği hissettiğinde, içi titredi. Peter’in yapabileceği çılgınlıkların sınırı yoktu. Eğer bu çılgınlıklarını CIA’e yönlendirebilirse, bir şansları olabilirdi.

“Tim ile buluşup bir plan yapalım. Senden bir ricam var. Kimsenin zihnine girme lütfen, benim için bunu yap canım olur mu?”

Peter hevesle uysal köpek gibi başını olumlu anlamda salladı.

****************

Masher içindeki öfkeyi dindiremiyordu. Etrafı yakıp yıkmak istiyordu. Çevresindeki insanların düşünceleri kendisini boğuyor, sinirlendiriyordu.

“Durun” diye zihniyle emir verdi. 500 metre çapındaki tüm hareketli insanlar durdu. Uzaktan birkaç aracın zamanında duramayıp birbirlerine çarptıklarını duydu. Yaptığı şeyin pişmanlığını yaşayamayacak kadar kızgındı.

Mona’yı anlamaya çalışıyor ama abisinden öldüresiye nefret ediyordu. Bu düşünceleri o kadar yoğundu ki çevresindeki tüm insanlar birbirlerine sataşmaya, kavga çıkarmaya başladılar.

Kargaşayı durdurmayı düşündü ama kavga eden insanları seyrettikçe kendi kızgınlığının azaldığını fark etti.

Kâhin’i arayıp konuşma ihtiyacı hissetti. Numarayı aradığında hemen cevap verilmesine şaşırdı.

“Antony yaptığın şeylerin seni rahatlattığını anlıyorum ama buna bir son vermelisin. Mona’nın sana dönmesini istiyorsan bir süre sakin kalıp olayları kendi haline bırakmalısın” dedi kâhin.

“Neden?” diye sorduğunda alacağı cevaba hazır olmadığını anlamıştı.

*****************

Timothy buluşma yerine geldiğinde Peter’la kucaklaşmak istedi ama Peter’in bakışları biraz tuhaf gelmişti. Sadece omzuna vurmakla yetindi. Mona’ya selam verdikten sonra bir sandalyeye oturdu.

Oturdukları yer kenar mahallelerdeki salaş bir cafeydi. İçerdeki insanların uğultusu dışarı taşıyordu. Siparişleri almak için gelen garson iki yakışıklıya manidar bakışlar atarak, elindeki adisyona bir şeyler karaladı ve kırıtarak gitti.

Peter gözlerini Mona’dan ayırmadığı için siparişleri Timothy vermek zorunda kalmıştı. Mona’nın çipini kapatmadığını fark ettiğinde yanlış bir şeyler olduğunu anlamıştı.

“Mona bir sorun mu var? Çipin..” derken Mona sözünü aceleyle kesti.

“Sana iyi haberlerim var Tim. Peter ve ben kardeşini beraber kurtaracağız, senin sadece başarı ihtimali yüksek bir plan yapman yeterli.”

Timothy olayların düşündüğünden karışık olduğunu anlayacak kadar zekiydi. Dahi sayılabilecek bir beyin kapasitesi vardı. Planın sadece Peter ve Mona tarafından gerçekleştirileceğini öğrendiğinde, Masher ile ilgili büyük bir sorun olduğunu anlamıştı.

Daha sonra detayları öğrenmek üzere zihninin bir köşesine not aldı.

“Bu sefer doğrudan saldırmayalım. Bırakalım onlar bize gelsin” dedi Timothy.

Kafasındaki planı açıklamaya başladığında Mona’nın takdir edici bakışlarını üzerinde hissetti.

***************

“Sana nedenini söylediğimde sakin kalacak mısın?” diye sordu kâhin.

Masher istemese de, cevabı duymak için ümitsizce her şeyi kabul etmeye hazırdı.

Sessizce “evet” dedi.

