"Ya oğlum..." dedi yorgun bir tavırla Yaşar. "İtiraf et de bitirelim şu işi... Amma da inatçı çıktın ya..."
"O kamera görüntüsündeki ben değilim abi..." diye sızlandı Muzaffer. "Yani arkadan biraz beni andırdığı doğru ama... Bin defadır söylüyorum..."
Yaşar ani bir hareketle dirseklerini masaya dayayıp öne doğru eğilince Muzaffer irkilerek geriye yaslandı. "Hadi diyelim sen değilsin..." dedi Yaşar fazlasıyla uzlaşmacı bir sesle. "Ne fark edecek ki? Sonuçta durdurulduğunda o arabanın sürücü koltuğunda olan sen değil miydin?"
Kirli sakallı genç adam Yaşar'ın uyku akan gözlerinden kaçırdı bakışlarını. Başını eğmiş, sorunun cevabı ordaymış gibi iri göbeğine bakıyordu.
"Orası öyle de abi..." dedi süklüm püklüm. Şimdi de karşı duvara bakıyordu.
Yaşar iç çekip arkasına yaslanırken küçük bir çocuk gibi ovaladı gözlerini. Karşısında gayet masum bir halde oturan adamla işini bitirip biraz kestirebilmek için can atıyordu ama...
"Muzaffer..." diye fısıldadı. "Suçüstü yakalandın... Bu saatten sonra ne söylersen söyle bu işin dönüşü yok. Deneyimsiz de değilsin ki... Hadi ifadeni ver de bir an önce işimize bakalım."
Muzaffer gücenik gözlerle bakıyordu şimdi. "Ama abi... Beni az da olsa tanırsın... Bu zamana kadar hiç acilin önünden araba kaldırdığımı gördün mü?" Yaşar kızgın bir tavırla doğrulunca "Ta.. Tamam..." dedi kekeleyerek. "Ne iş yaptığım ortada... Bu saatten sonra kaçacak halim de yok. Ama hırsız da olsam belli prensiplerim var... Yani zor durumdaki bir insandan faydalanıp..." Başını mümkün değil der gibi şiddetle iki yana salladı. "Beni aldıklarında da söyledim, şimdi de söylüyorum. Minibüs AVM'nin arka tarafında kapıları sonuna kadar açık bir halde kuzu gibi duruyordu. Anahtarı da üstündeydi. Yani ben de bir aziz değilim sonuçta..."
Yaşar elini saçından geçirirken sıkıntıyla ofladı. "Ne saçmalıyorsun Muzaffer?"
"Diyorum ki... Görüntüdeki adam gerçek hırsız..." dedi tane tane Muzaffer. "Ben de onun çaldığı bir arabayı kaldırdım. Bu durumda cezamın da ona göre..." Suratının ortasına patlayan kahkahayla sustu adam. Boynu bükülmüş halini gören azılı bir oto hırsızı olduğunu hayatta tahmin bile edemezdi.
Yaşar gülmesini tutmaya çalışırken sordu. "Yani..?" Ancak karşılık gelmeyince yüzü alabildiğine ciddi bir ifadeyle sertleşti. "Tamam... O halde bana gerçek hırsızı ver, ben de amirimle bir konuşayım. Ne dersin?"
Muzaffer'in gözleri bir anda umutla parlamıştı. Ancak kısacık bir süre sonra yüzü asıldı, omuzları da iyice çöktü. "O adamla kadını tanımıyorum ki..." diye sızlandı boğuk bir sesle.
Hiç beklemediği bir karşılık alan Yaşar şaşkın görünüyordu. "Hangi kadını..?"
"Minibüsü çalanları işte..." dedi Muzaffer. "Adam benim boylarda, belki biraz daha kilosu vardır... Zaten o yüzden görüntüyü karıştırdınız ya..." Kaşları hafifçe havalanırken "Ama..." diye devam etti. "Kadın bayağı güzele benziyordu."
Yaşar dikkatle baktı adama. "Bir şey çekmedin değil mi sen?"
"Aşk olsun abi..." diye söylendi Muzaffer. "Benim öyle şeylerle işim olmaz... Günah."
Eli farkında bile olmadan kalkarken "Hay ben..." diyen Yaşar son anda tuttu kendini. Sırtı sandalyeye yapışan Muzaffer ise tetikte bekliyordu. "Devam et..." dedi ölesiye yorgun bir sesle.
Muzaffer kollarını sıkıca göğsünde kavuşturmuş bekleyen Yaşar'ı gözleyerek "Dediğim gibi abi..." diye mırıldandı. "İki kişiydiler... Giysileri de koyu renkliydi... Kadın adama göre bayağı gençti. Minibüsten inince hemen yan sokaktaki döküntü bir unoya binip gittiler." Tetikte beklediğini unutup heyecanla masaya abandı adam. "İlginç değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...