Bölüm 56

5.9K 374 12
                                    


 "Olmaz."

Demir, Neva ile Mehmet'in aynı anda karşı çıkmasına sinir olduğu gibi aynı kelimeyi kullanmalarından da fena halde rahatsız olmuştu.

"Ne demek olmaz..?" diye babalanırken bu seferlik görmezlikten gelmeye karar verdi. Şu anda neredeyse hayati bir mesele söz konusuydu ve içindeki kıskanç canavarın peşine düşmeye niyeti yoktu. "Ha burda kalmışım ha evde... Ne farkı olacak ki? Sonuçta yaram sadece takip ediliyor."

Neva tek söz dahi etmeden tek kaşı havada bakan Mehmet'e eliyle devam et gibilerinden işaret verince Demir'in içindeki canavar kımıldadı ama dişlerini gıcırdatmakla yetindi genç adam. Bu sırada Mehmet bir eli cebinde genç adamdan yana dönmüş "Enfeksiyon riskini göze alamayız..." diyordu. "Şunun şurasında en fazla bir gün daha sabredeceksin. Yarayı tamir eder etmez gidersin."

"İyi de..." diye homurdandı Demir. "Şu anda değil bir gün bir dakika dahi beklemeye tahammülüm yok. Oğlumu şimdi görmek istiyorum." Huysuz küçük bir çocuk gibi şimdi kelimesini üzerine bastırarak söylemişti.

Mehmet ensesini ovalarken sıkıntıyla iç geçirdi. "Bak... Seni anlıyorum Demir ama..."

"Hayır, anlamıyorsun..." diye çıkıştı genç adam. "Biricik oğlum ilk kez baba diyerek ağlıyor ve ben onun yanında değilim... Çocuğun doğana kadar bekle... Sonra bak bakalım beni anlamış mısın..?"

"Of Demir..." dedi Neva hafif bir öfkeyle. "İşte tam da bu yüzden görmeni hiç istememiştim. Olayı büyüteceğini adım gibi biliyordum ama..." Sesi mırıltıya dönerken bakışlarını kaçırdı genç kadın. "Hiç bu kadarını da tahmin etmemiştim açıkçası..."

Demir küskün bakışlarını karısına çevirirken "Ama.." diyebildi.

"Aması maması yok Demir." dedi Neva kesin bir tavırla. "Hem baba deyip durmasana... Alt tarafı birkaç kez arka arkaya ba diye heceledi o kadar. Bunun için daha çok küçük  Allah aşkına... Doğru dürüst bir kelimeyi söylemesine aylar var... Tesadüfen çıkan bir heceye böylesine derin anlamlar yüklemen saçma... Hatta gülünç."

"Hiç de bile..." diye atıldı Demir. "Oğlum ayına göre hızlı gidiyor zaten. Bu sıradan bir agulama filan değil... Basit bir tesadüf de değil... Basbayağı baba dedi işte. Kıskandığın için kabul etmek istemiyorsun ama gerçek bu..."

Neva ağzını açtı ancak Demir'in kavgaya hazır yüzünü fark edince hırsla kapadı. Eve gittiğinde Senem'e edecek bir çift lafı olacaktı. Genç kadın o başlığı atarken kesinlikle böyle bir şeye sebep olacağını biliyor olmalıydı.

Bu sırada videoyu tekrar oynatıp yüzünde baygın bir gülüşle seyretmeye başlayan Demir'e bakmamaya çalışıyordu. Oğlunun ba-ba-ba diyen duru sesini duyunca içi özlemle daralmıştı zaten.

Kısa video bitince "Siz ne diyorsunuz Vefa Bey?" diye sordu Demir yeni bir heyecanla. "Sizce de baba demiyor mu?"

Olay patlak verdiği sırada ayrılmak için izin istemek üzere olan Vefa kriz bitene kadar geride durmaya karar vermişti. Böyle bir soruya muhatap olacağı aklına bile gelmediğinden yüzü hayretle karıştı. "Şey..." diye kekeledi umutla karşılık bekleyen babaya. "Böyle dinleyince baba diyormuş gibi geliyor tabi..." Bakışları öfkeli bir nefes veren Neva'ya takılınca yutkunup aceleyle devam etti. "Ama bu konularda hiçbir deneyimim olmadığından benim fikrimin bir önemi olamaz diye düşünüyorum..."

Demir keyifle sırıttı. "Deneyiminiz olmayabilir ama kulaklarınızın gayet iyi işittiği bir gerçek..."

"Bana da baba diyormuş gibi geldi sanki..." dedi Sinan geriden. Ağzı kulaklarında Demir'inkine eş bir sevinçle gülümsüyordu.

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin