30-Günlüklerdeki gerçekler

5.3K 563 118
                                    

Masher, günlükleri okumak için sabırsızlanıyordu ama sevdiği kız ameliyattayken aklını veremeyeceğinin de farkındaydı. Peter'in çipini çıkarırken her hangi bir komplikasyon çıkmamıştı. Mona'nın da çipten kurtulmasını ve gücünü kontrol edebilmesini umut ediyordu.

Simon hastaneye gelince, zihninden Masher ile temas kurdu ve gerekli bilgileri alıp hackere refakat etmeye gitti.

Genç adam, kapı açılıp yorgun biçimde çıkan Doktor'u görünce heyecanlandı. "Mona nasıl? Kurtuldu mu?"

Kadın zorlukla gülümseyip "evet, merak etme akşama kadar kendine gelir. Uyandığında yanında olmalısın" dedikten sonra dinlenmek için odasına ilerledi.

Masher aldığı haberle rahatlamıştı, Mona kendine gelene kadar günlükleri okumaya başlayabileceğini düşündü.

*****************

Peter motele vardığında doğruca resepsiyona gitti. Sam her zamanki gibi neşeliydi, "Selam adamım nasılsın, seni buraya hangi rüzgâr attı. Arkadaşınla hastanede kalırsın diyordum."

Sam'in hiç bir şeyden haberi olmadığını anlayan Peter, Tom'dan bahsetmeden, sadece selam vermekle yetindi. "Selam Sam, Timothy tehlikeyi atlattı, benimde burada görüşmem gereken biri var, o yüzden geldim."

"Beklediğimden çabuk geldin" diyen sesi duyduğunda Tom'un bedeni ele geçirdiğini anladı. "Sanırım çok meraklandın."

"Daha önce Jake'i sorguya çekerken Sam içeri girdiğinde, aniden adam susmuş ve konuşamamıştı. Sanırım bu senin marifetin Tom."

Tom kahkaha atarak adeta söylenenleri onayladı. "Düşündüğümden daha akıllı çıktın Speedman."

"Artık konuya girsek diyorum, çünkü arkadaşım hastanede ve ben onun yanına dönmek istiyorum."

Tom birden ciddileşti, öne eğilerek, bir sır verecekmiş gibi fısıltıyla "gerçekleri öğrenmek için bana biraz zaman ayıramaz mısın? Bu yaşına kadar nasıl kandırıldığını öğrenmek istemez misin?"

Adamın sözleri Peter'i iyice meraklandırmıştı ama çabucak kanmayacak kadar Tom'u tanıyordu. Adam, güçlü olduğu kadar kötüydü de, eğer ona çabuk teslim olursa kendisini ele geçirebilirdi.

"Merakını iyi saklıyorsun ama zihnin benim için gökyüzü kadar açık. Seninle yalnız görüşmek istedim, çünkü öğreneceklerini kardeşinle paylaşmak istemeyebilirsin."

Peter bir koltuğa oturup rahat bir pozisyon aldı. Adamı kandıramayacağını biliyordu ama sakin gözükmek şimdilik en iyi seçimdi.

"Evet, neymiş bu kadar gizli olan şey?"

Tom gülümsedi, "Jake, senin ve kardeşin hakkındaki gerçekleri biliyor ve zamanından önce sana açıklamasına izin veremezdim."

"Peki, ne istiyorsun benden?"

Adam yavaşça Peter'a yaklaştı, "içindeki öfkeli benliğini istiyorum. Benimle birlik olursa bu ızdıraptan kurtulup yaşamıma dönebilirim."

Adamın ne söylemeye çalıştığını anlamayan Peter, zihni ile Tom'un beynini yokladı.

"Hey ufaklık, beni bu kadar hafife alma."

Peter adamın zihnine hiçbir şekilde giremiyordu, teslim olduğunu belirtir gibi ellerini kaldırdı. "Tamam, açık konuş benimle, ne istiyorsun bilmiyorum ama kardeşime ve Mona'ya zarar vermeyecekse istediğini yapmaya hazırım."

Tom iyice keyiflenmişti. "İlk olarak bilmen gereken şey, Spedman'lar senin gerçek ailen değiller."

Peter adama inanıp inanmamak arasında tereddüt etti. "ne demek bu, ailem hakkında böyle saçma şeyler söyleyemezsin" diye öfkelendi.

Zihin Efendileri (SY) (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin