40

651 17 19
                                    

Yeniden varoluşlara geçmişini yakmak kadar acı vericiydi seven kalbi kurutmak...

Berdan'dan...

Ben Berdan. Reis Berdan, Polis Berdan ve en önemlisi Elis'in sevgilisi Berdan. Ben bu hayatta hep birilerinin hayatında bir şekilde rol almıştım ve şimdi sevdiğim kadının hayatında ki en büyük rolü almıştım. Soracak olursanız bana en çok yakışan Elis'in sevdiği adam olmaktı.

Onu her şeyden korumaya çalışmak benim için yorucu değildi aksine onun için çabalamak dünyanın en güzel hissiydi. Tırnağı kırılsa, ayağına taş batsa canım yanardı. Morali bozulsa günüm biterdi. Gözleri kapansa benim için gündüzler sona erer ve hayat benim için sadece geceden ibaret olurdu. Bir dünya kuruluydu kalbimde onun için ve gökyüzüm onun gözleriydi.

Pusulam vardı sanki onun için atan kalbimde. Nereye dönersem döneyim yönümü ona çeviriyor ve onun yörüngesinden çıkamıyordum. Onu sevmekten alıkoyamıyordum sanki kendimi. Her gülüşü bana bir mevsim yaşatıyor ve gönlümde yeni bir çiçek açtırıyordu. Sesi dünyanın en güzel sesi, gözleriyse gökyüzüm. Ve Elis benim son sözümdü. Bitmek bilmeyen sevdam ve tükenmeyen nefesimdi...

Ey gülüşü tıpkı kalbi gibi güzel ve gözleri gökyüzünden bile özel kadın: bu adamdır senin mabedin, bu adamdır senin limanın gemin. Göğsünde saklı olan kalbindir bu adam. İçine çektiğin derin nefestir, soluduğun hava ve gözlerini kapattığında gördüğün simadır. Tuttuğum ellerindir benim kutsalım, dünyam...

Uzun zamandır tavana bakan gözlerim bu sefer gardrobun koca aynasında yorgun bedenime çevrildi. Belki bedenim o kadar yorgun değildi ama ruhum bir hayli yorgundu.

Elim istemsizce yarama gitti, kim bilir dikişler ne alemdeydi. Elis için kendimi paralarken aklıma ne yaram ne de dikişlerim gelmişti sanki dünyadan kısa süreli soyutlanmıştım. Elimi karnıma geri koyarken parmak buğumlarım dikkatimi çekti, baya hırpalanmıştı. Sonra aklıma bu akşam kendimi kaybedişim ve adamı evire çevire dövmem geldi, bu eller böyleyse adamı düşünemiyorum.

Birden kapı çaldı ve içeri elinde pansuman çantasıyla sevdiğim girdi. Kareli pijaması, bisiklet yaka beyaz tişörtü ve dağınık ev topuzuyla bile dünyanın en güzel kızıydı resmen. Kapıyı usulca kapattı ve yatağın öbür yanına oturdu.

- Yarana ben yokken bakmadığını düşündüm ve eminim ki öyle.

- Doğru tahmin etmişsin güzelim.

- Allah'tan doktorum ve bu işlerden anlıyorum yoksa işin yaş.

- Sen olduktan sonra benim sırtım yere gelmez güzelim o yüzden sıkıntı yok.

Gözlerime bir öldürücü bakış attı ve alnıma bir parmağını bastırıp beni yatağa geri uzandırdı, ulan oğlum ne hanım köylü oldun. Yorganı vücudumun yarısına kadar indirip yaramın sargısını açtı.

- Biraz acıyabilir.

- Pek sanmıyorum güzelim.

Bu zamana kadar sayısız yara almıştım ve zamanla vücudum bunlara alışmıştı. İkinci dikisimden sonra bir daha ki dikişlerimde canım hiç yanmamıştı. Dikişlerime pansuman yaparken ben sadece onu izliyordum öyle ki pansumanın bittiğini hatta elime merhem sürüp sardığını bile görmedim.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin