Neva her zamanki yerine, yere kadar uzanan pencerenin önündeki rahat koltuğa oturmuş, aralıksız yağan yağmura bakıyordu.
Yanlış saymamışsa bu gün kulübeden geldikten sonraki dördüncü günüydü. Odasından hiç dışarı çıkmamış, ara sıra gelen Senem'den başka kimseyle de konuşmamıştı. Sohbet konusu genelde neden yemeğini doğru dürüst yemediği üzerine oluyordu.
Aslında sürekli yanında olmaya çalışan genç kıza haksızlık ettiğini biliyordu. Ancak onunla farklı bir konudan bahsetmeye başlarsa dayanamayıp çözüleceğinden ve verdiği kararı bozacağından korkuyordu.
Ve asıl çekindiği onlardan birine güvenebileceğiydi. Oysa biliyordu ki şu andan itibaren kendisinden başka kimseye güvenemezdi.
Yemeklerini getiren kıza bile teşekkür edemiyordu. Gerçi etse de bir şeylerin değişeceğini sanmıyordu ya. Kızcağız başından beri kendisinden nefret ettiğini saklamamıştı.
Ama en çok merak ettiği buradaki ilk sabahında kendisinden kan almaya gelen kadın oldu. Nikah işlemleri için demişti yarım ağız. Hadi diğerleri geçerli bir sebepleri olduğunu düşünüyordu diyelim. Bu kadının derdi neydi ki? Kanı alırken kızgındı ve Neva'nın canı yandığında da gülmüştü sanki.
Uzun uzun düşündükten sonra kendince cevabı bulduğuna karar verdi Neva. Kadın uzun boylu bir sarışındı. Belki de Demir bir süre onunla ilgilenmişti. Bu durumda diye düşündü kıkırdarken, bu adamla olan zoraki bağımı tamamen kesene kadar bütün sarışınlardan kaçmam gerekecek.
Odasının kapısı çalındığında olası kaçma yöntemlerini zihninden geçiriyor, düşüncelerinin gerçek sorunlarına kaymasına engel olmaya çalışıyordu.
İrkilerek döndü. Gelen Demir'di. Yanında da şık giyimli orta yaşlı bir bey vardı.
"Bu avukatımız Nedim Bey...''diye tanıştırdı tepeden bakan bir sesle. "Sözleşmeyi getirdi.''
Avukat yavaşça genç kadının yanına yaklaşıp bir dosya uzattı. Neyse ki bakışlarında yargılayan bir ifade yoktu. Yoksa genç kadın her şeyi unutup kendini kaybedebilirdi.
Dosyanın ardından kaliteli bir dolma kalem uzatıldı. Gergin bir sessizlik olmasına rağmen Neva gülmek istedi birden. Sanki mahkeme kararını tebliğ ediyorlarmış gibi ciddiydiler.
Aman ne komik, ne komik diye söylendi içinden Neva ve o çok önemli dosyayı açtı.
Aslında bu kadar resmi bir tavır içinde olmasalardı imzalayacaktı da. Ve Demir bu kadar soğuk bakmasaydı. Buz gibi gözler aşağılayıcı bir ifadeyle genç kadını süzerken Neva birden Hikmet Hanım'ı hatırladı. Ve onun ciddi bir ifadeyle söylediği bir cümleyi... Okumadan asla imzalama.
"Teşekkür ederim, beyler...''dedi resmi bir tonla. "Ben bunu okurken oturun isterseniz.''
Demir'in alaycı birkaç söz yumurtlayacağını tahmin etmişti ama... Öfkeden patlayacağını da pek düşünmemişti doğrusu.
"Okumak mı?'' diye bağırdı yaslandığı kapı kenarından ayrılıp genç kadının üzerine yürürken. "Dalga mı geçiyorsun benimle?''
Avukat Nedim Bey önüne geçmeseydi neler olabileceğini düşünemiyordu Neva. Kesin elinde kalırdı herhalde. Çok da umurundaydı sanki...
"Durunuz beyefendi... Lütfen. Bırakın okusun. Bu onun en doğal hakkı.''
"Hakmış... Ya benim zorla gasp edilen haklarım ne olacak? Buna ne diyeceksiniz bakalım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...