Bu bölüm zhonyan a ithaf edilmiştir.
Mona’nın komadan çıkmasını umutla bekleyen Masher, Timothy ile buluşmasını daha fazla erteleyemeyeceğini anlamıştı. Sabah olunca hastayı bakıcıya emanet ederek, hackerin evine doğru yola çıktı.
Timothy avcıdan aldığı cihazı Masher’e vermek konusunda tereddüt içerisindeydi. Mahser’in Mona’ya olan tutkusu, mantıklı düşünmesini engelleyebilirdi. Kardeşini kurtarmak için Mona’yı feda edebilir miydi? Emin değildi ama Masher’in zaten kendisine izin vermeyeceğini biliyordu.
Şimdiye kadar aralarında bir çatışma olmamıştı ve gelecekte de olmamasını diledi. Mona iyileştikten sonra kendisinden yardım istemenin daha mantıklı olduğuna karar verdi.
Peter’in yanına uğramak istiyordu ama daha önce Masher ile buluşup cihazı verecekti.
************
Mona gördüğü kişinin kâhin olduğunu tüm kalbiyle anlamıştı. Söylediği saçma şeylere kafa yormayacaktı. Kâhin kendisine yaklaşıp elleri ile başının iki yanına bastırdığında “uzak dur benden, ne yapıyorsun” diye bağırmak istedi. Komada bile olsa, en azından kendini ifade edebildiği beyaz dünyada konuşup, sesleri duyabiliyordu. Ama sesi çıkmadı.
Gözlerini açtığında, bulanık bir görüntü gözlerine hücum etti. Gözlerini kırpıştırdıkça netleşen görüntüden anladığı kadarıyla, bir odada sırt üstü yatıyordu. Yanında bipleyen cihazların varlığını fark etti.
Odada yanı başında bekleyen birinin olduğunu umut ederek çatlak bir sesle konuşmaya çalıştı. “Kimse var mı?”
Hemen yatağın yanına bir kadın yanaştı. “Şükürler olsun uyandınız hanımefendi” dedi. “Hemen bay Masher’a haber vereyim.”
“Önce bana su verir misiniz? Ne oldu bana anlatın lütfen”
Kadın suyu doldurup içirdikten sonra bir şey söylemeden telefonunu eline aldı. Bir süre karşı tarafın açmasını bekledikten sonra “alo” diyen sesi duydu. “Bay Masher hanımefendi uyandı. Ne yapmamı istersiniz.” Karşı tarafın söylediklerini dinledikten sonra “tamam efendim” diyerek telefonu kapattı.
Yataktaki hastaya dönerek “bay Masher bir saate kadar geleceğini söyledi. Biraz önce sorduğunuz soruya cevap vereyim efendim. Dün bay Masher, sizi buraya getirdi. Geldiğinizde komadaydınız. Bütün gece başınızda bekledikten sonra, sabah bir iş için ayrıldı.”
Mona komada olduğunu öğrendiğinde, beyaz dünyayı hatırladı. Peter’in sözlerini ve kâhini hatırladığında içini sıkıntı kapladı. Seçim yapması gerektiği gibi bir şeyler söylemişti. Peter kendisine sevgilim diye hitap etmişti.
Mahser ve Peter arasında bir seçim yapmasının önemi konusunda hayal meyal hatırladığı şeyler vardı. Bir tarafta sevdiği adam, diğer tarafta kaderi olduğuna inanan bir adam vardı.
Masher’in yanında kalması durumunda, insanlığın kaderinin nasıl etkileneceğini merak etti. Diğer tarafı seçerse Masher’in öfkeleneceği aşikârdı.
Kâhin ile görüşmek zorunda hissetti kendini ama nasıl ulaşacağını bilmiyordu. Belki de tüm bu hayaller asılsızdı. Komanın yan etkileri olabilirdi. Hiçbir şey hatırlamıyormuş gibi hayatına devam edebilir miydi?
Masher’in gelmesini bekleyip kâhine ulaşmak için bir yol bulabileceğini düşündü. Kendini yorgun hissediyordu. Tekrar uykuya teslim oldu.
Birisinin başını okşadığını hissetti. Gözlerini açtığında şefkatle başını okşayan Masher’i gördü. Gözlerinde oynaşan damlaları fark ettiğinde kendisi için ne kadar endişelendiğini anladı. “İyiyim” dedi erkeğine.
Masher konuşmaması için için parmağını dudağına bastırmayı düşündü, onun yerine dudaklarını bastırmayı uygun buldu. Henüz bir gün geçmiş olmasına rağmen, Mona’yı sonsuza kadar kaybetme korkusunu yaşamıştı ve bu katlanabileceği bir acı değildi. Abisi ile yaptığı kavga yüzünden araları daha çok açılmıştı. Bu konudan Mona’ya bahsetmek istemedi.
“Kâhine ulaşabilir misin?” diye sordu Mona.
“Neden sordun güzelim, gerekliyse beni aradığı numarayı geri arayabilirim.”
“Önemli bir konuda emin olmam için sormam gereken sorular var” dedi Mona çok detaya girmeden.
Masher komadan yeni uyanmış kızla tartışmak yerine, isteğini yerine getirmenin daha iyi olacağını düşündü. Bir yandan da ne konuda konuşmak istediğini çok merak ediyordu.
Telefonunda kayıtlı numarayı aradığında cevap vermemesine şaşırmıştı. Defalarca arandığı numarayı ilk defa geri arıyordu ama cevap vermemişti.
Kâhinin neden arandığını bildiğine emindi. Bu yüzden açmamış olması daha da meraklanmasına yol açtı.
“Cevap vermiyor. Bildiğim kadarıyla kâhin zaten neden aradığımızı biliyor ve bu yüzden açmıyor.”
Mona ne yapacağını düşünerek başparmağını dişliyordu. Gördüğü hayalleri Masher’a anlatırsa Peter’la kavga edeceğini düşünüyordu.
Madem kâhine danışamıyordu. Karar vermesi gerektiğinde Masher’i seçecekti. Gerisini düşünmemeye çalıştı.
Masher telefon çaldığında heyecanla ekrana baktı, gördüğü isim karşısında yüzünü buruşturdu. Hala açmadığını gören Mona merakla ekranı görmek için Masher’in elini kendine doğru çevirdi. Ekranda Peter’in adını görünce kafasını çevirdi. Kızaran yanaklarını Masher’in görmesini istememişti.
Gördüğü hayallerden sonra Peter’e olan bakış açısı değişmişti. Artık onun yanında rahat olamayacaktı. Masher kızdaki ani değişimi fark ettiyse de üstüne gitmedi. Dinlenmesi için yanından ayrılırken, kızın telefonunu uzanabileceği bir yere bıraktı.
Masher’in odadan çıkmasından birkaç dakika sonra telefonu titredi. Ekranda bilmediği bir numara vardı. Açıp alo dediğinde, hayallerindeki sesi duydu.
“Ben kâhinim Mona. Masher’i seçtiğin için olacakların sorumluluğunu alabilecek misin?” dedi ve kapattı. Mona aynı numarayı geri aradığında bu numaranın kullanılmadığı söyleyen bant kaydını duydu.
“Aman Allah’ım ben ne yaptım!” diyerek endişeyle gözyaşlarının akmasına izin verdi.
-DEVAM EDECEK-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Efendileri (SY) (Düzenleniyor)
Science Fiction70 bölüm olarak final yapan kitap yeni bir kurgu ile baştan yazılıyor. Duyurudan sonraki yeni eklenen bölümler # işareti ile belirtilecektir. İki kardeş, bir hacker ve harika bir kız. Tümünün ortak özelliği zihinlere hükmedebiliyor olmaları. Kendi...