Bölüm 85

4K 244 13
                                        



                                   - reyhanozeren'e ithaf edilmiştir-



Başsavcılık medya iletişim bürosundan yapılan yazılı açıklama yeterince doyurucuydu. Ancak günlerdir neredeyse uyumadan yorum üstüne yorum yapan sadık takipçilere ve haber kanallarına yeterli gelmemişti. 'Soruşturmanın gizliliği' cümleciğinde gizli kalanları merak ediyorlardı. Bunlara bir de 'hele bir resmi açıklama yapılsın da' diyen hatırı sayılır kalabalık eklenince yorumların sayısı katlanarak arttı.

Sosyal medya hesapları 'ben demiştim' diye başlayan cümlelerle sallanıyordu. Dedektif gibi çalışan bazı muhabirler bir şekilde Muktedir İncisoy ve kızının saklandığı yerin sahibi olan Hilmi'yi ve ihbarda bulunan arkadaşını açığa çıkarmışlardı. Ama hepsi bu kadardı. Her ikisi de aynı düşme anına şahit olan kişiler gibi sırra kadem bastığından olanları ilk elden duyma hevesleri kursaklarında kalmıştı. Yine de bazı haberciler uzaktan da olsa Hilmi'nin viranesini görüntüleme fırsatını bulmuştu. Hatta biri basına sızan ifadelerden esinlenerek elinde temsili bir bidonla yaşlı adamın kaçış güzergahında olanları canlandırmayı bile başarmıştı.

Muktedir İncisoy'un gizemli bir şekilde düştüğü kayalığı bilenler boy boy fotoğraflarını yayınlıyor, bölgede çekilmiş videolar havada uçuşuyordu.Kayalığın ötesinde berisinde dağılan derelerin, gölcüklerin, mağaraların ve hatta tırmanma malzemelerinin resimleri bir o yana bir bu yana gidip geldi. Nihayet o konuda yazılacak veya deşilecek bir ayrıntı kalmayınca da Nazan İncisoy hakkındaki yorumlar hız kazandı. Çeşitli mekanlarda çekilmiş görüntülerin eşliğinde adı verilmeyen kaynakların yaptığı ilginç açıklamalar ardı ardına düştü. Yaptırdığı estetiklerden dem vuranlar da oldu, arasına girdiği çiftlerin ahını aldığını ima edenler de... Kırık bir bacak ve zedelenmiş kaburgalar çok ilgi çekmemiş olsa gerek ki o konudan üstünkörü bahsedildi.

Bir sürü yazı çizi ve yorumdan sonra takipçiler yuvaya dönen göçmen kuşlar misali tekrar Melike Uncu'ya daha doğrusu toplantıda yanı başında dikilen 'çatık kaşlı, çekici adama' yöneldi. Kim olduğuna dair o kadar çok ve değişik tahmin yapıldı ki ilk zamanlar meseleye gülerek bakan Arif bile yuh çekti.

Gülperi Taşkın doğal olarak Arif'in sıkıntılarını umursamıyordu. Yaşlı kadın daha çok Melike'nin ne düşündüğü ile ilgiliydi. Sırf bu yüzden başından beri gayet sabırlı davranan Melike, Arif'in Rus mafyasındaki prenslerden biri olabileceğine dair yapılan birkaç yoruma öfkeyle isyan edince dizginleri ele alma zamanının geldiğine karar verdi.

Her zamanki gibi habersiz bir şekilde çıkıp gelen Kemal'i girişte yakaladığında da çalışma odasına sürüklemesine neden olarak bunu göstermişti. Aslında böyle şeylere alışkındı Gülperi. Kimsenin yardımına ihtiyacı yoktu. Esas merak ettiği her gelişte kendisini görmek için sudan bahaneler yaratan Kemal'in bu sefer niye onu es geçtiği ve suratının neden yerleri süpürdüğüydü. Canının Muktedir İncisoy meselesine sıkıldığını sanmıyordu.

Fazla nazlanmadı Kemal. Daha doğrusu etrafındaki herkesin dalgasını geçtiği derdini ciddiye alacak ve meseleyi kendi bakış açısından anlatırken sırıtmadan dinleyecek birine o kadar ihtiyacı vardı ki ilk fırsatta döküldü.

Mesele Neva'ydı. 'Tabi ki.' diye geçirdi içinden Gülperi. Başka kim olacaktı ki? Daha düne kadar yarı inzivada yaşıyordu bu adam. Onu hayata bağlayan Neva olmuştu. Şimdi Emir de vardı. Ama genç anne bundan sonra kim gelirse gelsin daima birinci sırada olacaktı. Bu kesindi. Yaşlı adamı Arif ve Hayati ile takılırken görmüştü. Delikanlılarla arasında sıkı bir bağ geliştiğini de biliyordu. Hatta ilk başlarda biraz soğuk davranmasına rağmen Melike'yi de benimsemişti. Ama konu Neva olunca akan sular duruyordu.

Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin