"Eskiye dalıyor gözüm. Dalmasında ne yapsın. Bugün günlerden o gün sanki döndün ayaktasın.
Bak güneş batıyor işte bir gün daha yakınız. Bu yağmur sensin işe ordasın gökyüzünde. "Şarkıya devam edemeden kapı çalınca Üşenerek ayağa kalktım. Kapıyı açtığımda Elif, Gökçe, Ateş ve Toprak içeriye dalmıştı.
"Gençler? Hayırdır?"
"Baskın yaptık! Hadi film izleyelim!"
"Film mi? Sınav var sınav!"
"Ama ders olmaz ki! Yeter artık! Ben anasınıfına gitmek istiyorum!"
Gökçe cırtlak sesiyle bağırdığında yüzümü buruşturdum. Tamam biraz mola verebilirdim.
"Aman tamam hadi izleyelim."
"O zaman. Ateş ve Toprak siz filmi ayarlayın biz de abur cubur getirelim."
Ateş kafasını salladı ve herkes köşelerine çekildi. Biz mutfağa geçtik ve kaselere elimize ne geçerse doldurduk. Cips, çekirdek, kurabiye, jelibon, çubuk falan fişman. En son bardaklara kola koyduk ve televizyonun karşısındaki masaya yerleştirdik. Ben, Gökçe, Elif televizyonun karşısındaki dörtlü koltuğa yayıldık. Toprak ve Ateş de bizim ayak ucumuza oturdu. Tam film başlayacağı sırada bana mesaj geldi.
Mesaj whatsapp dan gelmişti. Rüzgar resim atmıştı. Merve, Mete, Seda, Onur, Deniz, Alara, Rüzgar ve tanımadığım iki kız vardı. O kızlar Kim ya!?
"O kızlar kim aşkım?"
"Arkadaşlar."
"Öyle mi?"
"Öyle."
Öyleymişmişmiş. Gösteririm ben sana öyleyi.
"Gençler bakın foto Çekcem." Herkes bana döndüğünde ben hepimizi, televizyonu ve Masadaki abur cubur ları alaçam şekilde kamerayı ayarladı ve çektim. Ve tabiki Rüzgara attım. Altına not düşmeyi unutmadım.
"Biz de film izliyoruz işte."
Ardından herkes filme odaklandı. Tebi ben o sırada Rüzgarla mesajlaşiyordum.
"Ateş? Toprak?"
"Arkadaşlar."
"Öyle mi?"
"Öyle."
......
Gençler! Bu bölum çok çok çok kısa ama yarın telafi edicem. Söz. Yarın görüşürüz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM
Dla nastolatkówEce on yedi yaşında bir genç kız. Herkes gibi o da bir okulda okuyor ve o da okulunki yakışıklı bir çocuğa aşık olabiliyor. Ancak bir gün okulundaki büyük yangın ve babasının işi yüzünden yeni bir okula gitmesi gereklidir. Bu nedenle en yakin arkad...