VİSAL

45

İnanın buna değer, insan gerçek aşkı gerçekten hak eder.

Berdan'dan...

Ben polistim, sevdiği kadının henüz kavuşamadığı babasını tutuklayan Başkomiser Berdan'dım ben. Yine bir yükün altına girmiştim ama bu sefer ki öyle bir yük değildi, ben bu sefer ki yükün altında kalıp Elis'in yokluğu ile sınanmaktan korkuyordum. Gözlerinin tutsağı olduğum kadının gözleri olmadan hayatıma devam etmekten korkuyordum. Şu yaşıma kadar hiçbir şeyden korkmayan ben bu kızın gitmesinden ölesiye korkuyordum. Onu öylesine değilde onu ömrümce sevmek istiyordum.

Kalbimi sıcak tutan güzel yüzlü, mavi gözlü sevgilim : bu uğurda ellerim elinde, gözlerim gözlerinde ve kalbim seninleyken ölmek isterim...

Kollarımda olan kadının kokusu beni mest edip dünyadan soyutlamaya yetmişti. Sanki dünyanın en güzel, en eşsiz kokusu onunkiydi. Bu kokuyu duymamla ona olan sinirimin geçtiğine göre benim dünyamın en eşsiz kokusuydu.

- Affettin mi beni?

- Ben sana küsmedim ki sadece gönül koymuştum, o da geçti.

- Sen bana gönül koyma gönlünü ver sevgilim.

- Sende zaten doktor hanım.

Bir kaç dakika daha öyle kalmıştık en sonunda ben yoruldum ve Elis'i de alıp masamın önünde ki misafir koltuklarının birine oturttum bende karşısına geçtim. İçeride bir sessizlik olduğuna göre Elis'in kafasını bir şeyler kurcalıyordu.

- Söyle bakalım.

- Neyi?

- Kafanı kurcalayan her neyse onu.

- Babam... Galiba onu görmek istiyorum.

- Seni ona götürmeme ne dersin?

- Gidelim Berdan, belki bir daha hiç göremeyeceğim.

- Elis ben babanın suçsuz olduğuna inanıyorum, sadece biraz zamana ihtiyaç var.

İçeri Han girdi birden, beti benzi atmış bir şekilde. Allah'ım bir dakikam sorunsuz geçsin gerçekten şükür edicem, bu ne da ışığı açık gören gelip haber veriyor he.

- Berdan, Serdar'ın tüm eli silahlı akrabaları gelmiş, sizin sokaktaymış en kötüsü de Naz Hanım'ın kapısının önünde ölüm tehtitleri savuruyorlarmış.

- Ne?

- Hemen çıkıyoruz abicim.

- Han burada Eyüp Bey, buraya gelecek kadar mal değillerdir değil mi?

- Valla abicim bir yaparlar gibi geliyor bana ama burdakiler hallederler, biz bir an önce gidelim sizin mahalleye.

...