Vakit vardı güzel günlere ve o bakiye kadar bizim payımıza düşen sabretmekti...
Berdan'dan...
' Bazı sonlar kanla yazılır Reis...' demişti notta. Benim sonum belliydi, aşktı. Asla aşık olmam diyordum ve olup kendi sonumu yazmıştım. Şimdi kendi ellerimle yazdığım sona kendi başıma geliyorum.
' Sevmek ' diyorum, sevmek. Dünyanın en güzel duygusu olan sevmek şuan acı vermekten başka bir şey yapmıyordu. Sahi ne ara bu kadar canım yanacak kadar aşık olmuştum?
- Burada olduğunu biliyordum reis.
Hiçbir şey demedim çünkü konuşmaya ne mecalim ne de gücüm vardı. İçimde ki korku ve sinir beni yemek üzereydi. Ben bir şey diyemeden Ceyhun elimdeki notu yavaşça aldı ve okuyup suratıma baktı, bitik olan suratıma.
- Abi bu kim?
- Elis'in babası.
Kaşlarını havaya kaldırdı, o da benim gibi hiçbir şeyi anlamadı normaldi.
- Oo millet semti bensiz mı koruyorsunuz?
- Heh seni bekliyorduk keko oturuşu yapıp mahalleyi beklemek için, salak.
Bu dediğim ikisininde güldürdü ama ben gülemedim çünkü moralim hiç yoktu. Saate baktım geç olmuştu artık Elis'in yanına gitmem lazımdı.
- Ben gidiyorum Elis'in yanına, geç kaldım. Ceyhun semtte bir şey olursa haber ver hepiniz beş duyu organlarınızı açık tutun yoksa tüm duyu yetinizi kaybettiririm, ona göre.
- Tamam reis, semt bizde.
- Han, sende Elis'in babasıyla ilgili bir şey bulabilirsen hemen haber ver.
- Tamam kardeşim, o iş bende.
Hastaneye gidiyordum kafamın içi dolu mayhoş bir şekilde. Gidip yanına ne diyecektim Elis'in? 'Baban beni senin için tehtit ediyor.' mu diyeceğim? Babasının yaşadığını söyleyemediğim için zaten kızgın bu sefer söylemezsem komple aramız bozulur. Ah ulan aşk beni bu hallere düşürdün ya daha ne diyeyim.
...
Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Efsun beni gördüğü gibi ayağa kalktı ' Neyse ben sizi yalnız bırakayım, bir şey olursa haber verirsiniz.' dedi ve çıktı gitti. Usulca cam kenarında ki koltuğa iliştim, gerginliğim vücuduma bile yansımıştı.
Karşımda öylece uzanmış ve bana bakan kadına çevirdim gözlerimi, lanet olsun çok güzel. Kafam istemsizce sağ omsuma yaslandı ve gözlerimden istemsizce birer damla düştü. Bu damlaların sebebi belliydi. Ona zarar gelecek diye çok korkmuştum, canımdan can gitmişti. Bu kaçırılma yetmezmiş gibi birde üstüne ufak çaplı kavga beni sevdiğimden ayrı tutmaya devam etmişti.
- Berdan...
Dünyanın en güzel sesinden adımı duymak kalbimin ritmini hazlandırmaya yetmişti. Ne oluyordu bu kalbe neden bu kadar çabuk gardı düşüyor?
- Efendim Elis?
Sesim bir buzdağı kadar soğuktu nedeni bariz belliydi, canım yanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...