Peter öfkeyle, "Bana ne yaptın, hareket edemiyorum" dedi.
Mona ve Timothy neler olduğunu anlamadıklarından, Peter'ın hareket edememesinin sebebinin o adam olduğunu fark edememişlerdi.
Adamın bakışları garipleşmişti. İki gözü şimdi iki farklı yöne bakıyordu. "Biz bir şey yapmadık adamım, sen öfkenden kurtul o zaman hareket edersin" dedi.
Peter sinirli bir şekilde ayağını ilerletmeye çalışıyor ama yere yapışmış gibi bir adım bile atamıyordu.
"Sen kimsin?" diye sordu Mona. "Nasıl bir gücün var?"
"Eskiden üç kişiyle aynı anda güreşirdik ama artık eski gücümüz kalmadı" dedi dalga geçercesine. "Şimdi kadınlar bile bizi yeniyor"
Hacker adamın farklı olduğunu kabul etmişti. Sürekli çoğul konuşmasından, ruhsal olarak dengesiz olduğu sonucunu çıkardı. Tek istedikleri CIA'den gizlenmek amaçlı bir süre kalabilecekleri bir yerdi.
Peter'a sakinleşmesini söyledi. Adamın dediği gibi bir gücü yoksa Peter'in hareket edememesi, sinir sisteminin kilitlenmesi yüzünden olabilirdi.
Peter'i sakinleştirecek tek kişi Mona'ydı. Peter'in koluna girerek "sakin ol canım. Haydi, odalarımıza gidelim" dediğinde Peter sakinleşerek Mona ile kapıya doğru ilerledi.
Timothy adama son bir bakış attı, adam sanki kendisiyle tartışıyor gibi mimikler sergiliyordu. İçinden "adam zırdeli" dedi.
Görevli arkalarından "biz deli değiliz" diye mırıldandı.
Araçtan Jake'i çıkarıp erkeklerin kalacağı odaya götürdüler. Mona şimdilik beraber oturup, plan yapma taraftarıydı. Uyumak için kendi odasına geçecekti.
Odanın içinde iki tane tek kişilik yatak vardı. Nöbet tutmaya gerek olmayacaktı. Ajanın kaskı olmadan, Timothy'nin emirlerine karşı gelemezdi.
Sorgu için adamı sandalyeye oturtup bağlarını çözdüler. Hacker adamın karşısına geçtiğinde, adamın gözlerini endişeyle kırptığını gördü ve gülümsedi.
Jake'in zihnine her şeyi anlatması fikrini itti. Adam ağzını açamadan kapı çalındı. Motelin görevlisi kapıda belirdiğinde, gözleri normale dönmüş bir şekilde Timothy'e bakıyordu.
Peter içeriden "Ne var?" diye sinirle sordu.
Adam hiç bozulmadan sandalyedeki adamı göstererek "onun içinde havlu ister misiniz?" dedi.
Timothy adamın neyin peşinde olduğunu anlamadığından, temkinli bir şekilde yaklaştı. "Hayır, teşekkürler" dedi. "Arkadaş geçici olarak bizimle kalıyor."
Adam sandalyedeki Jake'e göz kırptı ve kapıdan uzaklaştı.
"Bu da neydi böyle?"dedi Mona. "Bu adamın sorunu ne? Zihnine giremiyoruz, emir veremiyoruz. Bakışları beni ürpertiyor."
"Senin için canını yakabilirim aşkım, istemen yeter" dedi Peter.
Mona bir an panik yaptı. "Hayır canım, sakın öyle bir şey yapma. Dikkat çekmememiz lazım."
Timothy sorgu için, yine adamın karşısına oturdu ve anlatmaya başlaması fikrini itti.
Adam bir an için ağzını açtı, kapattı. Sanki konuşmak istiyor ama konuşmasına engel olan biri varmış gibi davranıyordu. Sonunda ağzını açtığında "bilmiyorum" kelimesinden başka bir şey çıkmadı.
Timothy adamın hipnoz yoluyla, emirlere karşı bağışıklık kazandırıldığından şüphelendi. CIA'de bu imkânlar varsa, neden tüm ajanlar karşılarına kaskla çıkıyorlardı. Tüm bu sorular kafasında dönerken Peter'in sesi ile kendine geldi.
"Bunu deli adam yaptı. Nasıl bilmiyorum ama bu deli Jake'i konuşturmamızı engelledi."
Timothy düşününce hak vermek zorunda kaldı. Tam konuşacakken odaya gelmesi tesadüf olabilir miydi? Jake'e göz kırpmıştı ve sonra adam sorguya cevap vermemişti.
