Demir, gecenin geç bir saatinde eve geldiğinde güvenlik elemanları hariç, bir tek Aliye ayaktaydı. Gözlerinden uyku akmasına rağmen devasa mutfak masasının bir ucunda oturmuş kakaosunu yudumluyordu.
"Ali, kocaman adam oldum ama sen beni beklemekten vazgeçemedin bir türlü." diye takıldı genç adam.
"Seni beklediğimi de nerden çıkardın? Uyku tutmadı sadece..."
"Hadi öyle olsun bakalım." dedi sırıtırken ve aldığı koca bir bardak suyla yaşlı emektarın çaprazına oturdu. "Herkes yattı anlaşılan."
"Çoktan... Gerçi Senem seni beklemek istediği için gidip biraz yüzdü. Ama..."
"Semih'teydim. Çocuklarla biraz vakit geçirdik... İyi geldi sanki."
Aliye yorum yapmadan kakaosundan büyük bir yudum aldı. "Seninki hala sus pus... Senem o kadar diretti beraber yüzelim, iyi gelir diye. Kız nuh dedi peygamber demedi."
"Ali...'' Demir'in sesinde uyaran bir ton olmasına rağmen yaşlı kadın inatla devam etti. "Üstelik götürdüğüm yemeğe dokunmadı bile... Hep böyle iştahsız mıdır bu kız?"
"Seni neden uyku tutmadı, anladım. Ben de sebebi benim diye böbürleniyorum şurda."
"Sen de onun gibisin. Fark etmedim sanma..." Kaşlarını kızgınlıkla çattı. "Eğer kendinizi öldürmek için uğraşıyorsanız daha hızlı bir yol seçin. Yoksa bir dahaki sefere tepsiyi kafanıza geçireceğim."
Demir gülmesine engel olamadı. "Merak ediyorum, ona da söyledin mi bunu?"
"Konuşsa veya dinlediğini düşünsem söyleyeceğim ama..." Yaşlı kadın son yudumunu da alıp bardağını masaya bırakırken romatizmalı ayaklarının üzerinde yavaşça doğruldu. "Ben yatıyorum. Sana iyi geceler yavrum."
Genç adam şefkatle yaşlı kadının ağır ağır gidişini izlerken "Sana da Ali..." diye fısıldadı.
Bütün bir günü koşuşturmaca ve gerilim içinde geçmesine rağmen uykudan eser yoktu. Sessizce iç çekerek suyunu bitirdi ve odasına çıktı. Ilık bir duş belki de işe yarayabilirdi. "Ah, Ali..." diye fısıldadı üzerini çıkarırken. "Zaten sürekli kafamın içinde ama ondan neden bahsettin şimdi?" Adını düşünmek bile canını yakıyordu.
Hızlı ve sert hareketlerle yıkandıktan sonra suyu soğuğa ayarladı. Buz gibi su bedeninden akıp giderken ellerini duvara yaslamış, o tanıdık sancının dinmesini bekliyordu.
Bornozunu giyip yatağına oturduğunda hala gevşeyememişti. Aliye'yle yaptığı küçük sohbet kafasında dönüp duruyordu. Yemeği geri çevirmekle neyi ispat ettiğini sanıyordu bu kadın? Daha birkaç saat önce peşinde olduğu şeyi elde etmişti işte. Parasına istediği gibi dokunamayacaktı belki ama hem o pek değerli namusunu kurtarmış hem de her kapıyı açacak bir soyadına sahip olmuştu.
Belki de aç kalarak soysuz akrabalarının eline geçerli bir koz vermek niyetindeydi. İmzalamak zorunda kaldığı anlaşmayı delebilecek bir neden... O fırsatçı küçük kafa kim bilir neler planlamıştı?
Kararını verdiğinde dolabında giyebileceği uygun bir şeyler aramaya başladı. Seyahate çıktığı zamanlar hariç çıplak yatmayı seviyordu. En sonunda alt çekmecelerin birinde hiç giyilmemiş siyah bir gecelik takımı bulup üzerine geçirdi ve bu işi kökünden halletmek için işe koyuldu.
Bir üst kata çıkıp genç kadının kapısına geldiğinde zor kullanmak dahil bildiği tüm yöntemleri kullanmaya niyetliydi. Öyle ya da böyle genç kadının aklı başına gelecekti, kararlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...