EVET !

38.5K 1.9K 64
                                    

İyi okumalar. :)

Önde Mete ve Rüzgar arkada biz 4 kız arabaya sığmıştık. Resmen bir imkansızı gerçekleştiriyorduk.
Anneme durumu anlatan kısa bir mesaj atıp sahile gitmiştim bizimkilerle. Kiraladıkları eve geldiğimizde valizlerini alıp eve girdik. Tamam bu biraz tuhaf olabilir ama Ateşlerin evi Rüzgarların kiraladığı evin hemen çaprazındaki evdi. Hay Şansıma ya! İnsanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş hesabı. Off.

"Ece. Sen de benim düşündüğümü düşünüyorsun dimi."
"Aynen Merve. Aman ya boşver. Hem senin yanında artık bir sevgilin var. Kafaya takma."
"Ay daha tam sevgilim değil ama. İlk olarak teklif etmesi gerekiyor."
"Ayh! Ciddi olamazsın."
"Yoo gayet ciddiyim. Hem senin de var yanında sevgilin. "
"Hee Evet hayali sevgilim Haydar dimi. Of o da terk etti beni. Evde kaldım ben ya!"
"Off salak. Rüzgardan bahsediyorum."
"Hee çakma sevgilim. Yok ya. Çocuğun da kısmetini kapatıyorum resmen."
"Ece. Salaksın."

Bişey demeyip omuz silktim. Mete, Rüzgar, Seda ve Alara odalarına yerlesirken ben ve Merve de evi süzüyorduk. İzmirde ki evlerine çok benziyordu. Tek farkı mutfağın biraz daha küçük olması ve eşyaların farklı olmasıydı.

Sonunda onlar da eşyalarını yerleştirdiklerinde beraber anlaşıp sahile inmek için evden çıktık. Çok gergindim. Ateş karşıma çıkarsa onu çok rahat bir şekilde tersleyebilirdim ama yanımda Rüzgarlar varken nedensiz yere geriliyordum. Off Ateş ya. Omzuma atılan kolla kendime geldim.

"Cadı. Bir ay çekiceksin bizi. Mutlu musun?"
"Tabiki mutluyum. Hem çekiceksin ne demek öyle. İyi ki geldiniz. "
"Öyle diyosun yani."
"Öyle diyorum yani."
Gülerek sahile yürümeye devam ettik. 3 dakikanın sonunda sahile gelmiştik.

Kumlara oturup ilk bir haftamızın nasıl geçtiğini konuştuk. Ben ve Merve rutin tatilimizi anlatmıştık. Yani haftanın ilk iki günü gezip son 5 günü evde sadece çerez yiyip dizi, İzdivaç programları ve gereksiz yarışma programlarına bakmistik.

Onlar ise kardeşleriyle beraber gezmisler, dolasmislar. Hatta Alaranın eski sevgilisi Alaraya bulastığında çocuğun biraz ağzına sıçmışlar. Off keşke orda ben de olsaydım. Valla çekirdek çitleyerek izlerdim. Ama nerde bende o şans!!!

Acıktığımızı hissettiğimizde deniz kenarındaki kafelerden birine gittik. Bu kafe... İstanbuldan ayrılmadan önce Gökçe ve Elifle vedalaşmak için gelmiştik. Hatta Ateş ve Toprak ı özelden arayip kavga etmiştik. Aman canım gelmiş geçmiş olay.

Merveyle göz göze geldiğimizde ikimiz de birbirimize gülümseyip önümüze döndük. Cam kenarına geçip karşı karşıya oturduk. Ben Rüzgar Seda yan yana önümüzde ise Merve Mete ve Alara oturuyorduk. Siparişlerimizi almaya gelen kadından birer tane hamburger isteyip konuşmaya daldik. Mete ve Rüzgar tartışırken biz kızlar da gülme komasina girmiştik.

Hamburger ler geldiğinde de sohbete devam etmiştik. Yemeğimizi yedikten sonra birer limonata söylemiştik. Birbirimizle konuşurken ki seslerimiz birbirine karişırken kulağımı tirmalayan sesle kaşlarımı çattım. Herkes susmuş ve gelen kişiye bakıyordu.

Aaa kimler varmış kimler. Sarı çiyan. Sen ölmedinmi ya?

Birbirimizin direk gözlerine bakıyorduk. Tabi sarı çiyan arada öldürücü sandığı bakışlarını Merveye de atıyordu. Ah tabiki Mete ye ve Rüzgara attığı bakışları söylemiyorum bile. Yani Çocuklar taş, sarı çiyan sürtük... Gerisini siz anlayın.

"Siz yine mi geldiniz ya?! Ne güzel defolup gitmiştiniz. "
"Aa sar- Ihıhım yani Deren. Sen bu olan olaylardan sonra bu yüzsüzlükle dışarı çıkabiliyomuydun ya. İki kişiyi aynı anda yürütmek zor olmuyomuydu? Anlatsana biraz." Dedim alaycı bir tavırla.
"Aaa Ececim. Biliyorum kıskanıyosun da bu kadar Belli etme." Dedi sırıtarak.
"Neyini kıskancam ben senin be!? " Diye çemkirdim.
"Immm nerden başlasam. Mesela Ateş. Ateşle çıktığımda eminim çok kıskandın beni. Onunla çıktığımda ne hissettin? Canın yandımı mesela? Neyse biz konumuza geri dönelim. Mesela benim peşimde onlarca erkek varken senin daha bir kişiyle bile çıkmamana ne demeli. "

Bir an yüzüm düşse de hemen toparladım ve Yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. Ardından konuşmaya başladım.

