Çok sevmek için çok büyük bir yürek gerekti, yüreği olmayan herkes kaçmayı seçti.
Elis'ten...
Kendimi bir başkasıyla ne karşılaştırdım ne de yarıştırdım çünkü herkesin doğrusu kendine derdim kendimce ama bu sefer çok farklıydı. Sevmek öyle basit bir eylem gibi gelmezdi bana hiç çünkü sevmek yanan bir ateşe su olmak gibi bir şeydi, bazen ateş tekrar küllerinden doğsada önemli olan sabır edip her defasında söndürmek gibi bir şeydi benim için. Aklımın köşesinde Berdan ile benim herkesin dilinde olan aşkımız, diğer köşesindeyse; bahanelerin arkasına saklanıp Han'ın yüreğine sönmeyen bir ateş yakan Efsun var ve ben tarafsız yaklaşmaya çalıştıkça kendimi Efsun'a kızarken buluyordum.
Bir İnsan sevmek istedikten sonra bahaneler yolunda sadece küçük bir taş olurdu, bassanda acıtmayan çakıl taşı olurdu.
- Anlayamazsın Elis, ben senin kadar güçlü değilim...
- Kendini kandırma Efsun, sevmenin güçle alakası yok sen bu yolu gözüne kestiremedin bu yüzden pes ettin. Şimdi ne kendini ne beni ne de seni çok seven o adamı kandırmaya çalışma. Ha bu ara da, Allah kimseye gücünden fazla yük vermez ve Han senin güçsüzlüğünse iyi ki ayrılmışsın yoksa sana daha ağır gelirmiş sevmek.
Odadan çıktım hemde yakın arkadaşım dediğim Efsun'un yüzüne dahi bakmadan çıktım çünkü şuan sanki yabancı gibiydim ona karşı.
...
Yazardan...
Hayat çoğu zaman birden fazla yola ayrılırdı; mutlu, mutsuz, kaybetme korkusu, geçmiş acısı derken geçerdi bir ömür tufanlarla. Bir tarafın göz yaşlarından bir deniz olurken, öbür taraf dünyanın karanlık yüzünü geceleri görüyordu; zaten onda da gözleri kapalıydı tıpkı görmek istemediklerine kör olduklarinda ki gibi...
Derin bir soluk ve arkasından titrek bir nefesle önünde ki dosyaları inceleyen bir adam vardı herkesin karşısında. Kalbinde ki acı gözlerine resim edilmişti, hatta işlenmiş gibiydi tıpkı.
Mesaisi biten Berdan, giyinmiş bir şekilde acısını dosyaların arasına saklamaya çalışan can dostunun yanına geldi.
- Şimdi acını bir tarafa kaldırıyorsun ve benimle geliyorsun, buraya kadar polistik şimdi en büyük olmaya devam etmek zorundayız çünkü bizi bekleyen sokaklar var.
Han sessizce bir soluk verip kendini toparlamaya çalıştı ama başaramıyor gibiydi çünkü aklında hala dün gece olanlar vardı ve bu olanları nasıl unutup rafa kaldıracağını bilmiyordu henüz. Usulca ayağa kalkıp can dostun doğru ilerledi, ona en iyi yardım edebilecek kişi Berdan'dı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...