"En iyisi gidip ona soralım" diyen Mona ayağa kalktığında kapı tekrar çalındı. Kapıda deli adamın olduğunu gördüklerinde hep bir ağızdan konuşacaklarken, adam çılgınca "CIA geliyor, kaçın!" diye bağırdı.
Tüm sorularını unutarak panik içinde birbirlerine baktılar. "Nereden biliyorsun" diye sordu hacker.
"Uydu alıcılarımız söyledi" derken kafasını gösteriyordu.
Peter "bu adam delinin önde gideni. Nasıl ondan şüphelendik anlamıyorum" dedi. Şimdi hepsi birlikte şüphelerinin saçma olduğu fikrine kapıldılar. Mona sanki biri zihinleri ile oynuyormuş gibi hissediyordu.
Görevli, "biz şaka yaptık. CIA'in burada işi ne? Onlar gidip 3.dünya ülkelerini karıştırıyorlardır. Sıkıldığımız için sizinle dalga geçtik. Size katılabilir miyiz?" diye sordu.
Hepsi birden itiraz etmeden adamın yanlarına girmelerine izin verdiler. Jake boş gözlerle karşıya bakıyordu. Adam Jake'in yanına gelip "bunun sorunu ne? Deli mi?" diye sorduğunda ortadaki ironik durum herkesi güldürdü.
"Senin kadar değil" dedi Peter. O bile adamın odadaki varlığına itiraz etmemişti.
"Biz yalnızlıktan sıkıldık. Tüm gün kendimizle konuşmak çok zor. Zaten bildiğimiz konulardan bahsediyoruz, hep aynı fıkraları anlatıyoruz. Size bir fıkra anlatalım mı?"
Mona ortada dönen garip havanın farkında olan tek kişinin, kendisi olduğunu düşündü. Adamı neredeyse öldürecek olan Peter bile adamla samimi olmuştu. Anlattığı fıkraya gülüyor, bir tane daha anlatması için teşvik ediyordu.
Zihninde biri varmış hissinden kurtulamıyordu. Adam ile göz göze gelmeye çalıştığında, adamın gözleri gene iki farklı yöne baktığından başarılı olamadı.
Görevli "adamın sende baya matrakmışsın" dedi Peter'e. "Bizimle konuşmanız çok hoşumuza gitti ama bu adam neden hiç gülmüyor" diye Jake'i gösterdi.
Timothy gülerek "o bizim esirimiz, o yüzden keyfi yok" dedi.
Mona her şeyi bu kadar rahat anlattığı için hackera şaşkınlıkla baktı. Deli dedikleri adam ile hızlı yakınlaşmaları normal değildi.
"Durun!" dediğinde hepsi birden gözlerini Mona'ya çevirdiler. Görevli sadece bir gözünü ona çevirmiş diğeri farklı bir yere bakıyordu.
"Tim, Peter buradaki garipliği görmüyor musunuz? Bu adam içimize kadar girdi ve her şeyi ona anlattınız. Neden ona güveniyorsunuz?"
Adam alınmış gibi kafasını eğdi ve kalkıp kapıya yöneldi. Mona'ya belli belirsiz bakış attı. "Biz artık kalkalım, istenmediğimiz yerde durmayız" dedi ve çıktı.
Odadan ayrıldıktan sonra Peter ve Timothy sanki uykudan uyanmışlar gibi silkindiler. Olanları düşündüklerinde Mona'ya hak verdiler.
Adamın bir Zihin Efendisi olma ihtimalini düşünmeye başladılar. Hem de çok güçlü bir Zihin Efendisi.
Jake aniden kahkahalarla gülmeye başladı. Sustu. Ağlamaya döndü. İnledi ve yere serildi. Başına toplandılar, adamın rengi uçmuş ve kendinden geçmişti.
"Burada garip şeyler dönüyor ve bunların ne olduğunu anlamadan rahat edemeyeceğim" dedi Mona.
Jake kendine gelir gibi oldu. Mırıldandığı sözleri duymak için eğildiklerinde, duydukları sözler hepsinin şaşırmasına yol açtı.
"Kâhini arayın"
-DEVAM EDECEK-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Efendileri (SY) (Düzenleniyor)
Ciencia Ficción70 bölüm olarak final yapan kitap yeni bir kurgu ile baştan yazılıyor. Duyurudan sonraki yeni eklenen bölümler # işareti ile belirtilecektir. İki kardeş, bir hacker ve harika bir kız. Tümünün ortak özelliği zihinlere hükmedebiliyor olmaları. Kendi...