.

25K 1.3K 30
                                    

Cumartesi bizlere el sallayarak gitmiş, Pazar piç sırıtışıyla gelmiş ve yarın pazartesi olduğu haberini vermişti bize. Biz de el mecbur Deniz ve Onuru da çağirip sevgili pazar günümüzü daha da sevindirmek amaclı bir etkinlik yapıyorduk. Şu an ne mi yapıyorduk. Hemen anlatıyorum. İki kelime. Kitap, kalem! Hepimiz bizim evde toplanmış ders çalışıyorduk. Kimseden çıt çıkmazken arada homurtular duyuyordum.

Telefona uzanıp saate baktım. 16:53. Oha biz resmen neredeyse 4 saattir ders çalışıyoruz! Yemin ederim aştık kendimizi. Oturduğum koltuğun tepesine çıktım ve bağırdım.

"5 saatlik ders çalışma programı sona ermiştir. Kelemleri yavaşça yere bırakabilir, kitapları zevkle şömineye atabilirsiniz. Sevgilerimle Ece!"

Hepsi birer oh çekip kitabın kapağını kapattı ve arkalarına yaslandılar. Ortamda yine bir sessizlik halimden benim karnımdaki canavarlar kükremeye başladı. Millet ilk olarak bana döndü. Ardından kahkaha atmaya başladılar. Ben de onlara katılırken bu sefer de aynı ses Alara dan çıktı.

"Tamam tamam gülmeyi bırakın da bende cidden acıktım."

Seda ortamı sakinlestirdikten sonra telefona uzandı ve birseyler tuşlayıp kulağına götürdü.

"Herkes pizza yer değil mi?"

Hepimiz onayladıktan sonra sparişi verdi. Ben yerimden kalkıp Rüzgarın yanına iliştiğimde o da hemen kolunu bana dolamıştı. Tek elimle ateşine baktığımda memnun bir şekilde geri çekerken Rüzgar tuttu elimi. Kaşları çatılmıştı.

"Senin ellerin neden bu kadar soğuk?"

"Bilmem genelde böyle."

Kafasını olumsuz yönde salladı ve diğer elimi de alıp ellerinin arasına koydu.  Bu haraketi hoşuma giderken gülümsedim.

Kısa Kısa muhabbetlerden sonra kapı sonunda çalmişti. Alara ve Merve kapıya giderken ben ve Seda istifimizi hiç bozmamışık. Ellerinde pizza kutuları ve kolayla girdiklerinde yerimden fırlamistim.
Napıyım ya çok açtım.

Hızla mutfağa girdim ve bardakları getirdim. Herşey hazır olduğunda Alara ve ben Pizzalara yumulmuştuk.  Bir koladan bir pizza dan derken kutuda pizza kalmadığını gördüm. Hüsranla kutuya bakarken önüme bir kutu daha kondu. Koyan kişiye baktığımda Rüzgar kolasından bir yudum daha alırken bana göz kırpmıştı. Bir dilim alırken kocaman ısırdım. Isırdığımı çigenerken elimdeki dilimi Rüzgara uzattım. O da kocaman ısırdı.

Böylelikle saat 17:30 olmuştu. Biz yine sohbetimize devam ederken bizim sesimiz dışında bir ses duyuldu. Telefonumun sesi. Hızla yerimden kalkıp telefonumu aradım. Telfonun sesi kesildiğinde tekrar çalmaya başladı. Sonunda telefonu koltuğun altında bulduktan sonra kimin aradigina baktım.

ARAYAN:ANNEM

Hemen bizimkilerin yanından uzaklaştım. Mutfağa geçtim ve telefonu açtım.

"Efendim annecim? Kusura bakma bu arada ya telefonu kaybettim de o yüzden açamadım. Ee napt-"

Sözümü kesen annemin hıçkirık sesiydi.

"Anne noldu iyimisin?"

Agladigi her halinden belliydi olan annem zar zor cevap verdi. Ve bu cevap benim de hayatımın en büyük darbesi olmuştu.

"K-kaza. B-ba-baban kaza yaptı!"

Selam gençler. Son kararı açıklıyorum. Finali erteliyorum. Sizin için. Hepinizi çok seviyorum. :***

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin