Neva mektubu zarfından çıkarmıştı. Ancak dörde katlanmış kağıdı açmaya çekiniyordu nedense. Bu ilginç ziyaret hiç de düşündüğü gibi gitmiyordu. Hayalinden bile geçirmediği bir sürü şey duymuştu şimdiye kadar ve çok daha fazlasının da sırada olduğundan şüphelenmeye başlamıştı. Korkuyordu...
Düşüncelerinin olduğu gibi yüzüne yansıdığından habersiz karşısında sakin bir gülümsemeyle bekleyen yaşlı adama baktı. Kemal Yeral cesaret verircesine başını salladı sessizce.
Genç kadın kağıdı yavaşça açtı. Titrek bir el yazısı ile yazılmış kısa paragrafı okumayı bitirdiğinde korkusu dahil her şeyi unutmuştu. "Bu...?" diye fısıldadı sesi titreyerek. Güçbela yutkunurken şaşkınlıktan faltaşı gibi açılmış gözlerle baktı misafirine. "Anlayamadım... Nedir bu?"
"Bu bir özür mektubu... Sana söylediği, daha doğrusu annen hakkında söylediği sözler için... Samimi olduğunu anla diye özellikle kendisi yazmak istedi. Mektubu son ziyaretimde verdi bana."
"Onu anladım ama..." diye atıldı Neva. Avukatın son ziyareti yanlış hatırlamıyorsa yaşlı kadın ölmeden iki gün önceydi. "Niye..?" Kısacık susup yutkundu. "Niye yazdı? Sürekli onunla birlikteydim zaten. Bunu yazmak yerine kendisi de söyleyebilirdi."
Kemal Yeral kısacık güldü. "Aynı soruyu ben de sormuştum." Genç kadının yorum yapmadan sessizce beklediğini görünce ciddileşti birden. "Ölüm döşeğinde olduğundan acıyıp affedersin diye korkmuş."
Neva hayretle açtı ağzını ancak tek bir söz dahi söyleyemedi. "Öyle bir şey yapsaydı onu affederdin, değil mi?" diye devam etti yaşlı avukat anlayışlı bir tavırla. "Ama Hikmet Hanım affedildiğini duymak istemiyordu. Nedenini sorduğumda bu da benim cezam olsun demişti bana."
Genç kadının iri gözleri doldu bir anda. Yaşlı adam derin bir nefes alırken dirseklerini masaya dayayarak öne doğru eğildi. "Müvekkilim hakkında bilmeni istediğim birkaç şey var. Bunları özellikle anlatıyorum ki neyi niçin yaptığını anlaman kolay olsun." Bir an duraksadıktan sonra devam etti. "Ya da neyi niçin yapmadığını..."
Kirpiğinden kurtulan iri bir damla yaşı çabucak silen Neva sadece başını sallayabildi. Konuşursa anlamlı bir söz çıkarabileceğinden emin değildi çünkü.
"Hikmet Hanım, otuz sekiz yaşına kadar kendi halinde yaşayan bir muhasebeciydi. Bir gün oldukça varlıklı, iyi görünümlü bir adam kendisine kur yapmaya başlayınca her şey bir anda değişti. Kısa sürede evlendiler, bir oğulları oldu. Hiç söylemese bile kocasının neden kendisiyle evlendiğini öğrenene kadar mutlu olduğunu düşünüyorum." Kısacık güldü adam. Sonra Neva'nın merakla açılan gözlerine bakıp devam etti. "Tek malvarlığı babasından kalan verimsiz bir araziydi. Kocası müjdeyi verene kadar aklına bile gelmemişti."
"Ne müjdesi..?"
Nihayet genç kadının konuşmaya dahil olmaya karar verdiğini gören yaşlı adam memnuniyetle sırıtmıştı. "Arazide altın varmış."
"Aman Allahım... Bu yüzden mi?"
"Hikmet Hanım çok akıllı bir kadındı. Kocasının bunu çok önceden bildiğini anladı tabii... Arazi satıldı. Kocasının inişe geçen inşaat şirketi bir anda yükselişe geçti vesaire... Müvekkilim evlilik rüyasından bir anda uyandırılınca yapabileceği tek şeyi yapmış, tüm ilgisini oğluna vermiş. Ta ki kocası metresiyle birlikte bir otel odasındaki yangında ölene kadar... Ondan sonra da işin başına geçmek zorunda kalmış."
"Hiç bilmiyordum."diye fısıldadı Neva üzüntüyle. Kemal Yeral gülümsedi birden.
"Bunları ona acıman için anlatmıyorum Neva. Sadece geldiği şartları bil diye söylüyorum. Ama duyduğun şeyler sakın yanıltmasın seni. Hikmet Hanım gerçekten de çetin ceviz çıktı. İşi söz konusu olduğunda acımasızca sonuna kadar giderdi. Davranışları da dili kadar keskindi. Hayatta iki şeye önem veriyordu sadece. Dürüstlük ve oğlu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...