"Evet Ateşi senden çok kıskanmistim. Hatta bi ara 'acaba benim de saçım sarı olsa beni de sever mi' diye düşünmüştüm. Ama bu düşünceyi sonra aklımdan sildim. Evet çok canım yandı. Ama sonra senin nasıl bir sürtük, Ateş ve Toprak ın da nasıl bir şerefsiz olduğunu hatırladım. Ama şu an da inan bana hiç mi hiiic üzülmüyorum. Ne bok yerseniz yiyin. "

"Sakin ol Ececim. Tamam hadi bunları da geçtim daha önce ve şu an sevgilin olmamasına ne demeli? Dur ben cevap vericem. Çirkinsin."

Öyle miyim gerçekten? Bu sefer yüzümün düşmesine engel olamamıştım. Öyleydim. Çirkindim işte. Gözlerimi camdan dışarıya çevirdim.

Sarı çiyanın güldüğünü Hissedebiliyorum. Zafer kazanmıştı sonuçta. Bizle işi bittiğinde Rüzgar ve Mete ye döndü. Elini uzatıp
"Selam ben Deren."

Rüzgarlar cevap vermezken daha da direndi tanışmak için. Rüzgar ve Mete onu sallamadı. Mete Mervenin belinden tutup kendine çekerken Rüzgar da kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Derenin eli hala havadayken yüzü acayip bi hal almıştı. Seda ve Alara anlaşmış gibi Derenin elini tutup ittiler. Seda yapmacık gülüşüyle ve soğuk tavrıyla başladı söze.

"Bak canım. Ben Seda. O da Alara. Rüzgar ve Metenin kız kardeşleriyiz."

Seda isimleri söylerken bir yandan da kimin ismini söylediyse parmağıyla gösteriyordu.
Ve Seda gerçekten... Çok havalı. Okulda neden bu kadar popüler olduklarını daha yeni anlamıştim doğrusu...

Seda soğuk tavrına bir de aşağılayıcı bir bakış eklemişti. Devam etti

"Ece Rüzgarın ve Merve de Metenin sevgilisi. Yani bizim biricik yengelerimiz ve aynı zamanda kardeşlerimiz. Veee.... bunu sana nasıl anlatsam anlarsın. Abilerimin yanında başka bir kız görmek istemiyorum. Anlatabildimmi?"

Derenin ağzı bildiğin bir karış açılmıştı. Allahım bu günleri de mi görcemtim. Resmen mutluluktan havalara uçuyordum.

Deren hemen yanımızdan, hatta kafeden ayrıldı. Biz de Merveyle birbirimize şaşkın bir bakış atıp kahkaha patlattık. Diğerleri de bize katılırken gülerek konuşmaya başladım.

"Sen neymişsin be Seda. "
"Yanlız güzel yalan söyledin. Bi an ben bile inandım."
Dedi Merve ardından. Mete aniden ciddileşip Merveye döndü ve konuştu.

"Mesela hangi yalanlar bunlar?"
"Mesela senin ve benim sevgili olmamız gibi Mete."
"Ne yani sevgili değilmiyiz?!"

Hepimiz susmuş Merve ve Metenin kavgasına izliyorduk. Yanımdan uzatılan çekirdek paketine baktığımda ister istemez gülümsemiştim. Rüzgar, ben, Seda ve Alara onlara film izler gibi bakıyorduk.

"Sevgili değiliz Mete!"
"Ne demek değiliz ya? Sen benim duygularımla mi oynuyorsun? Bana beni sevdiğini söylemiştin!"
"Yalan söylemedim! Seni seviyorum Mete! Ama sen bana bir çıkma teklif bile etmeden ben seninle nasıl sevgili olabilirim?"

Mete derin bir nefes aldıktan sonra Merveye gülümseyerek bakmaya başladı. Bir elini Mervenin yanağına getirip okşarken diğer eliyle de Mervenin saçlarıyla oynuyordu.

"Senin istediğin çıkma teklifi olsun be kızılım." Deyip hızla yerinden kalktı. Tabii peşine Merveyi de kaldırdı. Kafenin tam ortasında durup bağırmaya başladı.

"Herkes bi buraya bakabilirmi? Ben sevdiğim kadını beklemeyi de bekletmeyi de sevmem. O yüzden direk konuya giriyorum. Kızılım. Ömrüm. Aldığım her nefes. Konuştuğum her kelimem. Mutlu geçen günlerimin tek sebebi. Kısacası hayatım. Benimle çıkarmısın?" Deyip Merveye o çapkın bakışlarından birini gönderdi. Mervenin erdiği her halinden belliydi. O da çok bekletmeden cevabını verdi

"Evet!"

Sadece bu dört harf ve iki hece olan bu tek kelime iki kişinin büyük mutluluğunu da içinde barındırıyordu. İki kalbin birleşmesini sağlıyordu. 'EVET!' Ne kadar sihirli bir sözcük bu böyle.....

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin