35

600 14 5
                                    

Peki ya nasıl bir başlangıç bizi bu hayata yeniden bağlardı?

...

Berdan'dan...

Ben hayatımı bir çift mavi gözlerde yaşıyordum. Gökyüzüm, her sözüm oydu ve ben şuan dili lal, gökyüzü siyah olandım. Kalbimde ki yarayla yönümü kaybedendim.
Ben sevdiğinin kanının olduğu kaldırımda çöküp sessizce gözyaşı döken adamın ta kendisiydim.

Ben Berdan, sevdiğinin kaldırımda ki kanında boğulan adamın ta kendisiydim. Ölmeden nefessiz kalandım.

Bir yara açılmıştı kalbimin en derinine ve ben açılan o yarada kayboluyordum. Sesler kulağımı sağır edecek kadar yüksekti fakat hiçbir sesi seçemiyor ve yerden kalkamıyordum, öylece kan olan asfalta bakıyordum.

Zihnimde bir düşünce ' Ya öldüyse?' diyordu. Melekler ölebilir miydi? O benim meleğimdi, o benim yaşama sevincim, nefesimdi. Şimdi öylece yok olup ellerimden kayıp gidemezdi.

Aklımı meşgul eden çok şey vardı tıpkı az evvel arayan gizli numara gibi. Beni arayıp kendi konuşmuştu ve bir şey dememi beklemeden yüzüme kapatmıştı. Sevdiğim ile tehtit ediyordu beni, canına mı susamıştı?


Bir ses işittim ' Oğlum kalk bak onu bulmamız lazım, kendine gel!' sarsıyordu beni ve ben hâlâ o kaldırımda onun arabasına yaslı bir şekilde öylece kana bakıyordum.

Kaldırma bakan gözlerimi karşımda ki kardeşime çevirdim, dolu olan gözlerim onu anca seçebilmişti. Arabaya yaslanarak kalktım oturduğum yerden ve elimin tersiyle akan o iki damlayı sildim. Kan olan elime baktım bir süre ve gözlerimide ki buğu geri döndü.

- Berdan...

- Han, bana yardım et bana sevdiğimi bulmamda yardım et.

- O nasıl laf lan tabi ki edicem ama sen yeter ki kendine gel.

Şuan kendimden çok uzaktaydım, şuan sevdiğimin canı yandığı kaldırımda diz çöküp ağlayacak kadar bitiktim. Arkamdan bir ses işittim, müdürümüz Kenan Bey'in sesiydi bu.

- Berdan?

- Buyrun müdürüm.

- Durum nedir? Duyduğuma göre sevgilinmiş kayıp olan doktorumuz.

- Evet efendim.

- Sakin ol ve sen evine gidip dinlen kızımız bize emanet.

- Ben, Elis bu haldeyken değil dinlenmek bir dakika dahi huzurla oturamam. İzin verin bende sizinle olayım ve sevdiğimi bulayım, lütfen.

- Peki oğlum ama en ufak şeyde evine gönderirim itiraz yok.

Başımı sallamakla yetindim, bir şey olup eve gönderse sanki başımın çaresine bakıp sevdiğimi bulamam.

Arabadan bir ses geldi, telefonu arabada kalmıştı. Elime olay yeri inceleme ekibinden bir eldiven alıp geçirdim ve arabanın kapısını açıp çalan telefonu aldım, Efsun diye biri arıyordu.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin