Okuldaki Sınavlarımız başlamıştı. Dersten başımızı kaldiramiyorduk. Ancak bugün için kendimize izin vermiştik. Yarın sınav olmadığı için bugünü dinlenme günü olarak seçmiştik. Önce beraber herzamanki kafeye gidecek ardından Ateşlerin evine en son da sahilde yapılacak olan partiye gidecektik. Giyeceklerimizi sabahtan ayarlamıştık kızlarla. Gökçe koyu pembe mini bir elbise Mira siyah bir etek ve beyaz bir gomlek, ben ve Elif ise Köyü mavi elbiseler almıştık.
Evet Mira da bize katılacaktı. Parti Ateşlerin evine yakın olduğu için eşyalarımızı Ateşlere bırakmıştık. Şu an hep barber kafede oturmuş laklak ediyorduk. Konumuz tabikii üniversite hayallerimizdi. Ben İzmir psikoloji bölümünü istiyordum. Rüzgar da İzmiri istiyordu ancak bölümünü daha seçmemişti. Ateş ve Toprak Eskişehire gitmek istiyorlardı. Onların bölümleri De belli değildi. Daha ne meslek yapacaklarına bile karar verememiş durumdaydılar. Ateş bir tm ci olmasına rağmen sayısaldan hazırlanıp doktor olmak istiyordu daha sonra kararını değiştirip mühendis olmak istiyor bazen ise en kolayından okulda hizmetli olarak çalışmak istiyordu. Çok kararsızdı bu konularda. Allah Miraya sabır versin. Toprağın da ayrı kalır bir yanı yoktu. Çocuk gibiydi. Bir yandan öğretmenlik düşünüyor bir yandan aktör olmak istiyordu. Hatta bir ara astronot olmak istediğinden bile bahsetmişti. Gökçe hemşire olmak için kararliydi. Elif ise barmen olmak istiyordu. Yani bu söylediğinden daha karar vermediği anlaşılıyordu. Merve iç mimar olmak istiyordu. Seda bildiğim kadarıyla benimle aynı fikirdeydi. Psikoloji okumak istiyordu. Alara ve Mete den haberim yoktu. Ama bildiğim tek bir şey vardı hepimiz isteklerimiz için çok çabalıyorduk.
Kafede zamanımizı bol bol öldürdükten sonra hesabı ödeyip Ateşlerin evine gitmek için ayaklandık. Kısa sürede taksiyle eve varmistik. Ateş ve Toprak ın arabasi yoktu. Bu yüzden çoğunlukla otobüs veya taksi kullanıyorduk. Eve gelir gelmez kızlarla bize ayrılan odada hazırlanmaya başlamıştık. Önce Elbiselerimizi giymiştik. Ardından saçlarımız için işe koyulmustuk. Ben su dalgası şeklinde yaparken Mira ve Elif düz Gökçe ise kıvırcık yapmıştı. En son da makyajlarimizi yapmaya koyulmustuk. Ben sade düz bir makyaj yaptıktan sonra kenara çekilmiştim. Kızların hazırlanmasını beklerken camdan bakiniyordum. Gözüme takılan sadece bir ev olmuştu. Yazın Rüzgarların geldiğinde kaldıkları ev. Ah çöl özlemiştim onu. İçimdeki minik dürtüyle telefonumu alıp odadan çıktım. Tabikii Rüzgarı aradım...
Çaldı çaldı çaldı. Tam kapanacağı sırada açıldı.
"Efendim güzelim."
"Nasılsın Rüzgar? Ne yapıyorsun?"
"Bizimkilerle birlikte bardayız. Sen ne yapıyorsun?"
"Bar mı?! Senin evde oturup ders çalışman gerekiyordu. Ben de partiye gitmek için hazırlanıyordum. "
"Parti Mi?! Senin evde oturup ders çalışman gerekiyordu. Hem ne partisiymiş bu? Kimle gidiyorsun?"
"Sahilde bir parti varmış. Biz de Bugünlük kendimize izin verdik. Bizimkilerle gidiyorum."
"Ateş de var yani. "
"Evet. Toprak da var. Gökçe ve Elif de var. Ateşin sevgilisi de var. "
"Ateşin sevgilisi mi var!?"
"Hıhı Evet. O yüzden lütfen için rahat olsun. Çok geçmeden de eve giderim merak etme."
"Fazla geç kalma. Eve gidince bana haber ver. Ve birsey olursa bana mutlaka söyle."
"Tamam sevgilim tamam. Hadi sen de eğlenmene bak. Bizimkilerin yanından ayrılma. Fazla içme."
"Tamam sevgilim. Görüşürüz."
"Görüşürüz. "
Konuşmamız bittikten sonra kızların hazır olduklarını gördüm. Hep baraber çıktık evden ve sahile ilerlemeye başladık. Hava çabuk kararmıştı. Topuklu gitmemiştik. O kadar salak değildik. Kim kumda topuklu giyerdi ki?
