Yuh ya! Çocuğa bak. Resmen ulu orta... Hem de ben varken. İnsanda bi utanma olur.
Gözlerimi sıkıca kapatıp arkamı döndüm ve ışık hızıyla kabine geri girdim. Üstümü değiştirip kasaya yöneldim. Denediğim kıyafetleri satın alıp hızla girdiğimiz mağaza dan uzaklaştım. En iyisi görmemiş gibi davranmak.
Nereye gittiğimi bilmeden yürürken Alara ve Onuru gördüm. Gülüyorlardı. Ben de yanlız kalmamak için onların yanına gittim.
"Selam. "
İkisi de gülümseyip 'selam' dedikten sonra
"Ee ne aldınız?"
"Ayyy Ece ya. Bir elbise almışım. Resmen giymeye kıyamıyorum. "
"Ve bence Alaraya çok yakıştı."Alara hafiften kızararak başka yerlere bakmaya başladı. Zor duyulabilecek bir sesle 'teşekkür ederim' demişti.
Onun bu haline gülümserken
"Rüzgar nerde? (Onur)"
"Iıı şey bilmem. İşi vardı herhalde. Gitmiş."Hani bana alkış. Bugün yalan üstüne yalan. Kendimi aştım yemin ediyorum.
"Ne işi ya. Siz birlikte değilmiydiniz. Giderken görmedin mi? (Alara)"
"Off görmedin ya uzatmayın. "
diye çıkıştım.Bu ani çıkışıma ikiside şaşırmıştı. Gülümseyip
"Şey... Ben biraz acıktım da. Ondan şey oldu."
" Aslında ben de biraz acıktım. Diğerlerini arayalım da gelsinler. (Alara)"Onlar diğerlerini ararken ben etrafıma göz gezdiriyordum. O gördüğüm şeyi aklımdan silip atmak istiyorum. Bir an önce.....
................................
Herkes sonunda toplanmış, şu anda beraber hamburger yiyoruk. Elimden geldiğince Rüzgara bakmamaya çalışıyordum. Sanki görmemem gereken bir şeyi görmüş gibi hissediyordum. Ama sorun şu ki o bana gözlerini dikmiş benim ona bakmamam çok zordu.
Ufak kahkahalar ve kısa sohbetler ile yemeğimizi bitirdik.
Hep beraber biraz gezdikten sonra aynı arabalarla eve döndük. Rüzgarla tek kelime etmemiştik. O her yanıma geldiğinde ya Sedanın ya da Abimin yanına gidip onlarla sohbet ediyordum. Açıkçası biraz çekiniyordum.
Eve geldiğimizde küçük bir tuvalet kapışması ardindan herkes odalarına çekilmişti. Tavanima bakıp düşünüyordum. Ne düşündüğümü sormayın. Ben de bilmiyorum. Sonunda boş boş düşünmekten sıkılıp kendimi ablamın odasına attım. Evet resmen bodoslama girdim. Küçük bir şokun ardından kendini korkudan yataktan attı. Bana söverek yerden kalktığında belini tutuyordu.
"Ececim canım. Biz insanlar kapıyı tıklayıp giriyoruz. Sana da tavsiye ederim. Belim kırılıyodu lan!"
Son cümlesinde bağırmışı.
"Aman ya çok uzattın. Eee napiyosuun. "
" Sen gelmeden önce yatağımda uzanıp güzel hayaller kuruyordum. Ta ki sen gelip içine edene kadar."
"Ne hayali? Beraber kuralım." deyip hafifçe gülümsedim." Aaaa Ece ben sana bisey sorcaktım ya. Kapıyı kapat da gel."
Kapıyı kapatıp ablamın yanına yatağa oturdum.
"Seni dinliyorum."
"Senin bu Ateş mevzusu ne oldu?"
"Ortada öyle bir mevzu kalmadı."
"Nasıl yani?"
"Ateş Derenle çıktığı gün benim için bitmiştir."
"Ateş. Derenle. Çıkmışmı!?"Hafifçe başımı sallayıp
"Hem de Ateşle çıkarken aynı zamanda da Toprakla çıkıyomuş. "
"Yuh ya sürtük. Hiç sevmiyorum o kızı. Valla gördüğüm yerde o sarı saçlarını yolup ona yediresim geliyo. "
"Ayh aynen ya. İnşallah o da olcak bi gün. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM
Roman pour AdolescentsEce on yedi yaşında bir genç kız. Herkes gibi o da bir okulda okuyor ve o da okulunki yakışıklı bir çocuğa aşık olabiliyor. Ancak bir gün okulundaki büyük yangın ve babasının işi yüzünden yeni bir okula gitmesi gereklidir. Bu nedenle en yakin arkad...