“Peter hastanede yatarken CIA baskın yaptı ve Mona onları durdurmak için zihin gücünü kullandı. Peter kendini korumak için zihin kalkanı yaptı ama yeterli gelmedi. Zihni Mona yüzünden dağıldı, şu an sağlıklı düşünemiyor.”

Masher olanları anlamaya başlıyordu ama kabullenmesi zaman alacaktı.

Kâhin devam etti. “Abinin Mona’ya saplantısı oluştu ve kendi zihin gücünü kullandığında insanlara zarar veriyor. Mona onu durdurmak istiyor, onu zapt edebilmek için yanında kalmalı. Seni korumak için de ikinizi uzak tutmak zorunda.”

Masher kızın yaptığı fedakârlığı anladıkça içten içe onun için üzülüyor ve abisini suçlamanın gereksizliği karşısında kendini çaresiz hissediyordu.

“Şimdi her şeyi bildiğine göre biraz olayların dışında kal ve Mona’ya güven” dedikten sonra kâhin telefonu kapattı.

Masher telefona boş gözlerle bakmaya devam etti. Kafasını kaldırdığında çevresine verdiği hasarı gördü. İnsanları durdurup oradan uzaklaşmak için arkasını döndü.

“Hey zihin faresi, bu senin eserin değil mi?” diyen bir ses duydu. Arkasını döndüğünde Mary Jane tüm güzelliği ile karşısındaydı. Biraz hırpalanmış gözüküyordu. Çevresindeki karmaşanın içinde kaldığını tahmin etti.

“Evet, biraz kızgındım ama geçti artık” dedi Masher umursamazlıkla.

“Bu yüzden senin gibilerin durdurulması lazım” dedi avcı meydan okurcasına.

“Denemeni görmek isterdim”

Mary Jane sırıtmakla yetindi. “Arkadaşlarım yanımda olmadığı için şanslısın” dedi hafif cilveli bir sesle.

Masher kızın kendisi ile flört eder gibi konuştuğunu fark ettiğinde gevşedi. Siniri geçmiş bir şekilde etrafına bakındı ve yaptığı yıkımdan uzaklaşmadan önce insanlara ortalığı toplamaları fikrini itti ve avcıya baktı.

“Daha sakin bir yerde konuşalım mı? Nasıl olsa bu aralar yapacak başka işim yok” dedi Masher.

Avcının gözleri parladı. Bir zamanlar nefret ettiği insanın, buz mavisi gözlerine baktı ve koluna girip “hadi gidelim” dedi.

Masher’in, Mary Jane’e bir ilgisi yoktu. Aklını meşgul etmek ve avcıyı Mona’dan uzak tutmak için beraber gitmeyi önermişti.

****************

Plan aslında basitti ama başarı şansı yüksekti. Kale gibi savunması olan bir yere zorla girmek yerine onları dışarı çıkarmak üzerine kurulmuş bir plandı.

CIA ile irtibat kurmak hackerin göreviydi. Mona ve Peter yem olacaktı. Mona üstüne düşen şeyi yapabilmek için çipini kapatmak zorundaydı. Eğer zihnini Peter’a karşı engellemezse olayların kâhinin gösterdiğini görüdeki gibi sonuçlanabileceğinden korkuyordu.

Masher’in hâlâ kendisini aramamasına şaşırmıştı. En azından daha fazla açıklama istemek için arayacağını ummuştu. Aslında aramamasının daha iyi olduğunu biliyordu. En azından tekrar kalbini kırmak zorunda kalmayacaktı.

Timothy evine gidip CIA ile irtibata geçmek ve planı yürütmek için yanlarından ayrıldı. Mona yanındaki adama bakıp “keşke sana zarar vermeseydim” dedi.

Peter “sen bana zarar vermedin ki aşkım, sen bana yaşama sebebi verdin” dedi.

Mona’nın gözünden yaşlar süzülmeye başladığında artık geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini kendisine itiraf etmek zorunda kaldı.

-DEVAM EDECEK-

Zihin Efendileri (SY) (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin