BAR

49.9K 2.4K 165
                                    

Öncelikle merhaba. Sarı çiyanın adı değiştirildi. Deren oldu. Bu kadar. :) İyi okumalar.

.....................

Derin bir nefes aldım ve önümdeki nota defterinden seçtiğim parçayı büyük bir sakinlikle çalmaya başladım. Herkes işini gücünü bırakmış beni yani pianoyu dinliyordu.
Uzun zamandır çalmadığım için yanlış yapma korkusu vardı içimde. Sonuna geldiğimde tekrar derin bir nefes aldım ve bıraktım.
İçeriden aniden bir alkış sesi yükselince bir an tırssam da sonradan ben de havaya girip onlara eğilerek selam verdim.

Son bir kez beni alkışlayınlara gülümsedik den sonra Rüzgarın yanına ilerlemeye başladım. Tam ağzımı açıp birsey diyeceğim sırada Onur yanımıza geldi ve kolunu omzuma attı.
"Sen neymişsin be cadı."
"Tabi olum yani. Off harikayim ya."
diye kendimi överken Rüzgarın da yanımızda olduğunu unutmuştum. Rüzgara dönüp
"Eee nasıldı?"
"Fena değil, küçük şımarık."
"Fena değilmi? Şımarık mı? Küçük mü? Hıh harikaydım be."

Birşey demeden sırasına oturdu. Biz de Onur ile birlikte sıramıza geçtik.
Zaten kısa bir süre sonra da müzik hocamız da gelmişti. Çok tatlı bir kadındı. Hafif tombul be sinirli bir insandı ama cidden öğrenciler ile iyi geçiniyordu.

Son dersimiz olan müzik de bittiğinde sınıftan en son ben, Merve ve Seda çıkıyorduk. Eve yine Rüzgar ve Metenin arabasi ile döndük. Bu sefer Rüzgarın değil Metenin arabasına binmiştim. Seda ve Alara da Rüzgar ile gitmişlerdi. Sakin bir şekilde eve döndüğümüzde arabadan indik ve tam vedalaşıp eve gidecekken Seda
"Ya bugün akşam bara mı gitsek? Çok sıkıldım ya. Sürekli ders ders."
"Olabilir aslında ya. Hem biraz kafamız dağılır. (Mete)"

Merveyle birbirimize bakıp Hayır anlamında kaşlarımızı kaldırdık. Ardından Sedalara dönüp
"Yok ya. Biz almayalım. Siz gidin eğlenin. "
"Neden ya siz de gelin. (Alara)"

Aslında giderdik ama üç ay önce Gökçe, Elif, Ben ve Merve bara gittiğimizde bir adamı dövmek zorunda kalmıştık. Şansımıza adam sarhoştu da kaçabilmiştik. O günden sonra zaten bir daha bara adımımızı atmammıştık. Korkudan. Dövdüğümüz adamı da bir hafta sonra yolda görmüş  ne bok yiyeceğimizi bilmeden yolumuzu değiştirmiştik.

Ben bunları düşünürken Merve kulağıma
"Ya cidden Ece gitsekmi? Hem busefer yanımızda Rüzgar ve Mete de var."
Merve çok istekli göründüğü için onu kırmamak için 'Peki' demiştim.

"Tamam süper. Akşam 8 de hazır olun. Ben sizi ararım."

Kafamızı sallayıp eve girdik.

Tam. Hiç abartmıyorum 2 saat boyunca matematik çalıştım. Evet ben inanabilirsiniz. Şu an beynim buharlaşmış bir şekilde kitaplarımı topluyordum. Oturduğum sandalyede yayılıp biraz dinlendim ve sonra kalkıp birkaç esneme hareketi yaptım. Esnemeden sonra da kendimi yatağa attım.

Ta ki karnımda ki canavar kükreyinceye kadar. Üşenerek yataktan kalktım va mutfağa indim. Tüm mutfağı karıştırdıktan sonra pes edip Merveye seslendim
"Merveeeğğğğ ben yine acıktım lan. Ne yiycem."
"Gel beni ye Ece? Nasıl fikir?"
"Cidden açım."
"Biz seni ne zaman doyurabildik ki?"
Ona boş bakışlarımı attım.
"Dolaptan kek al ye. Atıştır işte."

Kek. Kek mi? Ben niye görmedim?
"Hangi dolap la?"
"Salaksın."

Deyip en yukardaki dolabın kapağını açtı ve iki tane kek çıkardı. Gözlerim mutluluktan dolarken ağlamamak için zor tuttum kendimi.

Merveye dönüp hayran bir edayla
"Kurtarıcımsın Merve. "
"Biliyorum. Mükemmelim. "
"Ayy çok da mütevazi."

Bana dil çıkartıp yukarı odasına geri çıktı. Ben de daha 2 dakka dolmadan kekleri bitirmiş televizyona bakıyordum.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin