Neva garip bir hisle uyandı.
Daha önce hiç hissetmediği kadar garip... Anne ve babası hayattayken tattığı canlılık ve mutluluk haline benziyordu. Ama daha yoğun, daha farklıydı sanki... Bedeni uzun zamandır uyumuş ve şimdi uyanmış gibiydi. İçinde bir şeyler, adını bir türlü koyamadığı duygular nefes almaya başlamış gibiydi.
Gerinerek bu anın tadını çıkarmaya başlamışken çıplak memesinde okşar gibi gezinen bir elin temasıyla gözleri fal taşı gibi açıldı. Sert bir beden arkasından ona yaslanmıştı ve el arsızca keşfini sürdürüyordu.
Kısa bir şaşkınlığın ardından çığlık atarak hızla doğruldu. Anında da yanında yatan adamı tekmeledi. "Sen ne yaptığını zannediyorsun be adam?''
Ani saldırıdan önce duyduğu canhıraş çığlıkla zıplayan Demir uykulu ve afallamış gözlerle dizlerinin üstünde ve tetikte doğruluvermişti.
"Ne..ne oluyor?'' Etrafını çabucak gözden geçirdi. "Kurtlar mı?''
"Ne kurdu..?" Neva hızını alamayıp genç adamın bacağına sert bir tekme daha attı. Demir bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyor bir yandan da bayağı acımış olan bacağını tutuyordu.
"Kurtmuş... Senin gibi çakallar dururken...'' Genç kız tekrar sıkı bir tekme için hazırlandı ancak eşofmanın uzun paçasına basıp sendeleyince hevesi kursağında kaldı.
O kadar öfkeliydi ki eşofmanın bel lastiğinin iç çamaşırını da beraberinde sürükleyip dolgun kalçasının hatırı sayılır bir bölümünü açıkta bıraktığını fark etmedi bile. Ama şaşkın da olsa nihayetinde Demir de bir erkekti ve gözleri ister istemez oraya kaymıştı.
Paçasını düzeltmek için çabalayan ve durmaksızın küfreden Neva, ki sonradan söylediklerini hatırlatsalar, bu ilginç kelimeleri daha önce hiç duymadığına yemin edebilirdi, geç de olsa durumu fark etti.
Aceleyle üstünü başını düzeltirken donmuş gibi duran genç adama bağırıyordu şimdi. "Seni... seni... serseri.''
Demir nihayet kendine gelmişti. Tezgaha doğru koşturan genç kızı çaresiz gözlerle izlerken "Neva, ne oldu?" diyebildi ancak.
Bedeni daha önce hiç yaşamadığı bir beklenti duygusuyla kasılmıştı. Elini saçlarının arasından geçirip, derin bir nefes aldı. Şu anda azan hormonlarının derdine derman olmaya hiç niyeti yoktu doğrusu. Üstelik karşısında bağırıp çağıran ve bu arada tezgahın altındaki çekmeceyi çılgın gibi karıştıran bir kadın söz konusuyken...
"Allah aşkına! Ne olduğunu söyler misin lütfen?'' O da bağırıyordu şimdi. Çünkü sesini duyurmasının başka bir imkanı yok gibi görünüyordu.
"Uyudum diye kızdıysan... Yemin ederim. Gün ağarırken daha ayaktaydım. Kısa bir süreliğine içim ge...''
Genç kız elinde kocaman bir bıçakla döndüğünde söyleyeceklerini unutmuştu bile. "Neva..? Bu... O... Ne..ne yapıyorsun sen? Aklını mı kaçırdın?''
Demir ayağa kalkıp genç kıza doğru yürüdüğünün ayırdında değildi. Gözü sadece keskin bıçağın ışıltısındaydı... Ve öfkeden köpürmüş çılgın bir kadının kısılmış gözlerinde...
"Neva...''dedi temkinli bir sesle.
"Bana Neva deyip durma...'' Genç adamın yavaş hareketlerini takip ederek bıçağı biraz kaldırdı. "..ve yaklaşma bana. Yoksa yemin ederim ki seni buraya gömerim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
Fiction généraleAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...