ÇİYANLARIN GÜLÜ

42.1K 1.9K 139
                                    

Rüzgarların geldiği ilk hafta onlara biraz İstanbulu gezdirmiştik. Bugünlük daha bir planınımiz yoktu. Ama benim zeki kızılım beni yine sabahın köründe kaldırmıştı.

Şimdi ise kahvaltıyı hazırlıyorum. Evet ben. Merve hanım beni uyandırıp salona geçti ve biricik sevgilisiyle konuşmaya başladı. Daha dün beraberdiniz be. Ne buluyorsunuz bu kadar konuşacak?

"Mete ler kahvaltıya geliyoo! Sana nasıl yardım edebilirim. Sevgilime kahvaltı hazırlamak istiyorum!" Diye cırlayarak girdi. Ben çağırsam gelmez. Ey Sevgili,  sen nelere kâdirsin (öyle mi yazılıyo o ya?).

Ona baygın bakışlarımı atıp sordum
"Bahçede mi yesek ya? Hem hava da güzel."
"Ay harika olur. Amaaaa hatırlatıyım biz İzmirde ki evimizde değiliz. "
"Yani?"
"Bir bahçe olsa bile bütün Apartmanın bahçesi."

Haklıydı. İstanbulda merveler ve biz  apartman dairesinde oturuyorduk. Evlerimiz de birbirine yakındı. Site olduğu için kolay oluyordu. Ama geçen gün babamlar konuşurken duymuştum. Sanırım yeni bir ev almayi planliyorlar. Ay inşallah.

"Tamam o zaman. Evde yeriz bizde. Sen masayı hazırla. "
"Tamam."

Kısa bir süre içinde patates kızartması, omlet, portakal suyu ve kahvaltılıkları çıkartıp masayı hazırladık. Çok geçmeden de kapı çalmişti. Merve yerinde zıpladı ve
"Ben baktım!' Diyerek koşarak kapıya gitti.

Kısa bir selamlaşmanin ardından kahvaltıya geçtik. Güzel ve bol kahkahalı bir kahvaltıdan sonra biz kızlar masayı toplamıştık. Erkekler ise bugün ne yapicagimizı konuşuyorlardı. Biz de işimizi bitirip onlara katıldık. Ve en son aldığımız karar ise evde oturup film izlemek oldu. Seda, Merve, Mete ve Rüzgar film seçerken ben ve Alara da mutfakta mısır patlatiyorduk. Mısırlar hazır olunca iki büyük kaseye de cips doldurduk. Ve en son bardakları ve kolayı da alıp içeriye geçtik. Mısırı cipsi ve kolayı sehpanin üstüne bırakıp koltuklara oturduk. Hâlâ film seçememişlerdi. Biz de bu arada Alarayla sohbet ediyorduk.

"Ece?"
"Efendim?"
"Ailenizin durumunun iyi olduğunu biliyorum ama neden apartman dairesinde oturuyorsunuz?"
"Şimdi şöyle ki. Annem ve babam evlendikleri zaman  iki kişi oldukları için fazla büyük bir ev istememisler. Aynı zamanda Mervenin ailesi de öyle. Zaten şöyle de bir şey var. Benim Annem ve Mervenin annesi doktor oldukları için çoğunlukla geceleri hastanede nöbetde oluyorlar. E babamlar desen iş için arada yurt dışında çıkmak zorunda kalıyor. E hal böyle olunca da eve arada uğramak zorunda kalıyorlar. Abim, ablam, ben ve Merve doğunca da bu böyle devam etti zaten. Biz evde kalırdık annem ve babam çalışırdı. Yani kısaca her iki aile de büyük bir eve ihtiyaç duymadı şu âna kadar. "
"Hmm anladım. Aileleriniz ne zamandan beri tanışıyor?"
"Babam ve Mervenin babası lise yıllarından beri iki yakın arkadaşmış. Meslek seçimleri de aynı olunca ortak olmuşlar. Annem ve Mervenin annesi de işte tanışmışlar ve yakın arkadaş olmuşlar. Babam ve annem sevgili olduğu zaman da bir şekilde Mervenin annesi ve babası da tanışmışlar."

Derin bir nefes alıp devam ettim.

"Kısacası uzun zamandan beri tanışıyorlar. Böyle işte."

Alara gülümseyerek kafasını salladı. Bu arada da filmi seçmişlerdi. Komedi filmi seçmişlerdi. (Komedi filminin ismini vermiycem çünkü aklıma birsey gelmedi. Kafanıza göre takılın:))

Film izlerken- daha doğrusu ben ve Alara film izlerken Mete Merveye, Merve Meteye bakıp durmuş, Seda ve Rüzgar da onlarla dalga geçmişti. Onların sayesinde Alarayla ben de filmden bir bok anlamamistik. İki saatimiz de bu şekilde çöpe gittikten sonra beraber bahçeye çıktık. Orda oturup üniversite hakkında konuşmaya başladık. Bu sene bizim için gerçekten zor bir dönem olucaktı. Lise sona geçmiştik ve hayatımızın sınavı bizi bekliyordu. Ay içim daraldı.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin