Neva telefonu kapatırken dudaklarını sıkı sıkı birbirine bastırmıştı. Durgun bakışları ise geniş pencereden görünen şehrin ışıklarına takılıp kalmıştı nedense.
"Bir sorun yok değil mi?" diye sordu Senem. Elindeki fincanı uzatırken endişeli görünüyordu. "Son konuştuğumuzda Aliye her şeyin yolunda olduğunu söylemişti ama..."
"Yok, yok..." diye atıldı Neva. "Emir gayet iyi... Hala uyuyormuş. Zaten bir süredir geceleri rahat. Bu yüzden o konuda endişem yok. Sadece biraz..."
Genç kadın aradığı kelimeyi bulmakta zorlanınca "Yoruldun." diye özetledi Senem.
"Biraz..." dedi tekrar Neva tereddütle. "Ama yorulmaya alışığım, başa çıkabilirim. Asıl sorun bundan sonra ne olacağı..." Senem sessizce bekleyince yutkundu genç kadın. "İncisoy'lar... Onları sürekli etrafımda görmekten..." İçini çekip öfkeyle nemlenen bakışlarını yine dışarıya çevirdi. "Çok fazla zarar verdiler ve... Bunaldım artık."
Senem anlayışla gülümsedi. "Eğer onların yapacaklarından korkuyorsan..." dedi kararlı bir tavırla. "Bu akşam şansları yaver gitmiş olabilir ama yolun sonuna geldiler Neva. Kaderlerini kendi elleriyle mühürlediler..."
"Üstelik..." dedi hemen arkalarından bir ses. Semih'ti. Dikkatli bakışları karısının yorgun yüz hatlarında olan genç adam da normalden daha durgun görünüyordu. "O aile artık seninle uğraşmaya fırsat bulamayacak. Hatta akıllarına gelmeyeceğine bile bahse girebilirim."
"Doğru..." diye hevesle katıldı Senem. "Bütün emniyet peşlerinde..."
"Sadece emniyet değil..." dedi Semih. "Çok daha ciddi bir durum söz konusu..."
Kanlar içinde yerde yatan adamın görüntüsü aklına gelirken "Sağır Reşit..." diye fısıldadı Neva. "Adamları intikam için peşlerine düşebilir."
"Düşebilir değil Neva..." dedi genç adam. Senem heyecanla kocasının kolunu tutarken "Bence çoktan düştüler bile." diye mırıldandı Semih.
Karısı merakla atıldı. "Çok emin konuştun. Bildiğin bir şey olmalı..."
"Sadece bir his..." dedi genç adam. "Biraz önce Kemal Bey ve Ali ile konuşuyorduk da... Sağır Reşit'in yardımcısı... Sanırım adı Recep'miş..." Neva başıyla onaylayınca "İşte o adam..." diye devam etti. "Kemal Bey'in düşüncesine göre öylece durup polisin işi bitirmesini bekleyecek türde birine benzemiyormuş. Patronunu koruyamadığı da göz önüne alınacak olursa..."
Senem düşünceli bir ifadeyle "Kanını yerde bırakırsa başını kaldırıp kimsenin yüzüne bakamayacaktır." dedi. "Şeref meselesi... İntikamını almak zorunda..."
Semih olayı her yönüyle ölçüp biçmeye çalışan karısının ciddi yüzüne bakarken sırıtmaktan alamadı kendisini. Merakla Neva'ya göz attığında ise gülüşü genişledi. Aynı ifade onda da vardı. "Sen de öyle düşünüyor gibisin." diye yem attı hemen.
Neva iri iri açılmış gözleriyle bakarken "Şey..." dedi tereddütle. "Bu açıdan hiç düşünmemiştim aslında. Recep Bey küçük bir çocuk gibi hüngür hüngür ağladı. Patronuna gerçekten de çok değer veriyormuş gibi geldi... Melike Hanım için de fazlasıyla endişeli görünüyordu. Onu zor ikna ettik. Hatta tam olarak ikna edebildik mi ondan bile emin değilim. Sanki bir yardımcıdan çok aileden biri gibi davranıyordu. O yüzden..."
Kararsızca duraklayınca Senem "Hımm..." diye mırıldandı yeni bir ipucu yakalamış dedektif edasıyla. "İncisoy'ların peşine düşerse sebebi daha çok kişisel nedenlerle olacak diyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ateş - Neva (Tamamlandı)
General FictionAyrı dünyaların insanlarıydılar. Ama kader farklı düşünüyordu...