"İnanmıyorum ya...!" diye hırsla fısıldadı Sinan. "Ne zaman tutma sırası bana gelse, bu yaşlı tilki bir yerlerden beliriveriyor." Küçük Emir'e sıkıca sarılırken öfkeden kısılmış gözleri masaya doğru gelen Kemal Yeral'ı takip ediyordu. "Kesin bana gıcık bu adam."
Yanında oturan Semih dayanamayarak kahkahayı patlattı. "Oğlum şanssızım desene şuna."
"Yok, yok..." diye tısladı Sinan. "Şansla ilgili filan değil. Artık eminim. Bu adamın bana karşı bir garezi var bence."
Diğer tarafında oturan ve boş bir çabayla bebeğin ilgisini çekmeye çalışan Hayati kıs kıs gülerek ateşe benzinle gitti. "Daha önce ben de tesadüf olduğunu düşünüyordum ama... şu dakikadan itibaren şüphelenmeye başladım."
"Değil mi abi?" derken hararetle başını salladı Sinan.
Güneşlendiği yerden başını kaldıran Arif bıkkın bir sesle girdi araya. "Bırakın şu çocukla dalga geçmeyi yahu. Yoksa komplo teorileri üretmeye başlayacak şimdi."
"Ne teorisi..?" diye kaşımaya devam etti Hayati. "Düpedüz gerçek." Yaşlı adam yanlarına iyice yaklaştığı için fısıldayarak konuşuyordu şimdi.
Kemal Yeral masada oturan gençlere selam verdi ancak bakışları bebeğin üzerindeydi. "Küçük bey bugün nasıllar?" derken kollarını hevesle açmıştı.
Sinan, Semih'in uyaran bakışlarını görmeseydi bebeği vermeyecekti. Ancak emir büyük yerden gelmişti maalesef... Demir, ne olursa olsun yaşlı tilkinin gönlünün hoş tutulmasını istemişti.
İstemeye istemeye uyuklayan Emir'i açılan kollara bıraktı. Bebek bir iki mızıltıdan sonra susunca Sinan'ın yüzü hayal kırıklığı ile karıştı. Asık bir suratla arkasına yaslanırken etraftan gelen kıkırtılar yüzünden kaşları iyice çatılmıştı. "Sizi de görürüz bir gün." diye fısıldadı hınçla.
Tam o sırada turunu tamamlamış olan Demir de havuzdan çıkıyordu. Anlaşılan geleni o da fark etmişti. Büyükçe bir havluyla kurulanırken "Hoş geldiniz Kemal Bey." dedi resmi bir tonla.
Yaşlı adam belli belirsiz bir baş işaretiyle karşılık verip Emir'i sevmeye devam etti. Babası gelip oğlunu alnından öperken "Bir duş alayım geliyorum." dedi. "Bu arada ne içersiniz?"
"Soğuk bir şeyler varsa..."
"Tamam." Biraz geride yaşlı adama havuza kadar eşlik eden Yazgül bekliyordu. Demir'in bakışlarına "Hemen efendim" diye cevap verdi.
Canlandırıcı kısa bir duşun ardından kuru bir şort giyen Demir minik bir havluyu boynuna dolayarak yaşlı adamın karşısına oturdu.
İki adam kısaca bakıştılar. Sonra Kemal minik Emir'in başını okşarken sessizliğe son verdi. "Duyduğuma göre evi su basıyormuş neredeyse..." Ciddi bir sesle konuşmasına rağmen gözlerinde şakacı pırıltılar oynaşıyordu nedense.
"Ya... öyle." diye cevap verdi Demir aynı ciddi ses tonuyla. "Son anda fark ettik neyse ki."
"Neyse ki..." Bebeği büyük bir özenle diğer omzuna yaslarken bıyık altından güldü Kemal. "Yalnız dikkat et de Neva çevirdiğin dolabı fark etmesin."dedi.
"Anlamadım.."diyen Demir şaşkınlıkla irkilmişti. Diğerleri de dikkat kesiliverdi birden.
"Çevirdiğin dolabı diyorum.." diye tane tane konuştu yaşlı adam. "Dikkat et de Neva öğrenmesin. Ne kadar kızabileceğini tahmin edersin sanırım ve ne kadar da inatçı olabileceğini." Sesinde bariz bir gururun izi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
Genel KurguAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...