86

208 11 2
                                    

Hayatını mahvettiğiniz insanları tekrar ziyaret eder miydiniz?

...

Ben, beni gerçekten güzel seven bir adamı seviyordum. Kokusu huzur kokuyordu, kollarında güven buluyordum ama en önemlisi gözleri bana sonsuz bir ormanda onunla beraber bir yürüyüş bahşediyordu. Bu ormanda yürüyüş öyle basit bir yürüyüş değildi. Elinden tutuyordum, gözleri gözlerimden bir saniye ayrılmıyor; kokusu burnumdan asla gitmiyordu. Her bir adimimizda çimenler sanki dile geliyordu onunla beraberken, sanki sevgimize şahit oluyor gibiydiler.

Bu yürüyüş öyle basit bir yürüyüş değildi. Sonsuzluğa ama en önemlisi mutlu sonsuzluğa yürüyüştü. "Bak!" Diyordu hayat bana. " Çektiğin acının sana getirdiği güzelliklere Bak, Bak ki yanında ki adamla beraber hala uçan kuşlara; her gün daha güzel açan çiçeklere ve bu gökyüzüne şükür et ama en önemlisi kıymetini bil. Sakın umutsuzluğa düşüp kendinden ve hiçbir şeyden şüphe etme. Olan hiçbir şeyden korkup, üzülme çünkü Allah dağına göre kar verir. Gör bak mevlam ne eyler, ne eylerse güzel eyler..." diyordu.

- Elis eve gir.

- Hayır.

- Elis dedim!

Gözlerine baktım, yemyeşil irisleri kırmızıya dönmüştü ve sanki gözlerinden ateş çıkıyordu. Gözlerime baktı, yutkundu ve dudaklarını oynatıp sessizce tekrarladı. Uzatmadım çünkü uzatmam ikimizi de yoracak ve sinir edecekti. Arkamı dönüp apartmana girdim ve kapıyı hafif Aralık bırakıp onları dinledim. Berdan'ın sesi ben gittikten sonra bir buzu andırmaz hale gelmişti.

- Seni uyarıyorum, ilk ve son defa hemde. Eğer Elis'in ya da Han'ın başına bir şey gelirse, soluğu sizin kapinizda alırım ve emin ol bu senin son soluğun olur. O gözlerin bir daha sevgilime öyle bakacak olursa göreceği son yüz benim yüzüm olur.

- Güzel kız...

O an kapı arasından Berdan'ın vücudunun öne atılıp Kemal denilen adamın yakasına yapıştığını gördüm. Yakasına yaptistigi adamı bir torba gibi yere savurup iki seksen yaydı ve yetmezmiş gibi tekrar yakasından bir eliyle tutup kendine çekti. Kulağına bir şeyler fısıldayamaya başladı. Her ne dedi bilmiyorum ama Kemal'in yüzü duyduklarına karşı kipkirimiz olmuştu. Geri çekilip onu yere tekrar itti ve benim odama doğru bakıp evine yürüdü. O içeri girince Kemal yerden kalkıp telefonunu çıkardı ve bir şeyler yapıp kulağına götürdü telefonu.

- Abi, bu Berdan uslu durmayacak anlaşıldı.

Telefonu dinledi ve elini alnına vurdu, sinirle karşıdakine cevap vermeye başladı.

- Abi öylesine bir adamdan bahsetmiyoruz, adam dediklerini yapan psikopatın teki. Yaparım dediğini yapıyor manyak. Reis olduğu, baskomiser olduğu yetmezmiş gibi bu şehrin sefiri oldu başımız her türlü ağrır.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin