Sevmek ağır bir yüktü, kalbi olmayan taşıyamaz ve hissedemezdi...
Yazardan...
Bir anne ne kadar sevebilirdi kendinden olan bir parçayı ya da ne kadar sevemezdi? Nasıl el verirdi gönlü kendinden olan parçayı kimsesizliğe, annesizliğe itmeyi?
Sevmek ağır bir yük demiştik, tam olarak buydu işte. Sevmek bin defa ölmek demekti. Anne de olsan, sırılsıklam; zil zurna aşık da olsan bin defa ölebilirdi insan.
Anne: cennet demekti. Sonu olmayan bir diyar, sonsuz mutluluk, huzur, dünya demekti. Anne her evlat için başka bir evren, başka bir gezegen demekti.
İşte bu yüzden çoğu çocuğun gezegeni hiç olmamıştı, olmuşsa bile şimdi terk edilmiş kimsesiz bir gezegendi. Bazı çocuklar için mutsuz bir hikaye, gözyaşı demekti Anne.
Elis'in gözünden yere bir damla yaş düştü, kalbinin gözyaşları gözünden yanaklarına ve oradan yere düşüyordu. Aklı ona geçmişini hatırlatıyor, kalbiyse aklına uyup ağlıyordu...
- Suçu neydi, bu küçük çocuğun suçu neydi Berdan? Doğmak mı, zannetmiyorum. Bu çocuğun tek suçu böyle bir anneye ve çocuğunu değilde onu terk eden kadını düşünen babaya sahip olmak. Tüm suç onu bu dünyaya getiren iki sorumsuz insanın ve ceremesini bu küçük beden çekiyor.
- Güzelim, Cem'i bizim karşımıza çıkaran Allah demek ki bizden tek bir şey istiyor o da Cem'in yükünü hafifletmemiz. Sakin olucaz ve bu küçük adam için gerekli ne varsa onu yapacağız. Hatta işe Cem'in yanına gidip ona huzurlu bir gece yaşatmak ile başlayalım.
Kadın karşısında ki adamın merhametine sarılmak istiyordu. Elis, Berdan'ın yanağına elini koydu ve yüzüne uzunca baktı. Berdan kafasını sağa doğru yatırdı ve kadına baktı tıpkı kadının ona baktığı gibi aşkla baktı.
- Ben gerçekten dünyanın en şanslı kadınıyım çünkü senin gibi bir adama sahibim.
...
Gece yarısını geçmişti saat ama onlar hala ellerinde ki telefonlarla çevrimiçi oyunlar oynuyorlardı.
- Berdan abi hile yaptın ama...
- Hiçte bile koçum.
- Berdan abi ya yaptın işte inkar etme.
- Cem alış abim böyle şeylere hayat hep hilelerle dolu.
- Vallahi Berdan abi iki dakika da felsefe yapıp işin içinden çıkıyorsun helal yani.
- Tabi ne sandın paşam.
Elis bu ikilinin hallerine gülmek ile yetiniyor ve bir yandan oynunu oynuyordu. Gel zaman git zaman telefonlar ellerinden düştü ve Cem'i aralarına alıp camdan olan tavana bakarak onlar için hazırlanan yatağa uzandılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...