BİR ATEŞ VAKASI

40.3K 1.9K 74
                                    

"Ece! Açsana kapıyı! "

Banane be. Niye açıyım sana kapıyı? Ses çıkarmadan kapıya yaşlanmaya devam ettim. İllaki gidecekti. Beş dakikanın ardından sesler kesilince kapı deliğinden baktım. Kimse yoktu. Emin olmak için yavaşça kapıyı aralayıp sağ tarafa baktım. Kimse yoktu. Sol tarafa baktım. Yine kimse yoktu. Derin bir nefes alıp içeri geçtim. Ama  malesef koltukta oturan Ateşi görünce korkudan bir çığlık attım.

"Sen nerden girdin be?!"
"Valla sen sağa sola bakarken aradan sıvıştım. "
"İyi! Şimdi gidebilirsin.!"
"Yok ya. Yoruldum zaten. Biraz dinleniyim öyle giderim."
"Yok ya! Pışık! Bok kafalı! Çık lan dışarı!"
"Aaa Ece. Yakışıyor mu ama? Sana hiç yakistiramadim." Deyip o bir zamanlar çok sevdiğim ama şu an bana çok itici gelen kahkahasını attı.

"Valla Ateşcim. Seni görünce işte çıkıveriyo böyle ağzımdan. Kusura bakma. Lan çocuk Defol git! Bide senle uğraşmıyım. "

Elini çenesini altına koymuş sakin bir tavırla bana bakıyordu. E o böyle yapınca bana da sağdan sağdan geliyorlardı.

Hala oturup bana bakmaya devam edince derin bir iç çektim ve sakince sordum.

"Ne var Ateş? Neden geldin? Hem sen nerden duydun benim geldiğimi? Hem senin burda olmaman lazımdı. Sonuçta sen ve Toprak bizim yerimize Dereni seçen kişilersiniz. Ayy pardon ya o da size boynuz takmıştı dimi. Unutmuşum. "
"İzmirden döndüğünü duydum. Daha doğrusu duyduk. Bi hoşgeldiniz demeye geldim."
"Bi dakka! Bi dakka! Duydunuz? Sakın bana Toprak da Mervenin yanına gitti deme! Sakın!"
"Neden ki? Gitti. Ona bi 'Merhaba' demeye gitti."
Dedi piç sırıtışla.

"İkizin de sen de gerizekalısınız. Çık dışarı!"

Kolundan tutup biraz zorlansam da kaldırıp kapıya sürükledim. Kapının önüne çıkardım.

"Çok kabasın."
"Biliyorum."
Deyip yüzüne kapattım kapıyı. İçeri koşarak geçtim ve telefonu alıp Merveyi aradım. Kısa bir süre sonra telefonu açtığında sesi kötü gelmiyordu. Aksine çok mutluydu.

"Alo."
"Merve... İyimisin? Bi sorun yok dimi."
"Yoo. Ne sorunu olsun ki."

Dediği anda telefondan kapı zili duyuldu.

"Ece dur bi dakka. Kapı çalıyor."
"Merve dur! Açma kapıyı. Büyük ihtimalle gelen kişi Toprak. Açma!"
"Toprak mı? Toprak buraya neden gelsin ki? Hem sen nerden biliyon?"
"Ateş geldi buraya da. O söyledi."
"Ohaa. Yüzsüze bak. Ve ikinci kez ohaa Toprak gelmiş. Piç."
"Açma."
"Hayır açcam."
"Ne!? "
"Merak etme. Artık eskisi gibi yelkenleri suya indirmiyorum. Ararım seni sonra."
"Tamam ama haberim olsun."
"Tamam."

Telefonu kapatıp cebime koyup odaya geçtim. Üzerimi çıkartıp kısa, buz mavisi ve kısa bir elbise geçirip saçımı ve makyajımı yaptım. Her ne kadar İzmir i sevsem de İstanbulu da özlemiştim. Cüzdanımı ve Telefonumu alıp dışarıya çıktım.

Planımda ilk olarak gidip Merveyi almak daha sonra alışveriş yapmak daha daha sonra ise sahile gitmek vardı.

Merve lerin evine gitmek için taksi durdurup evin adresini verdim. Acaba Toprak gittimi?

Evin önüne geldiğimizde parayi ödeyip arabadan çıktım. Koşarak kapıya gittim ve kırar gibi çaldım. Hemen kapı açılınca Merve de bana şaşkınca bakıyordu. Durdu. Durdu. Ve yine durdu. Ve sonra kafama bitane geçirdi.

"Mal! Evi başıma mi yıkcan?!"
"Amacım oydu. Neyse Toprak piçi gittimi?"
"Yok ya İçerde. Gel."

İçeri gayet rahat bi şekilde geçtim. Merve düşündüğümün aksine cidden çok rahattı.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin