Bölüm 80

3.3K 231 4
                                    



                       -lostoceanss ve BüyükMustafa'ya ithaf edilmiştir-



Yukarı çıkana kadar kan ter içinde kalmıştı Nazan. Hemen biraz önünde hırıltılı nefes alan babasının da ondan pek bir farkı yoktu. Şakaklarından sızıp çenesinin altında biriken terleri elinin tersiyle silen genç kadın duraksamadan arabanın arkasına doğru seğirtti.

Bagajın kapısına asılırken "Şimdi..." diye başladı ancak kapak beklediği gibi açılmayınca şaşırarak sustu.

İki eli belinde nefesini düzene sokmak için uğraşan Muktedir dalga geçer gibi baktı kızına. Sonra da başını iki yana sallayarak aracın ön tarafına yöneldi. İri bedenini şoför koltuğuna yerleştirdiğinde araç canından bezmiş gibi garip bir inleme ile karşılık verdi. Anahtarı sokup çevirdiğinde ise inleme ve gıcırtılar boğuk homurtulara dönmüştü.

Egzoz borusundan adeta patlayarak çıkan yoğun dumandan son anda kaçan Nazan öfkeyle içini çekip baktı babasına. Ancak o sırada torpido gözünü karıştırmakla meşgul olan Muktedir kızının öfkeli halini göremedi. Genç kadın bir kez daha iç çekip tekrar bagaj kapısına asıldı.

Külüstür araba bir süre içindeki sırları vermek istemiyormuş gibi inat etti ancak genç kadının hiddetli ısrarı karşısında sonunda pes etmek zorunda kaldı. Bir anda yukarı fırlayan kapaktan ürkerek geri çekilirken sunturlu bir küfür fırladı Nazan'ın dudaklarından. Açılan küçük boşluktan yükselen nemli, hafif çürüğümsü kokuyu soluyunca da ikincisi...

Ne olur ne olmaz diye küçük bir çantaya tıktığı giysilerden birini hırsla çekip çıkardığında kendi kendine söylenmeye devam ediyordu. Buruş buruş olan tişörte iğrenerek baktı. Üzerindekinden pek bir farkı olmadığını anlayınca da öfkesi tavan yaptı.

Neredeyse hunharca kullanılmış temizlik bezlerine dönen bu tişörtü aldığı günü dün gibi hatırlıyordu. Ne kadar da özenmiş, benzerlerinin arasından seçerken ne kadar da titizlenmişti. Oysa şimdi... Elindekini çarparcasına bagaja geri koyarken gözünün önünde gümüş pırıltılar saçarak süzülen bir kuğu görüntüsü belirdi birden. Yakıcı bir öfke dalgası midesinden yemek borusuna hücum ederken tişörtü tekrar kapıp bir daha çarptı. Arkasından da hıncını alamayıp bagaj kapağını. Ancak kapak bu sefer de kapanmamak için direniyordu. Yarı aralık kapağı zehir saçan bakışlarla süzdü bir an. Sonra da olduğu gibi bırakıp dimdik aracın ön tarafına doğru yürüdü.

Bu sırada Muktedir araçtan inmiş, merakla karışık bir hayretle kızını süzmeye başlamıştı. "Yine ne var?"

"Yok bir şey." dedi Nazan bunalmış bir sesle. Aslında söyleyecek çok sözü vardı ama şu anda bu öfkeyle ağzını açarsa rahatça çıldırabilirdi. Zamanı değildi. Zamanı gelecekti.

"Üstünü değiştirecektin." diye başladı Muktedir. Ancak kızının zıvanadan çıkmak üzereymiş gibi görünen yüzünü fark edince son anda vazgeçti.

Nazan babasını geçip geldikleri çayırlığın başına doğru ilerledi. Elleri belinde etrafına bakındı bir süre. Arkasından da "Nerde kaldı bu adam?" diye söylendi.

"Gelir şimdi." dedi Muktedir. Sessizce yanına yaklaşmış, aşağısını inceliyordu.

"Çok vaktimiz kalmadı." diye mırıldandı huysuzca Nazan. "O pek değerli oğlu da geldi gelecek." Babasına dönüp merakla baktı sonra. "Adam biraz saf olabilir ama gösterdiğinden daha çok şey biliyor gibi geldi."

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin