Hep en güzel baharlara saklamıştık en güzel sevmeleri ve beklemiştik birinin en güzel mevsimi olmayı...
Berdan'dan...
Gözlerimi dünyaya kapatmıştım bu kadını gördükten sonra. Kalbim hoş aklım mayhoştu onu gördüğüm ilk andan beri.
Ben bir polistim, ölümden korkmaz bir adamdım. Neyim var ki gittikten sonra neyim kalacak derdim, şimdi koca bir dünyaya sahip bir adam gibiyim ve öldükten sonra Elis'i sevemeyecek olmaktan yani ölümden korkar bir adamdım da...
Gökkuşağının yedi renginin barındıran kadın: bu adam senin için yağmur olup yağmaya razıydı, yalnız senin için yağar yalnız senin için dinerdi...
Gözlerime aşkla bakan kadının gözleri bu sefer kolumu esir almıştı, vurulduğumu görmüştü maalesef ki...
- Berdan ne oldu koluna, niye demiyorsun bana, acıyor mu kolun, ne zamandan beri böyle....??
- Elis dur nefes al yoksa öleceksin.
Bunu dediğim an nefes almadığını fark etti, saf kızım benim. Sakince nefes aldı ve bana tehtivari bir sesle:
- Düş önüme Berdan Efendi, hesabını sorarım bunun sana.
...
Bir kadın vardı beyazlar içinde kalbimin en derinlerinde. Kalbimi esir almıştı sanki, bu güzelliğe yenilmiştim. Gözleri mavinin en güzel tonu olan bu kadın o gözleriyle tüm kalbimi tesiri altına almıştı, bense onun emrine amade bir adamdım...
Koluma tüm dikkatini veren kadını izliyordum, bu kadın bu dünya için fazlasıyla mükemmeldi sanki bir melekti.
Kolumu uyusturmadan dikiş atmasını istemiştim ve buna rağmen ona bakarken kolumun acısını zerre hissetmiyordum, bu kadın benim antibiyotiğimdi.
Önüne gelen bir tutam saçını kulağının arkasına attım, o güzel gözlerini o güzelim saçlarının kapatmasına izin veremezdim.
- Berdan, silah sesini duyunca ödüm koptu sana bir şey olacak bir daha seni göremeyeceğim diye ama görüyorum ki Allah bizi ayırmak istememiş. Seni bana bir kez daha hediye eden Allah'a edecek çok şükür biriktirdim.
Senin o güzel kalbine kurban olurum kadın, peki ya benim senin için kaç şükür etmem lazım? Bence ben ölene kadar seni bana helal kılan Allah'a şükür etmem lazım.
- Ben senin için bir ömür şükür edeceğim doktor.
En sonunda kolumun pansumanı falan bitmişti ve kolumu yavaşça bırakmıştı. Sıyırdığım tişörtün kolunu düzelttim ve Elis'e bakmaya devam ettim. Birden bana sarıldı ve kafam göğsüne geldi, bu nasıl olur onun kalbide benim kalbim gibi maraton koşuyordu. Ellerimi beline doladım ve öylece onun kokusunu içime çektim bir bağımlı gibi. Saçıma bir el dokundu, Allah'ım bu çok güzel bir hismiş...
- Saçların bir ipek gibi Berdan...
- Bu konuda bile aynıyız güzelim. Hadi çıkalım evde saçlarımı bol bol okşarsın olmaz mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...