Hayat herkese eşit davranmazdı illa bir yerden vururdu. Yaralı kalınca toparlanması kolay olurdu da gazi olunca bir ömür o acıyla yaşardın.
Berdan'dan...
Ben bu hayatta en çok Berdan olmayı sevmiştim. Başı sıkılana yardım eli uzatmayı, derdi olana derman olmayı, karşılıksız iyilik yapmayı sevmiştim. Şu kocaman kötülüklerle dolu olan dünyaya değilde ahiretime yatırım yapmıştım ve nerden bilebilirdim ki Allah'ın karşıma ahirim olan kadını çıkarıp beni bu dünyanın en mutlu adamı yapacağını.
Ben bu hayattan bir sürü ders çıkarmıştım. Can yakanın canının er ya da geç yandığını görmüştüm. Ah alanın sırtı kambur olduğunu görmüştüm. Onca derdi sırtına yük eden divane görmüştüm. Ben kocaman bir sevda görmüştüm. Şimdi de görüyorum ki ben bu hayatta daha çok şey görecektim. Ben daha bu hayatta çok sınav verecektim.
- Başkomiserim?
- Efendim.
- O geceye dair MOBESE kameraları geçti elimize, bakmanız lazım.
- Tamam geliyorum.
Odamda ki hanımeli çiçeğini sulamayı ve onunla konuşmayı azıcık ertelemek zorunda kalarak odamdan çıktım. Televizyonun karşısına geçip diğerleriyle birlikte o akşam ki görüntüleri izlemeye başladım.
Gördüklerimle başımın dönmesi bir oldu. Sokağa giren iki kişi vardı. Biri Serdar birisiyse Eyüp Bey'di...
- Han...
- Evet kardeşim, o.
- Başkomiserim tanıyor musunuz bu adamı?
Devremime sadece bakmakla yetindim. Tanıyor muyum bilmiyordum ki.
- Başkomiserin tanıdıkları kendine kardeşim, bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendireni kendimiz bulmalıyız, hadi işimizin başına.
Han beni yine kurtarmıştı sanki çünkü sorunun cevabını bilmiyordum.
- Han, odaya geçelim.
...
Yazardan...
Elis çoktan uyanmış, kahvaltısını yapmıştı ve şimdi Nesrin Hanımla birlikte oturup Berdan'ın arkasından söyleniyorlardı. Elis'in içinde değişik anlamını bilmediği bir his vardı. Sanki bir şey onu boğuyor gibiydi. Bilmediği bir derdi var gibiydi sanki.
- Ben bir Berdan'ı mı arasam Nesrin Teyze?
- Ara kızım, için rahat etsin.
Kadın içinde ki huzursuzluğu bastırmak için adamın sesini duymalıydı ve sanki duyacağı başka şeylerde vardı, bunu biliyordu.
İkinci çalışta telefon açıldı ve karşıdan bir nefes alış sesi geldi.
- Berdan?
- Efendim güzelim?
- Sen kafayı mı yedin? Sabah kendimi yatağımda buldum beni buraya kadar o halinle taşımışsın ve o da yetmezmiş gibi işim var notu bırakıp gitmişsin. Saat kaç hâlâ ortalarda yoksun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
RomanceBir polis düşünün; olduğu semtin hem polisi hemde reisi. Ve birde bir kadın düşünün; bu semte yeni yerleşen ve hastanenin yeni çocuk doktoru. Biz adamın sevdasına,kadının adama olan hayranlığına kah gülecek kah şaşıracaktık. Ve en sonunda olan biten...