İnsan küllerinden doğmak için hafif bir melteme ihtiyaç duyardı, yeniden başlamak ve yanmak için...
Elis'ten...
İnsan içine düşen yangına rağmen nasıl hayatta kalabilirdi? Nasıl tekrar tekrar küllerinden doğabilirdi? Ben söyleyeyim; severek hemde çok severek olurdu bütün bunlar. Zaman her şeyin ilacı değildi, çoğu şeyin ilacı sevgiydi. Toprağa ekilen çiçeğin zamana ihtiyacı olduğu gibi sevgiye ve Can suyuna da ihtiyacı vardı. Yeni doğan bir bebeğin zamana değil anne şefkatine ve sevgisine ihtiyacı vardı çünkü sevgi onun için en büyük ilacti.
Sevgi zamanla halleder, ilaç olurdu kapanması zor olan çoğu yaraya ama en garibi; yaranın sahibi sevgiyle o yarayı kapatabilendi
Hastaneden eve gelmiştim, zorla da olsa herkesi iyi olduğuma ikna edip Nesrin teyzenin yanında uzanmaya gelmiştim. Ömer'i hastaneden sonra bir daha ne gördüm ne de sesini duydum, Berdan'larin gittiği yeri bulmaya gidecekti en son şimdi ne alemde onu bile bilmiyorum.
- Oğlum, bize bunu niye yaptın?
Çalışma masasından hızla kalkıp Nesrin Teyzenin yanına gittim, kabus görüyordu ve gördüğü kişi kuvvetli muhtemel Berdan'dı.
- Sultanım uyan, kabus o ağlama ne olur.
- Berdan, sen benim tek yaşıma kiyamazdin niye gittin Oğlum neden beni gözyaşlarımla boğulmama izin verdin?
Nesrin teyzeyi ne kadar sarssam da uyanmiyordu, gözlerinden yaşlar oluk oluk dökülüyordu. Ciğerimden bir şeyler kopuyordu sanki o ağladıkça. Kapı açıldı Vefa Amca koşarak yatağa çıktı ve Sultan teyzeyi uyandırmaya çalıştı. O gelince kendimi duvara doğru itip duvara yaşlandım, gözlerim benden bağımsız o ara yaşlar dökmeye başlamıştı bile.
Nesrin Teyze bir hiddetle kalktı ve bir Vefa amcaya bir de bana baktı.
- Vefa...
- Ömrüm, kabustu o yalvarırım kendine gel.
- Oğlumuzu gördüm Vefa, nasıl kabus olsun gördüğüm en güzel rüyaydı. Kan içindeydi Vefa, oğlumuz kan içindeydi...
Odada sessizlik vardı sadece ve ben orada o sessizliği bozmamak için kendimi sıka sıka ağlıyordum. Berdan ölmedi ama herkes onun öldüğünü düşünüyordu, gerçekten ölmüş olabilir miydi benim sevdiğim adam? Ölmüş olsa ben nasıl nefes alırdım?
- Nesrin, yapma artık lütfen. Oğlumuz şerefiyle şehit düştü, hain olarak ölmedi vatanına hizmet ederken öldü. Belkide şuan cennetten izliyor bizi...
- Peki onu şehit edenler nerede Vefa, söylesene? Ben söyleyeyim; aileleriyle beraber ya da sevdikleriyle beraber oturuyor vakit geçiriyorlar, bizim oğlumuzu ölüme gönderdikleri için vicdan azabı bile duymuyorlar. Peki ya biz ne haldeyiz baksana bize Vefa? Sen ayrı yerde ağlıyorsun, ben ayrı, Demir başka yerde ağlıyor. Bizi geçtim Elis'e bak, sevdiğini kaybetti nefes alamıyorum derken bile bize nefes olmak için çaba veriyor bu kız bizim yanımızda. Oğlumu toprak değil onu oraya yollayanlar bizden aldı. Nasıl kendimize gelelim desenize bana? Nasıl şehit ailesi olunur ben bilmiyorum Vefa, tek bildiğim artık oğlumuzu sadece rüyalarımda göreceğim başka da bir şey bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...