Kalabalığın arasından sıvışıp denize yakın olan masalardan birine kurulduk. Kendimizi puflara attığımızda ilk önce bir sessizlik oldu. Ardından muhabbet arttıkça arttı. Ateş ve Toprak içki almak için yanımızdan ayrilmislardi. Gökçe ve Elif ise dans etmek için gitmişlerdi. Masada sadece Mira ve ben kalmıştık.
Merakıma yenilip sordum.
"Nasıl gördün Ateşi ilk önce? Nasıl aşık oldun? "
Gözleri anında parladı ve başladı anlatmaya.
"Okula ilk geldiğim zamanlarda hiç fark etmemiştim Ateşi. Daha sonra arkadaşlarım konuşurken duydum. Bana da göstermelerini istedim. Onlar da gösterdi tabii. Gördüğümde ilk olarak kibirli biri gibi gelmişti. Gerçi biraz öyle ama fazlası yok. Neyse işte o zman dan sonra daha çok dikkatimi çekmeye başladı. Her hareketini dikkatle izledim. Onu takip ettim. Sonra bir bakmışım aşk oldum. Tabii iki yıl devam etti böyle. Onu biraz araştırdığımda onunla aynı sene okula geldiğimizi öğrendim. Onların okulunda da yangın çıkmış sanırım. "
"Evet yangın çıktı. Çok korkmuştuk. "
"Sen onunla aynı okuldamıydın?"
"Evet. Hatta- yanlış anlama. Sevgilim var ve Ateş benim arkadaşım ama bir ara ben de ateşi seviyordum. Tam iki yıl boyunca. Ama zaman geçtikçe ondan soğumaya başladım. Okul yandığı için başka şehire gittim okumaya. O ara Ateşi tamamen unuttum. Sonra da bir bakmışım yanımda çok sevdiğim bir sevgilim var. Hayat işte. Bir kapı kapanir bir kapı açılır."
"Sen nasıl görmüştün Ateşi? Nasıl sevdin?"
Açıkçası Miranın bana kizacagini falan sanıyordum. Ancak kızmamiş aksine anlayışla karşılamıştı. Ben de başladım anlatmaya.
"Ben 9. Sınıfa başladığımda fark etmedim ateşi. Bir iki hafta geçti. Ardından sınıftan çıktım işte kantine inyorum. Onların sınıfları da bizim yolumuzun üstünde. Ben Ateşi gördüm işte. Kucağında bir çocuk. Kız çocuğu. O zman bir ısındım ben buna. Ondan sonra da bir bakmışım aşık oldum. "
"Kız çocuğu mu?"
"Evet kim bilmiyorum ama sana benden tavsiye Ateşi mutlaka o halinde görmelisin. Çocukla çocuk olur resmen."
"Umarim görebilirim. "
Bizimkiler gelince de Konuşmamız sonlandı.
..........
Saat tam 22:43 tü. Bu saate kadar çok eģlenmiştik. Hepimiz içkilerimizi yudumlamış -Mira hariç. Ateş sevgilisinin alkol kullanmasını istememisti- bol bol sohbet etmiş ve dans etmiştik.
En son da fazla geç olmadan oradan ayrılmıştık. Ateşlerin evinden eşyalarımızı alıp evlere dağılmıştık. Tabiki eve giderken Rüzgara mesaj atmayı da Unutmamıştım.
"Eve gidiyorum. Haberin olsun."
Çok geçmeden de cevap gelmişti.
"Tamam. "
Tamam mı? Bu kadar mı? Asıl sana TAMAM! Hızla mesaj yazmaya başladım.
"Tamam ne lan!? "
Cevap gelmedi. Bu sefer aradım. Ama aramamış olmayı diledim o anda. Telefon çok geçmeden açılmıştı.
"Ne diye rahatsiz ediyorsun?! Ne var?"
Bunu Rüzgar dese muhtemelen 'bok var' deyip yüzüne kaptırdım. Ancak telefonu açan... kimdi bilmiyorum. Tek bildiğim bir kadının sesiydi.
Dan dan dandannn! İşte geldim. Umarım beğenirsiniz. Hepinizi öpüyorum. He bu arada Yaz tatili adındaki kitabını sildim. Kütüphanenizden kaldirabilirsiniz. Sevgilerimle ben!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM
Fiksi RemajaEce on yedi yaşında bir genç kız. Herkes gibi o da bir okulda okuyor ve o da okulunki yakışıklı bir çocuğa aşık olabiliyor. Ancak bir gün okulundaki büyük yangın ve babasının işi yüzünden yeni bir okula gitmesi gereklidir. Bu nedenle en yakin arkad...