66

238 17 16
                                    

En güzel bekleyişler, en güzel yarınlarla sonlandırıldı...

Elis'ten...

Ben bu yaşıma kadar hep bir şeyleri beklemiştim. İlk aile olmayı, annemle babamla güzel vakitler geçirip mutlu bir ailede olmayı daha sonra doktor olup hayatlara dokunmayı ve tabi bunların yani sira bir yandan da gönül eşimi beklemiştim. İlk doktor oldum, sonra sevdiğim adamın gölgesiyle ve eşi benzeri olmayan benliğiyle tanıştım, sevdiğim bana kaybettiğim ailemi geri kazandırdı. Tam bundan sonra kendi ailemi kurmayı bekliyorum derken bana sevdiğimin ölüm haberi geldi ama ben yine de bir umut bekledim.

Yani kısaca; hayat beni sürekli erteledi ve ben bu süre zarfında asla pas etmedim hunharca düşmeme rağmen. Ve şimdi düşmeme rağmen tekrar ayağa kalktım ama bu sefer öylece beklemek yerine sevdiğimin peşinden gittim...

- O zaman ne duruyoruz, verelim adamları.

- Ya polis değillerse?

- O da var... Ama ne yapacağız onlara burada. Baksana saatler geçtikçe ölüme bir adım daha atıyorlar ve ikiside ateşler içinde, böyle devam ederse ikiside ölür vebali bize kalır.

Daha fazla dayanamadım. Gidip zile bastım.

- Kim o?

- Ben Doktor Elis Eylül, kapıyı açar mısınız?

- Neden geldin, hem nerden bilelim doktor olduğunu?

- Beyefendi, konuştuklarınızı duydum ve içeri de yaralılardan haberim var. Daha da geç olmadan açın kapıyı lütfen, şansımız varken açın kapıyı.

En sonda sesim ağlamaklı çıkmıştı, daha fazla dayanamıyordum. O sıra da kapı hafifçe aralandı ve beni incelediler, hay ben sizin yapacağınız işe... Kapıyı sertçe ittirdim ve içeri geçtim.

- Neredeler?

- Evime böyle giremezsiniz.

- Hadi ya! Neredeler dedim?

- Yukarıda sağdan ikinci oda.

Kadın dayanamamış, söylemişti. Koşa koşa dediği odaya girdim ve o an hasret olduğum adamın yaralı suratı gözlerimin önüne serildi. Üzeri çıplak ve bir kaç yeri sarılıydı, kafası dahil...

Birde Han'a baktım, onun da Berdan'dan farklı yani yoktu. Ayağı ve kolu sarılıydı, karın bölgesiyle beraber.

Hemen telsize sarıldım.

- Onları buldum... İkiside yaralı ve baygınlar.

Birden telsizden sesler gelmeye başladı herkes sevinç nidaları atıyordu. Yanımda ki adama döndüm.

- Size burada ne derler, evi tarif etmem gerekiyor yanımda asistanim var onunla beraber ilk müdahaleyi burada yapacağım.

- Sütçü Mehmet, derler bana kızım.

Telsizde ki seslerin denmesini bekledim ve en sonunda sustular.

- Sütçü Mehmet Amcanın evini sorun size göstersinler, Efsun çabuk ol İkisine de ilk müdahaleyi burda yapmamız lazım ikiside ateşler içinde ve ağır yaraları var dayanamayabilirler.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin