YAN KOMŞUM

Yeni!

Sonunda müdür yardımcısının konuşması bitince herkes evlere dağılmaya başladı. Biz dördümüz okulun bahçe kapısında konuşuyorduk. En son Gökçe ve Elif le vadalaşıp Merveyle yürümeye başladık.
Sessiz sedasız yürürken Telefonumun çalmasıyla irkildim.

ARAYAN: BABAM
"Efendim baba."
" Kızım Merve yi de alıp bize gel."
" Tamam da ne oldu?"
"Evde konuşuruz."
" Tamam" deyip kapattım telefonu. Babamın sesi endişeli geliyordu.
" Ne olmuş."
"Bilmiyorum ama bize geliyorsun. "
Kafasıyla onaylayıp yürümeye devam etti. Sessizce bizim evin yolunu tuttuk.

________________

Büyük bir sessizlikle eve geldiğimizde ne olduğunu bilmeden babaların karşısında oturuyorduk. Annem ve Emel teyze hâlâ işte olmalılar ki burda değillerdi. Sonunda Eren amca ( Merve nin babası) konuşmaya başladı. Pür dikkat onu dinliyorduk
"Kızlar duyduğumuza göre okulunuzda yangın çıkmış ve sizleri başka okullara göndericeklermiş. " Kafamızla onayladık. Devam etti konuşmasına
"Şey biz Emre ile konuştuk ve(benim babam) sizi Berke ve Beril ile İzmire göndermeye karar verdik."
" Ne? Neden ki? Burda da okuyabiliriz!"

Ablam ve abim üniversite için İzmirde okuyorlardı. Ama biz niye gidiyordukki?

Bu sefer babam konuşmaya devam etti
"Kızlar ikinizde biliyorsunuz artık çocuk değilsiniz ve... şey yani bizim iş hayatında birsürü rakibimiz ve tabiki düşmanlarımız var."

Babam ve Eren amca birer holding sahibiydiler ve cok yakin arkadaş oldukları için ortak olmuşlardı. Zengin olmamıza rağmen iki ailede şatafatı sevmediği için kendilerine yeticek evlerde kaliyordu. Ve evet birsürü rakipleri ve düşmanları var ama benim anlamadığım niye bu bizim Okulumuzu İzmirde okumanıza neden olsun ki? Anlarız şimdi.

" Bu aralar bizim en zayıf noktalarımızı hedef alıyorlar ve size bir zarar vermelerinden korkuyoruz. Size birşey yapmazlar ama biz yine de önlemimizi alalım. Bu yüzden sizden sadece bu durum düzelene kadar orda kalmanızı istiyoruz. "

" Peki eğer orda kalırsak Berke abi ile Beril ablanın yanında mı kalacaģız? "
Merve haklı. Babamlara meraklı gözlerle bakıp bir cevap bekledim

"Hayır kızlar. Siz ikiniz beraber kalacaksınız. Ev hazır. Oraya gittiğinizde sizi Derya hanım alacak ve size herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatıp gösterip gidecek. Anlaşıldımı? "
Kafamızı usulca salladık. Bu sefer ben bir soru sordum
"Ne zaman gideceğiz?"
" Yarın erkenden. Abinler ile ayni uçağa bineceksiniz. Ama sonra Derya hanim sizi alacak dediğim gibi."
Tekrar kafa sallayıp benim odama çıktık.

Merve bu karanlık ortamı dağıtmak ister gibi
"Boşver ya hem iyi tarafı yine beraberiz veee tabiki İzmir diyoruz ya!. Bu bol bol taş çocuk demek." Deyip güldü. Bu kızı seviyorum ya.

Sonra aklıma bir fikir geldi
"Merve Elif i ve Gökçe yi ara ikizlerin evinin ordaki sahile gelisinler. Hem kızlarla vedalaşırız hem de mavişlerle. "
Gülümseyip kafasını salladı ve bizimkilere mesaj attı.
" Ya Ece okul formalarıylamı gidicez? "
" Dolabımın kapıları sana hep açık bebek. "
Gülüp dolabın önüne geçtik.

