Muktedir kızını arkasına geçirirken "Sessiz ol.." diye fısıldadı. Bahçeden garajın yan tarafına kadar koşarken nefes nefese kalmıştı. Nazan hırıltılı soluklarını kontrol altına almaya çalışırken iyice geriye çekilip duvara yaslandı. "Şimdi ne olacak baba?"
"Biraz bekle..." Adamın bakışları geniş alanda sıralanmış birbirinden lüks araçların üzerindeydi. "Şu her tarafı siyah olan minibüsü gördün mü? Dördüncü sırada..?"
Nazan kararsızca adamın gösterdiği yere baktı. "Evet ama..."
"Hedefimiz o..."
"İyi de..." diye fısıldadı Nazan. Silah ilk ateşlendiğinde tavan yapan heyecanı şimdi yerini garip bir tedirginliğe bırakmış, titreyerek babasına yaslanmıştı.
"Şşşt... Sesine dikkat et."
Birkaç metre ilerde üniformalarından şoför oldukları anlaşılan birkaç adam bir araya toplanmış bir yandan ürkek bakışlarla etrafı gözetliyor diğer yandan da telefon tellerini yakıyordu. Muktedir yutkunup "İşaretimle birlikte arkamdan koşmaya başla..." diye fısıldadı. Bakışlarını ilerdeki guruptan bir milim dahi ayırmamıştı.
Çok beklemek zorunda kalmadılar. Ana evin olduğu taraftan bir adam koşarak gelmiş, herkesin dikkati o yöne kaymıştı. "Şimdi..." dedi Muktedir. Ve baba kız başları önde, minik adımlarla gölgelerin arasından koşturup garajın kapalı kısmına girdi. Yarı eğik vaziyette araçların arkasından olabildiğince sessiz ilerlediler. Nihayet başından beri Muktedir'in gözüne kestirdiği siyah Mercedes minibusün yanına geldiklerinde aracın arkasına çömelerek hızlanan nefeslerini düzenlemeye çalıştılar.
Küçük topluluk yeni gelişmeleri öğrenmek telaşıyla gelen adamı sorguya aldığı an atağa geçti Muktedir. Kazasız belasız sahibinin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş lüks aracın içine kapağı attıklarında derin bir soluk almışlardı. Muktedir bej rengi yumuşacık koltuğa çökercesine oturdu. Nazan gördüklerinden o kadar etkilenmişti ki olduğu yerde kalmış kıskanç gözlerle bakıyordu.
"Telefonun kapalı değil mi?" diye belki bininci kez sordu babası.
Bakışları her türden içeceğin sıralandığı minik dolaptan gayet rahat görünen koltuklara kayarken "Hıı.." diye mırıldandı Nazan.
Muktedir kızınınkine benzer siyah beresini geriye çekerken bir yandan da alnındaki teri siliyordu. Aracın iki tarafına monte edilmiş iki koltuğun arka tarafında boydan boya devam eden bir oturma alanı daha vardı. Üst tarafın kenarından dikkatle asılıp çekti. Açılan yere eğilip baktığında bagaj kısmını içine alan geniş boşluğu görünce dudakları memnuniyetle kıvrılmıştı.
Nazan yanına gelip geniş alanı incelerken "Ben de..." diye fısıldadı. "Nereye saklanacağız diye merak ediyordum." Babasına bakarken takdirle salladı başını. "Hepsini planlamışsın."
"Ne sanıyordun?" diye böbürlendi adam. "Sen baloya kim gelecek diye bakınırken ben en uygun kaçış yolları üzerinde çalışıyordum." Kızına içeri girmesi için işaret etti. Nazan boşluğa yerleşip kıvrılırken Muktedir son kez aracın içine baktı. "Bir yıl önce buna benzer bir şey ısmarlamıştım ama..."
Nazan merakla sordu. "Bunun sahibi kim?"
"Mallarıyla fazla övünen iki ihtiyar..." dedi Muktedir. Sessizce gülüyordu. "Sıkıntı olursa kolayca baş edebiliriz merak etme..."
"Ondan değil de..." diye söylendi Nazan huysuzca. "Fark ettirmeden nasıl çıkacağız?"
Muktedir silahını koyduğu cebine hafifçe vururken gizemli bir tavırla sırıttı. Nazan'a "Bereni indir." derken kendisi de başına uzanmıştı. Güç bela boşluğa girdiğinde harcadığı çabadan dolayı nefes nefese kalmıştı. Kızının yan tarafına uzandığında rahat bir pozisyon bulabilmek için kısa bir süre uğraştı. Nihayet durulduğunda açık olan kısmı geriye doğru çekerek kapattı. Köşelerden gelen hafif ışık huzmeleri haricinde karanlıkta kalmışlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/118678257-288-k246099.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...