İçi gider insanın ama ödün vermez gülüşlerinden...
Elis'ten...
- Nesrin Hanım sizin elinizden kimsenin gittiği yok ama siz kaybetmek üzeresiniz bundan da haberiniz yok. Beni annem ile bir daha yargılamayın çünkü annem ile konuşmuyorum ve anneme benzetilmek hiç ama hiç hoşuma gitmiyor.
- Berdan'ı ve eşimi kandırabilirsin ama ben kanmam. Annen ile konuşmuyorsan neden geldi geçen gün o zaman söylesene.
- Çok mu merak ediyorsunuz, söyleyeyim o zaman; çünkü benden para ve mal mülk istiyorlar. Sizin için yeterli bir cevap mı?
- Benim için her şey yeterli. Senin yüzünden oğlumdan oldum bu kadarı da yeterli,çık hayatından oğlumun.
- Nesrin Hanım bırakın buna oğlunuz karar versin,onun yerine karar almaya alışmış olabilirsiniz ama onun hayatında kalmam ya da çıkmam ona bağlı. Şimdi size iyi geceler zira benim için konuşma burada bitmiştir sizinde ön yargınız ve bana olan kininiz bittiyse görüşmek üzere.
Hafifçe kafamı sallayıp içeri girdim. Gözlerim dolu doluydu çünkü içimde inanılmaz bir acı vardı,kanayan yarama tuz basmıştı Berdan'ın annesi.
Kendimi yatağa attım ve kulaklıklarımı takıp şarkı dinlemeye başladım. Sonra burnuma tanıdık bir koku geldi,koku Berdan'ın bana verdiği hırkasıydı yatağımın başında duruyordu. Usulca elime aldım hırkayı ve burnuma götürdüm,anılarımız bir bir aklıma geldi...
Bisiklet sürdüğümüz gece ilk kez onunla bir ilke adım atmıştım daha doğrusu bir çok ilki onunla yaşamıştım. Daha önce birine hele ki bir erkeğe sarılıp ağlamamıştım.
Ona olan güvenim kendime olan güvenimden daha fazlaydı. Sığınacağım tek limandı ve ben o limana bir haftadır sığınamıyordum.
Gözümün önüne bana olan bakışları ve gülümsemesi geldi, mükemmelliği o yokken bile gözümün önüne geliyordu. 'Doktor' kelimesi bile ondan duyunca kalbimde başka duygular yaratıyordu. Ona olan duygularım ne denli bilmiyorum ama tüm duygular onda güzel dururdu.
Açtım telefonu ve Berdan'ın mesaj kutusuna girdim. Onu kaydediş şeklimi görünce bir gülümseme belirdi yüzümde, 'Başkomiserim' diye kaydetmiştim... Önceki mesajlarımızı okuyunca kalbime bir mızrak saplandı ve yutkunamadım. Dayanamadım ve yazdım...
- En beklenmedik anda hayatıma girdin ve en beklenmedik anda ortadan kayboldun. Kızgınım ama sana değil kendime çünkü birine bu denli bağlanmak benim harcım değildi...
İki tık ve mavi tik...
- Sen senin hasretin ile sınan adama kızgın olma doktor sonuçta senin hasretin bu adamın canını yakmaya yeterli.
Kalbim ağzımda atıyordu resmen ve biraz sonra bu heyecandan belkide sinirden kalbim ağzımdan dışarı çıkacaktı. Hiç mi kusursuz olmazsın be adam?
- Ee doktor yatağında oturup bana sinir olmaya devam mı edeceksin yoksa balkona çıkıp bana bir el sallayacak mısın?
Ne? Hemen telefonumu bir köşeye fırlattım ve kendimi balkona uçarken buldum. Etrafa baktığımda göremedim tam içeri giriyordum ki bir el omzuna dokundu, Allah'ım sana geliyorum kim lan bu bana dokunan? Soluma usulca döndüm ağzımı açtım ki ağzımı kapattı bir el ve sonra tanıdık koku geldi burnuma,Berdan'dı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...