Ben hava çok soğuk olmadığı için, siyah dizimin bir buçuk karış üstüne bir şort ve üzerime de gri göbeğimi tam kapatmayan bol bir t-shirt altına da yine siyah vans larımı giyip gözlerime hafif bir makyaj yapıp saçlarımı serbest bıraktım.

Merveye baktığımda yine güzelliğiyle göz kamaştırıyordu.

O da benim gibi siyahı tercih etmişti. Siyah dar paça pantolon üstüne üzerinde mavi harflerle NO! yazan siyah bir t-shirt ve koyu gri konvers. Benimki gibi saçlarını açık bırakıp gözlerine hafif bir makyaj yapıp bırakmıştı.

Sonunda hazırlandıktan sonra telefonumuzu, kulaklığımızı ve cüzdanımızı alıp merdivenlerden aşağıya indik. Annemlerin gelmiş olduğunu gördüm. Babamlar bize bakıp
"Nereye böyle kızlar?"
"Ya babacım hani bizim son günümüz ya biz de arkadaşlara veda için şey yapcaz yani görüşücez."
Babam başıyla onaylayıp
"Geç kalmayın."
Nasihatını da verdikten sonra apartmandan çıktık. Bir taksi durdurup adresi verdik ve yol boyunca hiç konuşmadık.

Yirmi dakkada sahile varmistik. Taksiden hemen inip Merve nin parayı vermesini bekledim. Hihihi piçlik parayla olsa yine yapardım. Merve söylene Söylene çıktı Taksiden. Bana ateş çıkaran gözlerle baktığında bir ara cidden korkmuştum. Ay ateş dedim de benim aklıma yine Ateş geldi. Acaba sahile indilermi?

- inmişlerdir ya. Zaten benim evim de sahilin yanında olsa ben de inerdim.

İç sesime yine hak verip Merveyi kolundan tutup bir banka sürükleyip oturttum.
Merve de artık dayanamayıp
"Ayy sahildelermi acaba. Kızım biz de ne yüzsüzüz be çocuklar rahatsız oluyorlarmış işte bizden niye bırakmıyoruz bunların peşini?"

" Off yarın gidiyoruz zaten bugün görelim sonra da zaten sık sık görüşemiycez. Ama böyle tatilde falan gelip görürüz demi Merve? "
"Tabiki mal mısın?" Otuz iki dış sırtıp yanağını öptüm ve etrafta onları aramaya başladım. Ayy yoklar. Sonra aklıma dahice bir fikir geldi. Sırıtarak telefonu çıkardım. Merve ne yapacağımı anlamış olmalı ki
"Çok zekisin. Ama ben konuşmam. Küfür yemek istemiyorum. "
"Tamam ben konuşurum."

Hemen rehberden numarasini aramaya başladım. MAVİŞ PİÇİM yazısını görmemle daha çok gülümsedim.
Kimi arayacağımı tahmin etmişsinizdir. Hemen özele alıp aradım.
Çaldı çaldı çaldı ve sonunda açtı
"Alo. "
" Alo Ateş. "
"Benim sen kimsin?"
"Sence kim olduğumu söylemek istesem özelden ararmıyım?"
"Off ne var amk. Söle ne söyliyceksen. "

Direk konuya girdim

"Nerdesin?"
" Evde. Sen de gel. "

Piç piç konuşuyo ya yavşak.

" Yok ben almıyim. Sen ikizinle beraber sahile çıksana. Göremedik sizi."
"Göremedik derken. Siz sahilde misiniz?"
" Hehe hadi gel canım."
"Canım mı?"

Canım mi? Canım mi dedim ben? Siktir...

" Ya şey ağzımdan kaçtı o. Gelin hadi!"
" Tamam geliyoruz canım."

Siktir siktir siktir siktir.... B-bana c-anım mı dedi o? Bi saniye bayılıp geliyorum.

To be continued

....................