Bölüm 21

12.4K 747 100
                                    

  Demir'le Semih dünkü atışmanın izlerini taşıyan bir havada, karşılıklı oturuyordu.

Deniz kenarındaki bu şirin çay bahçesinde buluşmayı teklif eden Senem'di.

"Şimdi bu bir barışma toplantısı filan mı olacak?" diye konuşmayı başlattı Demir. Sessizce durup, göz göze gelmemeye çalışmaları çocukça gelmişti birden. "Çağıran kişi henüz ortalarda görünmüyor da."

"Niye, küs müydük ki?"

"Bilmem. Geldiğinden beri hiç konuşmadın da."

"Sen de konuşmadın. Hem de dünkü o aptal olaydan beri."

Demir oflayarak arkasına yaslandı. "Çok fazla üstüme geldin."

"Bana bilmediğim bir şey söyle... Ancak mecburdum. Aylardır herkes seni kabuğundan çıkarmak için uğraşıyor. Kimse üstüne fazla gelmek istemedi. Zamanla olanları kabulleneceğini ve eski haline döneceğini düşünüyorduk. Ama..."

"Bunun farkında olmadığımı mı zannediyorsun? Halimden memnun olduğumu..? Lanet olsun." Derin bir nefes aldı genç adam. "Elbette değilim. Ama yapabileceğim hiçbir şey yok Semih. Anlıyor musun, hiçbir şey..."

"Hiç kabullenmeyi denedin mi peki?"

"Sen dener miydin? Senem seni bırakıp gitse..."

"Aynı şey değil... Bizim Senem'le uzun bir geçmişimiz var."

Demir kısacık güldü. "Fark eder mi? Fark eder miydi? Bir gün ya da bir yıl... Dürüst ol."

Uzun bir sessizlik oldu. Semih konuşmaya gerek görmeden başını iki yana salladı. "Peki, hep böyle mi gidecek?" dedi sonra. "Hep bu halde mi olacaksın? Sadece işiyle uğraşan, hayatı yaşamayı reddeden bir adam olarak mı kalacaksın?"

"Bilmiyorum Semih, inan ki bilmiyorum. Ama şu anda başka bir şey gelmiyor içimden."

"Belki de gidip şu avukatın boğazına sarılmalıyız ha? Ya da... ya da ne bileyim özel bir dedektif filan tutalım, ne dersin?"

"İkincisini çoktan denedim. Bir işe yaramadı." Semih'in hayretle büyüyen gözlerine bakıp yarım ağız gülümsedi genç adam. "Görüyorsun ya arkadaşım, oturup derdime yanmıyorum sadece..."

"Şimdi biraz rahatladım işte."

"Niye rahatladın bakalım?" dedi arkasından bir ses. Semih ayağa fırladığında Senem'in gülen yüzüyle karşılaştı. "Nihayet... Ağaç olduk burada. Nerede kaldın?"

Senem otururken yalancıktan kaşlarını çatmıştı. "Önce siz... Niye rahatladığını anlatıyordun."

"Anlatmıyordum laf ebesi."

Demir sırıtarak lafa karıştı. "Semih, nihayet siyah gelinlikten vazgeçtiğini öğrendi de. O yüzden rahatladı adamcağız."

"Ne..?" Semih hayretle açılan ağza çabucak minik bir öpücük kondurmasına rağmen omzuna bir fiske yemekten kurtulamadı. "Yalan bu. Külliyen yalan... Dökül hemen."

Semih arkadaşına kısa bir bakış fırlatınca Demir gülümseyerek açıkladı. "Neva'yı bulmak için bir dedektif tutmuştum da..."

"Aaa... Gerçekten mi?" diye bağırdı Senem. Bir yandan da Demir'in nihayet içine kapanmadan karısı hakkında konuştuğunu görünce ne kadar rahatladığını belli etmemeye çalışıyordu. "Ne oldu peki? Var mı bir haber?"

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin