AYRILIK-I

43.2K 2.1K 361
                                    

Günaydın ve Merhaba arkadaşlar. Moralim çok bozuk. Rüya gördüm ve gerçek olmaması beni cidden çok üzdü. Bu nedenle bu bölümü depresyona girerek yazıcam. Umarım beğenirsiniz.

Okulların kapandığı cuma günü

Salak öğretmenler, Pis göbekli keltoş müdür ve bize temiz bir sınıf vermeye çalışmak yerine sadece öğretmenler masasının altındaki çöpleri alan sayın hizmetliler.

Elveda. Umarım seneye hepiniz gidersiniz. Amin.

Salak diyorum boşuna demiyorum. Karneler daha öğleden sonra verilecek. Fakat salak lar bizi sabah sabah okula diktiler.
Biz de okulun bahçesinde, ağaçların altında oturuyorduk. Merve ve Seda foto çekerken ben de etrafı inceliyordum. Ne kadar Yapmacık bir okul. Sanki yazın görüşmeyeceksiniz. Mallar. Hepinizden iğreniyorum.

Sonunda grubun diğer yarısı da geldiğinde sınıfa çıkmak için ayağa kalktık. Merdivenlerden çıkarken aklıma eski okulum gelmişti. Okula gitmek için can atardım. Sırf Ateşi görebilmek için. Ama salak çocuk son haftalar ve son gün hiç gelmezdi. Ama ben de akıllanmam ve hep okula gidip geldimi diye bakardım. Salaktım işte.

Koluma giren kişiyle o tarafa döndüm. Rüzgar kulağıma yaklaşıp
" Bir sorun mu var? Yüzün düştü yine."
" Yoo. Sabah sabah burdayiz ya sinirim bozuldu. "
" Hmm. Accık daha dayan cadı. Yarım saat sonra evdeyiz. "
" Dayancaz artık. "

Sınıfa giriş yaptığımızda sıralarımıza geçtik. Sıkıldığım için kafamı cama yasladım ve dışarıya bakmaya başladım.

Bir grup çocuk şakalaşırken diğer taraftaki kızlar da ağlaşıyordu. Ay içim şişti.

Uykum da geldi. Off.

Rüzgara dönüp

"Rüzgar biliyomusun ben 9. Sınıfta bütün okula rezil olmuştum."
Bu da nerden çıktı şimdi? Off hadi anlat bakalım.

Sırıtarak bana döndü ve normal olarak 'nasıl?' diye sordu.
"Bak şimdi. Ben ve Elif camdan dışarı bakıyoduk. Yani ben ateşe bakıyordum. Elif de taş kesiyodu. "
Rüzgarın yüzü bi an düşse de hemen toparladı.
"Sonra işte biz baya kaptırmışız kendimizi. Dışardaki yakışıklı çocukları eleştiriyoduk. Ateş içeri geçmişti. Ben de Elifle beraber ona buna bakıyodum. Neyse işte dedim ya baya kaptırmışız kendimizi. Bağırarak konuşuyomuşuz. Ama baya baya yani. Kahkaha falan atıyoruz bi yandan. Merve ler bizi içeri çektiğinde dünyaya döndük. Noluyo falan dedik biz mervelere. İşte şey dedi bana 'dışardaki kestiğiniz taş çocuklar dahil Bahçedeki herkes size bakıyo gerizekalı ' dedi. Biz o an camdan baktığımızda cidden herkez bizim cama bakıyodu ve guluyolardı. Çok salağız ya."

Ardından Merve lafa atladı
"Ama yani çocukları öyle bi anlatıyor ki. Sanarsin başka bi boyuttan geliyorlar. Gökçe, ben ve bütün sınıf bu iki gerizekalıyı dinliyorduk. Sonra işler başka bi boyuta ulaşınca biz müdahale ettik."
Ardından ekledi
"Hem Ece sen bunu kimsede anlatmazdın. Hayırdır?"
"Bilmem içimden geldi. Rüzgar ama bak kimseye soleme tamammi. Dalga da geçme. Söz mü?"
"Söz cadı söz."
Dedi ve kolunu omzuma atarak biraz da bana yaslandı. Sınıftaki kızlara baktığımda hepsinin gözünün bende yani bizde olduğunu gördüm. Bi an tırsmadım değil.
Rüzgârın sorduğu soruyla dikkatimi yine ona verdim.
"Yazın ne yapıcaksın?"
"İstanbula dönücez galba. Off benim gidesim yok ya. Şimdi orda Ateşi görcem bütün moralim yerlebir olcak. Aman ya. Gökçe de ailesiyle birlikte tatile gitcekmiş. Elif de kuzenlerinin yanına. Aaa kuzen demişken benim de kuzenlerim gelcek. Ve tabii sevgilileriyle gelcekler. Babam duyarsa şıçtılar." deyip kıkırdadım.
"Sen napicaksin?"
"Benim de ailemin yanına gitmem gerek. Sadece ben değil tabiki. Seda, Alara ve Mete de. Bir hafta orda kaldıktan sonra da ne yapicagimizı bilmiyoruz. Peki sen-yani siz kaç gün kalıcaksın istanbulda?"
"İki ay."
"Oha! Ihıhım. Yani çok değilmi. Geriye zaten bir ay kalıyor. Hem siz ne yapıcaksınız istanbulda. Buraya geri dönün."
"Ya keşke Rüzgar ya. Hem sana bişi diyim mi. Eğer babamın işleri de düzelmişse seneye de orda okuyabiliriz. Buraya dönememe ihtimalimiz de var."
"Hayır ya. Nasıl? Dönün ya. Off sıçîyım bole işe ya."
"Çok ayıp. Kızarım ama. Bidaha duymiycam."
"Sus kız cadı."
Ona dil çıkartıp gülümseyerek önüme döndüm. Sınıftan içeri hoca girdiğinde Rüzgarın kolunu omzumdan çekmesini bekledim. Ama çekmeyince ben kendimi biraz uzaklaştırdım. Bana baktığında bir an yüzündeki ifadeyle kötü hissetsem de gülümseyip
"Hoca geldi." Dedim.
Aynı ifadeyle kafasını usulca salladı ve sinirli bi ifadeyle hocaya döndü.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin